- 1009 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dilini eşşek arısı soksun
……….Bilirsiniz özellikle orta Anadolu halkımızın arasında karşılıklı laf arasında konuşulurken kullanılan pek çok atasözümüz olduğu gibi, yine pek çok ünlü, çeşitli anlamlara çekilen atalarımızdan günümüze kadar gelmiş dilimize yerleşmiş olan kullandığımız ata sözler kadar kıymetli deyimlerimiz vardır.
……….Bunlardan bazılarını örneklersek, “ -Dilini eşşek arısı soksun”, veya “-Ağzından yel alsın” bunlardan sadece ikisidir.
“ Dilini eşşek arısı soksun “Deyimi ile ilgili bir anımı sizlere kısaca burada bahs etmek istiyorum.
……….Günlerden bir yaz günüydü deniz kenarındaki bir yazlık evde, komşularla ailece oturmuş sohbet ediyor çaylarımızı içiyor yemek yiyorduk.
……….Hava çok sıcaktı etraftaki ağaçlarda eşşek arıları vızıldıyor, oradan oraya uçup duruyorlardı.
……….Bir ara bir arkadaşıma dedim’ ki çayının içine eşşek arısı düşebilir çayını içerken dikkat et dilini arı sokmasın yoksa ölürsün diye diye uyarıda bulundum.
……….O’ da bana cevaben “Dilini eşşek arısı soksun” diye intizar eder gibi bir cevap verdi. Arkasından sohbet koyulaştı eşşek arılarının zehirli olduğu soktuğu insanların hastaneye yetiştirilmezse ölebileceğine dair çeşitli konular açıldı geçmişte olan olaylardan örnekler anlatıldı.
……….Akşam yaklaşmıştı deniz uslu bir çocuk gibi uyuyor mavi örtüsünü üzerine çekmiş kımıldamıyordu. Gökyüzü ondan daha mavi, ufkundan batmak üzere olan kızıl güne gülümsüyordu.
……….Bizler denizin ufkuna bakıp sohbetimizin sonuna gelirken Kayserili bir komşunun yaptığı mantı tepsisi hoş kokular içinde gelmişti.
……….Sofralar kuruldu, komşuların yapıp getirdiği sofraya koyduğu Kayseri mantısı tereyağı içinde mis gibi etrafta kokmaya başladı. O dediğim eşşek arıları kokusunu bizden önce almış, etrafımızda dolaşmaya başlamıştı.
……….Oturduğumuz sofrada mantıyı kaşıklarken sanki onlardan evvel bitirmeye çalışıyorduk. Her halde en acele eden benmişim’ ki, birden bir arının mantı ile birlikte ağzıma girdiğini hissettim. Hissettim amma, daha ben onu boğazımdan çıkaramadan yuttuğum mantının içindeki arı beni bir anda boğazımdan çoktan sokmuştu.
……….Ne kadar boğazıma parmak atıp kusmaya çalışsam’ da mantıyla beraber arı mideme gitmiş boğazım çok geçmeden şişmeye başlamıştı. Yakınlarda doktor ve hastane yoktu. En yakın mesafe yarım saat uzaktaydı.
……….Boğazım hızla şişerken ben nefes almakta zorlanıyordum ve ölmemek için zor direniyordum.
……….Sağ olsun bir arkadaşım beni arabasına aldı, dediğim o yarım saat uzaktaki hastaneye götürdü. Bu arada ben, ölümle yaşamak arasında, gittim, gittim geldim.
……….Doktora sonunda yetiştik amma, doktorun alaylı imalı manidar konuşmaları altında ölümden kurtulmuştum amma, “Dilini eşşek arısı soksun” Deyimi’ de hiç zaman aklımdan çıkmayan bir deyim olarak hafızama yerleşip kalmıştı.
10 Nisan 2019
Ahmet Yüksel Şanlı er