Milad'ım ve Şiir
Beni hayatınıza ekler misiniz bayım? Geçmişin bana şiirsinas sevdirmeler yaşatmanızın hatrına? Şiir seven biri değildim ben aslında . Lise yıllarımda şiir okuyan ve yazarlarla dalga geçerdim. Yani bir türlü anlamazdım şiirler ne diyorlar. Ne diyorlardı şiirler? Anlamak da istemezdim . İstemiyordum da. Yıllar sonra hayat seni bir çok şeyden mahrum bıraktığında , bir bakıyorsun ki etrafında kimse kalmamış ve müthiş bir mücadele içerisindesin.
Mücadelende bakmışsın ki daha yolun yarısındasın ama başka bakmaya başlamışsın. İyi ki de başka bakmaya başlamışsın . Baktığın pencereyi ilk defa görüyorsun. Daha önce böyle bir ışık , aydınlanma gelmemiş hayatına. Heyecanlanıyorsun. İyi ki de o pencere çıkıyor karşına. Ohh be diyorsun ne yasamışım ya da ne yaşamamışım ben diyorsun. İşte tam da sana açılan o pencere "Şiir Penceresi " oluyormuş ama sen bunu bayağı geç anlıyormuşsun.
Bu pencereden sana saçılanlar şiir ateşi oluyormuş. Sen bunu hızla benimseyip açlıktan ölmüş, hayatı boyunca ekmek yememiş bir insan gibi ya da eski çağlardaki insanların ateşi keşfetmesi gibi bir açlıkla keşfe bakıyorsun. Her keşfinde yeniden sana saçılan ışıkta yürüyor, koşuyor ,oynuyor ,uyuyor ,bakıyor ,yüzüyorsun. Yani bir bakmışsın o sana açılan pencereyle birlikte tekrar bakmaya ,yaşamaya, yasayan olmaya karar vermişsin.
Benim bu pencereyi bulmama kesfetmeme sebep olan yani yeniden yaşamaya başlamamı sağlayan bir büyü vardı diyebilirim. O, bozulmasını istemediğim büyü!... Zaman zaman üstüne , altına , konuşmalarına ya da öylesi takip edip bilgisayarımda görsellerinden oluşmuş gizli dosyaya sığındığım ; o günleri , o heyecanı özlediğim ve hiç daha yaşamadığım büyü .
Kısaca dedim ki bana "Sihir" gibi gelen "Milad"ım olsun . Olsun Olsun. O benim "Sevgili , biricik Miladım olsun."
Arzzuuu
Görsel : Nostalghia (1983) | Andrei Tarkovsky