- 847 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLUK MANTIĞIM-4
Derede Kaç Tane Su Var?
Suyun yapısı beni çok düşündürürdü. Diğer maddelere benzemese de kafamda bu madde için diğer maddelerin bazı özelliklerine benzetmeye çalışırdım… Örneğin gözle görülemeyecek kadar çok küçük tanelerden mi oluşuyordu. Bu taneler birbirinin özerinden kolayca kayıp yü-zeyini düz hale getiriyordu. Böyle düşünürken başka bir düşünce ortalığı karıştırıyordu. O da son derece yumuşak bir madde. Örneğin hamur gibi ama ondan çok daha yumuşak. O nedenle döküldüğü yere kolayca yayılıyordu. Fakat bir gün derede balık tutarken ağabeyim şaka yollu olarak “derede kaç tane su var acaba?” diye sormuştu. Onun da mı kafasından benim düşünce-ler geçiyor acaba diye düşünmüştüm… Tabi ki molekül kavramını henüz bilmiyordum…
İçimizdeki Atom Patlamaz Mı?
Atomu hep bombayla eş tutardık. Başka bir özelliğini bilmezken bir öğretmenimiz her mad-denin atom denilen çok küçük parçacıklardan oluştuğunu söylemişti. Bir bilimsel dergiden de okumuştum. Bu ilginç bir konuyu ağabeyime de açmıştım… Şaşırdı ve “yediğimiz şeyler de mi atomlardan oluşuyor?” diye sordu… Ben “evet” deyince… “Olur mu hiç. Patlar ya!” diye itiraz etti. Onun atomu barut gibi bir patlayıcı madde olduğu görüşünü bir türlü değiştireme-dim…
Öykülerdeki Çelişkiler
Nasılsa çocuğuz ya, anlayamayacağımız bu çelişkileri…
Bir dergide resimli roman şeklinde bir Hint masalı vardı. Ömer 300 rupi ile alışverişe çıkar. 100’er rupiye bir yılan, bir kedi ve bir de papağan alır. Amacı bunları 2 misli fiyata satmaktır. Ancak hiç birini satamaz. Kara kara düşünürken yılan dile gelir…
“Üzülme Ömer, seni bu dertten kurtaracağım. Ben yılanlar kralının oğluyum. Beni babama götürürsen ne istersen verir. Burnunun üzerindeki sihirli pırlantayı iste. Onunla bütün dileklerin olur.”
İşte ilk çelişki… Yılanlar kralının her dileği yerine getiren böyle bir sihirli pırlantası varsa neden oğlunu onunla geri getiremiyordu?
Geçtik burayı… Ömer yılanı teslim eder ve sihirli pırlantaya sahip olur. Her dileği kabul olur. Önce kral olmak ister, pat diye kendisini sarayda ve taht üzerinde bulur. Bir güzel kız ister, pat diye bir dünya güzeli yanında olur ve onunla evlenir…
Onların bu mutluluğunu çekemeyenler olur tabi. Bir büyücü kraliçenin teyzesi olduğu yalanıyla saraya girer ve kraliçeyi görünce “Ooo… kızım!” der, “Ne kadar büyümüş, serpilmişsin seni görmeyeli!”… Sonra teyze kız konuşurlar. Sihirli pırlantayı sorar kraliçeye… “Ben bile onun eseriyim” der kraliçe teyze bildiği kadına…
Gelelim ikinci çelişkiye… Kraliçe sihirli pırlantanın bir eseriyse ve kraliçe de bunu biliyorsa bir teyzesi nasıl olabiliyor?
Ömer sihirli pırlanta sayesinde elde ettiği milyonlarca altını fakir halka dağıtır…
Buradaki üçüncü çelişkiye daha sonra değineceğim…
(devam edecek)
Kadir Tozlu
05.04.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.