- 806 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MUHASEBE ETMEK
MUHASEBE ETMEK,
Elimizle düzeltme imkânından feragatle söze istimdat edişimizden; söze gücümüz yeterken kalbimizle bugzetmeyi yeğlemiş olmamızdan; ya da bir yaşam belirtisi ve değer nisanesi olan bu üç erdemin rehberliğine boyun eğmeyişimizden ötürü iç dünyamıza dönük bir hesaplaşmadır. Bu hesaplaşma ancak, söz etme makamında iken şükût etmeyi , idrak etmek mümkün iken inkâr etmeyi ve harekete geçebilecek iken eylemsiz kalmayı tercihimizden ötürü kendimizle kıyasıya cebelleşmeyi göze almamızla mümkündür.
Öyle ki muhasebe etmek, kişinin kendi iç dünyasına, iç evrenine doğru katmanlı seferler düzenleyebilmesinin imkânini var eder. Böylece muhasebe etmek, insanın iç evrenine doğru yapacağı derinlikli yolculuğun binitidir . Çünkü icra ettiklerimizi ve deneyimlediklerimizi muhasebe etmek suretiyle değerli olanın kunhüne ermenin sezgisel imkânina kavuşuruz. Bilincimiz sezgisel bir duyuşla keskinleşir. Zira muhasebe etmek, noksanların tamamlanmasına, hataların giderilmesine, yoksunlukların telafisine, ihmallerin ikmaline, kusurlarımızın düzeltilmesine ve bünyesel rahatsızlıklarımızın sağaltımına yarayan eylemli bir duyarlılıktır. Deneyimlenen yaşamlar, acı ve tatlı yaşanmışlıklar, tarihe düşülen kayıtlar ve üretilen emeklerin bileşkesinden mütevellit yaşam yetkinliklerine ve/ya erdemlerin bilgisine erebilmenin öncüleridir. Zira kişinin kendisiyle muhasebeleşmesi, erdemlice eyleminin imkânini var eden bilgeliği doğuran soylu bir çabadır. Yalnızca bilgi açığını değil, hikmet noksanlığını ve bilinç yoksunluğunu da gidermeye dönük bir uyarandır. Akış hâlindeki zamanın zihin, gönül ve gerçeklik evrenimizde her dem tazelenerek kurulmasını mümkün kılar. Dünyamızı dar eden bütün yıkıcı emeller karşısında umudun her dem diri kalmasına imkân sağlar. Öyle ki söz, bir yanda izzet, onur ve şerefin; öte yanda horluk ve hakirliğin kaynağını teşkil eder.
Kendini bilmek ve anlamak, başkalarını bilmek ve anlamaktan daha önemlidir. Umudunuzu her daim dik tutmak, karşınızdaki insanlara kendinizi ispatlamak zorunda kalmadığınız bir dünyada yaşamaya çalışmak kadar zor olmamalıdır. İnsan olarak bütün boyutları ile varlığımız, benliğimiz, tarihimiz ve muhayyilemizin yapılandığı zaman düzlemi, bir yandan bütün vuşatı ile önümüze sonsuz bir ufuk çiziyor. Her bir yaşam tekilliği için paha biçilmez bir değeri ve mutlak bir hakikati ifade eden bu sınırlı ve kayıtlı düzlem, bir tarafta maziye dönük bir içsel muhasebenin; öte tarafta atiye dönük derinlikli bir muhayyilenin imkânini oluşturuyor. Bize, tecrübe ettiklerimiz, görüp geçirdiklerimiz ve yapıp ettiklerimize dair bir öz hesaplaşmanın inanılmaz fırsatını sunuyor. Güçlü olanın değil, her daim erdemli olanın kazandığı; kötü olanın değil, iyi olanın galip geldiği ve kötülüğün değil, iyiliğin muzaffer olduğu bir dünya için çalışmalı, fikir ve düşüncelerimizi açıklamaktan hiçbir zaman çekince duymamalıyız. Bütün bu izahlar meselenin önemini ortadan kaldırmıyor; önemin nerede aranması gerektiğini gösteriyor olmalıdır. Ani yaşamak; yani hep yapılması gerekenlere değil, kendi yapmak istediklerimize zaman ayırmak, mutlu ve dolu yaşamak için gereklidir. İnsan olarak sosyalleşmeli, bilinçlenmeli, vakit henüz geçmeden hayatınıza değişik lezzetler katabilmeyi ve istendiğinde kısıtlı zamanda kendinize nasıl vakit ayırabileceğinizi öğrenmeliyiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.