Alçak gönüllülük...
“Kifayetsiz muhterisler”
Her konuda her şeyi bildiğini zanneden ama bilmeyen cahil cesareti ve umursamazlığı olan insanlar. Anımsadınız mı etrafınızda böyle insanlar olduğunu ve hep onların daha başarılı,mevki sahibi ve sözü geçer olduğunu. Enteresan değil mi. Hiç kıyasladınız mı bunları kendinizle? Kıyasladınız mutlaka peki çıkarımınız ne oldu acaba ? Tahminimce siz ondan daha nitelikli ve zekisiniz, daha çok çalışıyorsunuz ama o sizin üstünüzde ceviz kırıyor. Neden acaba? Yapılan bazı araştırmaları okudum. Dunning – Kruger etkisi diye bir araştırma yapmılmış zamanında. Kısaca özetleyecek olursak bu araştırmayı; Dunning-Kruger sendromu olarak da adlandırılır.
Psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” der. Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:-niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler ;
-niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar..
İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da bulurlar. Cornell üniversitesinde 45 öğrenciyle bir test yaparlar, çeşitli sorular sordular.Ardından öğrencilerden testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini istediler.En başarısızların yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.En iyilerin yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların en alçak gönüllü denekler olduğu soruların yüzde 70’ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri görüldü. Muhterisler kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu “yetersizlik + haddini bilmeme” durumunun mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi işinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir “hak”olarak görecektir.Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla alçak gönüllü” davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar,kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile suçlanacaklardır. Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı
yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.
Kifayetsiz muhteris olmak bir tercih fakat alçak gönüllü olmak bir karakter meselesidir,ahlakın,eğitimin ve insani vasıfların kişinin karakterine sirayet etmesi meselesidir.Bu açıdan bakıldığı zaman sanırım bir çoğumuz kifayetsiz muhteris olmak yerine alçak gönüllü olmayı tercih ederiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.