1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1111
Okunma
“Onlar, hidayet (Kur’an-ı Kerim’e bağlı yaşam) karşılığında dalâleti (ahiret yok sayılıp yaşanan dünya hayatını) satın aldıklarından, ticaretleri kazanç sağlamamıştır; çünkü bu tercihleri onları kurtuluşa değil, helake sürüklemiştir.” (Bakara 16)
Münafık-kâfir grubu, dün olduğu gibi bugünde, Kuranî bir hayat yerine, Kur’an-ı Kerim dışı bir hayata değer verip dünya imkânlarını elde etmek arzusuyla hareket ederler. Maddi manevi varlıklarını bu alış-veriş uğrunda harcarlar. Para piyasaları, konut, sanayi, ticaret, hizmet sektörü vb. ekonomik faaliyetler hayatlarının öncelikli gayesidir. Şirketler kurup piyasalarda iş yaparlar, tecrübe edinirler, daha çok para için gece gündüz uğraşırlar. Bu amaç doğrultusunda politikayla ilgilenir, kitle iletişim araçlarını da bu yönde kullanırlar. Filimler, diziler, bu değerleri yüceltir. Etki ettikleri, hatta kontrol ettikleri ilk eğitimden akademik eğitime kadarki öğrenme süreçleri boyunca, hatta sosyal ve kültürel ortamlarda, hep bu temaları işlerler. Hayatın kurgusunu bu anlayışa göre oluşturduklarından, kitlelerin de bu yolda yürümeleri için gayret sarf ederler. ‘Hayat sadece bu hayattır’ diyen kâfirler ve münafıklar, yegâne sermayeleri olan hayatlarını kendilerinin açtığı bu yolda sadakatle yürüyerek harcarlar.
Bu anlayış büyük bir paradokstur; aldanma ve aldatmadır. Şu anda yeryüzünde ‘Benim! Benim!’ dediklerine sarılmış 7 milyarı aşkın bir insan kitlesi vardır; yüz yıl sonra bu nüfustan geriye sadece dünya kalacak. Bu kadar insanın dünyayı ve onun imkânlarını elde etmek için yaptıkları vahşi mücadele ise, trajik bir şekilde sona erecek. Kendileri gidecek, değer verdikleri dünya yerinde kalacak.
Sonuç: İnkârcılar, dünyayı ahirete hazırlık için geçici bir yaşam bölgesi olarak hazırlayan Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki uyarılarını dinlememiş olmanın bedelini inanmadıkları ahirette ağır şekilde ödeyeceklerdir. Dünyayı ve ahireti tercih noktasında, dünyayı tercih edenlerin tutumunu, Allah, tamda bu insanların değer verdiği bir kavramla, satın almak fiiliyle karşılıyor ve yapılan alış-verişin değersizliğini bize gösteriyor. Kimse dünyadan bir çöp olsun çıkaramaz. A sınıfı bilançoların ve yüksek banka hesaplarının Allah indinde bir değeri yoktur. İnsanları dünyaya davet edenler, ona bir köle gibi bağlayanlar, yığınları aldatmaktadırlar. Allah ise, isteseler de istemeseler de, insanları, dünyadan çıkarıp ahirete götürmektedir; çünkü insan, dünyalı değildir, onun ilk ve son evi ahirettir. O halde dünyalılar müflistir; ahiret hayatına inananlar ise muflih. Ancak muflihler, dünyada gerçek ticareti yapmış, en büyük başarı ve zafer olan cennet ülkesine yerleşmeyi hak etmişlerdir.
M.Talât Uzunyaylalı