- 640 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Özgür insanlar çoğaldıkça yeryüzünde fesat çoğalır!
“Onlar, Allah’a verdikleri kulluk sözünü bozmuş; Allah’ın korunmasını emrettiği bağları, iman, amel, sosyal ve ahlâkî ilişkileri koparmış, özgürce davranarak yeryüzünde bozgunculuk yapan kimseler olmuşlardır. Sonuçta yegâne sermayeleri olan dünya hayatını Allah’ın istekleri doğrultusunda kullanamadıklarından, tam anlamıyla zarar etmişlerdir.” (Bakara 27)
İnsanın fıtratı mümindir; fıtrat, Allah Teâlâ’yı tanır ve ona itaat eder. İnsan, iradi fiiller noktasında özgür davranır ve Allah Teâlâ’ya asi olur. (Günah) İradi fiillerin veriliş nedeni ‘dünya sorusu’ karşısında, insanın, duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını ortaya çıkarmaktır. İnsanın hilkati tertemizdir; fıtratın dili Hakk’ın dilidir, fıtratın dini insanların ortak dinidir ki, adı İslam’dır. İslam, fıtrat dini olarak herkestedir. Fakat kültür farklılıkları bu gerçeğin ortaya çıkmasını baskılar. Yoksa fıtrat, Allah Teâlâ’yı tanır, ona kulluk etmek ister.
Her insan mutlaka tapar, fakat önemli olan Allah Teâlâ’yı tanımak ve ona tapmaktır. Aile ortamı, sosyal ve kültürel çevre, eğitim, kitle iletişim araçları vb. nedenlerle insan fıtratında olan Allah Teâlâ inancından ve Allah Teâlâ’ya kulluk duygusundan uzaklaşır. Allah Teâlâ ile arasındaki irtibat zayıflamaya başlar. Kimi insanda ise bu bağ tamamen kopar. Sonunda dünyaya ait nesneleri Allah Teâlâ’nın yerine koyar ve onlara yönelir (Ateizm). Kimi ise, totem, ikon, nesne, madde vb. tapınma araçları edinir (Müşriklik, Politeizm). Kimi de beden ve hazları yüceltir. (Hedonizm)
Sonuç: Hem fıtraten İslam olarak yaratılmış hem de Allah Teâlâ’ya ait kutsal kitaplar ve gönderilen peygamberler tarafından uyarılmış insanlık, özgürüm diyerek, Allah Teâlâ’ya doğru değil de kendine doğru koşar. Sonuçta Allah Teâlâ ile arasındaki ilişki kopar. Özgürce davranmayı içselleştirir. Tercihleri nedeniyle kimseye hesap vermek durumunda olmadığını düşünür; bir kadınsa, ‘kürtaj beni ilgilendirir, karnımdakini istersem doğururum, istemezsem öldürürüm!’ der; bir erkekse, ‘ben özgür biriyim, canım neyi isterse onu yaparım!’ diye efelenir (Firavun kültü). Gerçekten de onlara bu imkân verilir; fiillerini seçer ve yaparlar. Bu Allah’ın koyduğuna (Hak) karşı bir alan oluşturur (Batıl). Öyle bir hâl alır ki, özgür insan tipi çoğaldıkça yeryüzünde fesat çoğalır. Kendilerini Allah Teâlâ ile sınırlamayan insanların oluşturduğu sosyal toplum, Kur’an-ı Kerim’de öykülenen Ad, Semud, Lut vb. özgür davranmayı yüceltmiş toplum modellerinin modern versiyonunu ortaya çıkarır. Özgür insan kendine sermaye olarak verilen günleri Allah Teâlâ’ya kul olarak geçiremediğinden büyük bir zararla elden çıkarmış olur. Bu insan tipi çoğalıp bu sosyal yapı yaygınlaştıkça genel son yaklaşır. (Kıyamet süreci).
M.Talât Uzunyaylalı
YORUMLAR
Yazı yarım kalmış, özgür insanın bu onulmaz derdine çare nedir, sonuç olarak çözümü nerede görüyorsunuz?