- 468 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mesleğiniz Nedir?
Bu günkü tren yolculuğum esnasında oldukҫa genҫ bir delikanlı kız arkadașıyla benim ikamet ettiğim șehir güzergahına giderken aynı kamarada oturduktan belli bir süre sonra okuduğum kitaba bakarak bana ne iș yaptığım sordular!
Ben de „șu anda bir șey yapmıyorum!“ „Gördüğünüz gibi oturmuș kitap okuyorum“ dedim! Nasıl yani diye tekrardan sordular! Ne iș yaptığımı: Ben yine aynı cevabı verince tabii ki, bu ҫalıșkan, dinamik, meraklı, ilgilenen iki genҫ: „Ama insan mutlaka bir șey yapmak zorunda! Nasıl geҫiniyorsunuz? Hayat öyle kolay değil ki? Her istediğimizi yapalım ve keyifimizce yașayalım diye bir imkan tanımaz ki?“ „İnsan mutlaka bir meslek öğrenmeli, onu icra etmeli ve belli bir kazanҫı olmalı“ yașaması iҫin diye soruyu uzatmak istediler: Cevabım yine aynı oldu! Benim mesleğim „sevgi ve sevmektir“. „Ben sadece yașıyorum! Yașamak iҫin seviyorum! Sevmek iҫin yașıyorum! Diye cevabı verdim nazikҫe! „Seviyorum“ dedim! Onu seviyorum dedim! O kim diye sordular, bu kez daha meraklı bir șekilde! Ben yine „O bir sırdır dedim! Sırrın iҫinde ki bir sırdır! Sığmaz asla yeryüzüne! Gökyüzü bile dar gelir ona“ dedim!
Nasıl yani dediler? „Ҫünkü o bir insandır dedim! Onu gözelerim de büyütmüyorum, ҫünkü o gözlerime sığmayacak kadar büyük bir insandır. Her paralandığımda parҫalarımı toparlayan ve cerrahi bir yürek eliyle beni insan yapan insandır! İnsanlığın ve insan olmanın dıșında ne bir mesleğim ne de bir ünvanım var benim!“ diyerek durumu toparlmaya ҫalıștım! Ben dolaplarıma elbise ve ünvan yerine insanlık doldurmaya ҫalıșıyorum! Bu zamana kadar kendimi yormam ve gereksiz yere bu talancı ve sömürücü sisteme feda ederek ezilmeme/ize rağmen hiҫ bir șey elde etmeyișimizi“ örenk olarak verince genҫler biraz daha sempatiyle bana düșünce bazında yaklașarak teșekkürlerini sundular! Adlarını bile sormadan geҫirdiğimiz bir saate yakın beraberlikte „insanlığın meslek olduğunu ilk kez duyarmıș“ gibi bir tavır takınsalarda, ünvanların „insan olmak iҫin bir yeterlilik belgesi olmadığını“ anlamaları sevindirici bir duygu olarak hatıra defterimdeki yerini alacaktır.
Evet! Velhasıl!
Bir kez daha üzerine basarak vurguluyorum: İnsanlığın ve insan olmanın dıșında hiҫ bir ünvana ihtiyacım yoktur ve de olmayacaktır!
Gelecek kușaklara öğreteceğimiz mesleklerin en bașında geleni; „insan olma, insanı anlama, empati kurma, itaate dayalı olmayan saygı gösterme, acıları paylașma, aҫ gözlülükten (tamahlıktan) sakınma, doğrluluğu, eșitiliği, paylașmayı ve anlașmayı eğitim müfredatlarına yerleștirmek olmalıdır.
Saygılar
H. Hüseyin Arslan - 19.03.2019