Müslüman Ölümden Neden Korkar Anlamıyorum
Kin ve nefret duygusu İslamın içinde olmayan, tasvip edilmeyen değerler. Bu duyguları yok etmeden cennet yüzü görmek mümkün değil der, rivayetler! Çünkü cennet, her türlü şerri yenmiş insanın yaşayacağı yer. İnsan dünyadayken, bu tür kişilikle ortaya çıkan bozulmalarını onarmak zorundadır. Bunun yerine sevgi, aşk, kardeşlik ve Allah’ın bahşettiği affedicilik bize yakışır. Zalimin şerri ve şer odaklarının yapmak istediği, bu kini ve nefreti içimize ekmektir. Bu, şeytani bir oyundur. Akli selim düşünen, ne yapması gerektiğini hesap eden, yaptığının sonunun nereye vardığı gören ve cennete ulaştıracak her türlü güzel amel ile ileriye bu şekilde bakmak gerektiğinin hesabını yapmalıdır. Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor, canımız çok yanıyor. düşünsenize, Taif’te her tarafı kan revan içinde kalıp, taşlanan yüce peygamberimize(sav) Cebrail(as) diyor ki, "Allah izin verdi. İste yeter ki bu Taif’i yerle bir edeyim" ama sevgili peygamberimiz(sav), "hayır!" diyor. öyle rahmet ve sevgiyle, "belki biraz sonra buranın insanı, yaptıklarından pişman olup, iyi bir Müslüman olabilirler." biz böyle bir dine inanmış bir toplumuz, Osmanlı torunlarıyız...
İnsan yalnızca kendi amelinden sorulacak, Allah tarafından. Biz kimsenin amelinden sorgulanmayız. Biz insanlara iyiliği emreder, kötülükten men etmeye gayret ederiz. Kişi, eğer bizim öğüdümüzü dinlemezse, yapacağımız bir şeyde yoktur. Bu öğütten sonra kul hakkıda sorulmayacaktır, bu kişiyle ilgili… Sonuçta, hidayet vermek ve kişiyi İslam’a yaklaştırmak Allah’ın işidir. Biz belki buna sebep oluruz diye gayret eder, samimiyetle bunu isteriz…
Bugün Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da… Yaşananlar da böylece düşünülmelidir. Zulme uğrayan yerde eğer Müslüman Kur’anı iyi öğrenseydi, Kur’ana göre yaşasaydı, düşmandan kaçmak yerine savaşırdı. Ölmek, Allah yolunda olacağı için bu müslüman kardeşlerimizin kaybedeceği bir şey yoktu. Aksine kazanacakları şey, İslami bu duruşla, Rabbime diyeceklerdi ki, “Sana olan samimi imanımla kanımı ve canımı sana sundum ya Rabbi…” Böylece şehit olacak ve Allah’ta ondan razı olacaktı. Savaşmak yerine kaçtıkları için ona saldıran kafir, kendini firavun gibi hissederek, av peşinde tuzakları ile cellat konumunda Müslümanları öldürüp, rezil rüsva etmektedir. Müslüman, eğer kardeşliği bulunduğu toplumda, safi imanla yayarsa, asla kafir galip de gelemez. Tıpkı, Bedir ve Hüneyn savaşlarında, Allah, Müslümanları Melekleri ile koruması gibi… Bu haklı duruşta Allah yar ve yardımcıları olacaktır. Artık Müslüman, düşmandan kaçmak yerine, Allah’ın gücünü isteyecek, dimdik ve ayakta böylece durmayı başaracaktır… Konu ölüm olunca, nedense, sanki öldürenin zulmünden kaçmak marifetmiş gibi kaçmak nasıl bir mantıktır… Allah Tövbe süresinde demiyor mu, canı ben alırım, siz ister savaşın ister savaşmayın… size oturduğunuz yerde bile ölümü tattırırım demiyor mu?
Bugün dik durma ve uyanma zamanıdır. Bu da ancak Kur’anı okuyup, anlamak ve onun ölçüsünde yaşamakla mümkündür. Nasıl ki, anayasamız var ve onun ihlali ile her türlü ceza ihlal edene veriliyorsa ve cezalandırılmamak için anayasamızı öğrenmek ve bu şekilde yaşamaya gayret etmek zorundaysak, lütfen Allah’ın tavsiyesi olan Kur’anı öğrenelim ve ona göre yaşayalım. Yalnızca, Allah’tan korkalım, kuldan değil. Allah’a inanmış ve Mısır’ın başkentinde yaşamış olan Seyyid Kutup, onu, eğer yolundan ve davandan vazgeçersen seni affederim diyen cumhurbaşkanına, ister affet ister affetme, ben yalnızca Allah’a iman ettim ve verdiği öğüdü yaşarım demiş ve asılmaktan, ölmekten de korkmamıştır. Bunu diyebilmek için, yalnız Allah’ın olduğu güzel kalbe sahip olmamız gerekiyor. Eğer kalpte başka aşklar ve vazgeçemediğimiz dünyalıklar varsa, onları kaybetmek istemez ve tek korkumuz onu kaybetmemek üzerine kurulu olur.
Bugün Müslüman dünyanın uyanışı ve dik duruşu, Allah’ın tavsiye ettiği yol üzerinde yaşamakla mümkündür. Allah’tan başka süper güç yok, anlayın artık Müslüman kardeşim. Bizi kurtaracak da ondan başkasına kul olmamamızla mümkündür. Eğer kişi, Allah yolunda yaşamazda, Allah’a Rabbimin istediği gibi teslim olmazsa, onu ne bu dünyada kurtaran olur ne de öbür dünya da…
O süper güç dediğimiz, şimdi kasırgalar ile uğraşıyor. Rabbimin kasırgasına önlem alabiliyor mu? Rabbimin, ya 8,2lik depremine? İnsanları korkuyla kaçıyor, Ulme uğramış Müslümanlar gibi… Ama ben hala Müslüman kardeşlerimin neden kaçtığını anlamıyorum. Suriye’de, Irakta neden Türkiye sığınır Müslüman da, vatanı için savaşmaz ki… Hala anlamıyorum! Siz anlayabiliyor musunuz? Müslüman ölümden neden korkar ki…Ölümden yalnızca Allah’a kavuşmak istemeyen, korkar ya!
Korkunun ecele bir faydası yok
Ölürüz olsak da aç olsak da tok!
Saffet KURAMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.