MUTLU OLMAK
Yaşadığı hayatta herkes mutlu olmak ister, bunu istemek kadar doğal bir şey olamaz. İnsanlara sorsak seni ne mutlu eder diye, cevaplar farklı olacaktır. İnsanın içinde bulunduğu durum, yaşadığı çevre, sağlık durumu aynı değildir.
İki gözü görmeyen birisine, seni ne mutlu eder diye sorsak, tek gözü görse bile çok mutlu olacağını söyler. Ömür boyu diyaliz makinasına bağlı bir hayat yaşamak zorunda kalan birisi bu soruya böbrek naklinin, felçli biri, ayağa kalkmanın, yürümenin mutlu edeceğini söyler. Buna karşın gözleri gören, yürüyen, sağlıklı çoğu insanın mutsuz olduğunu görürüz, belki çoğunda gözleri görmeyen veya felçli birisinin hayat enerjisi yoktur. Mutlu olmak; Bizim hayata bakış açımız, beklentilerimiz, başımıza gelen olaylara yüklediğimiz anlamlardan kaynaklanıyor.
Bir hayat yaşıyoruz, hayat her zaman mutluluk vaat etmiyor, içinde acı yanlarında olacaktır. Çok mutlu olduğumuz anlarda, dibe vurduğumuz zamanlar da oluyor hayatta. İnsan olmanın gereği mutlu, üzüntülü şeyler yaşayacağız. İnsan olarak aciz yaratılmışız, yaşlanıyor, hastalanıyoruz. Müdahil olamadığımız şeyler var. Örneğin genetik olarak doğuştan hasta doğabiliyoruz. Yaşantımız boyunca, bizim ve ailemizin başımıza bela ve musibetler gelebiliyor.
Kendi mutluluğunuza 1 den 10’ a kadar puan verin diyerek, milli geliri 2.000 dolar ile 40.000 dolar arasında değişen kırktan fazla ülkede bir araştırma yapılıyor. Soruyorlar insanlara, seni en çok ne mutlu eder diye. Çoğu paranın mutlu edeceğini söylüyor. Piyangodan yüklü miktarda para çıkan insanlara gidiyorlar ne kadar mutlu olmuşlar araştırıyorlar. İlk kazandıkları dönem çok mutlu olduklarını, bir yıl sonra mutluluklarının eski seviyelere yakın bir yere geldiğini söylüyorlar.
İnsanlara bu kez, seni en çok ne mutsuz eder diye soruyorlar, yatalak olmak diye cevap veriyor çoğu kişi, yatalak olmanın mutsuzluğu devam eder hep diye düşünülüyor. Sonradan yatağa bağımlı hale gelmiş insanlara gidiyorlar, en başta onlarda çok mutsuz olduklarını söylüyor, fakat bir yıl sonra onlar da eski mutluluk seviyesine yakın bir yere geldiklerini söylüyor. Yani, mutlu ve mutsuz olma durumlarına verdikleri cevap eski durumlarına göre az fark ediyor.
Bu dünya da ne yaparsak yapalım, kazancımızı on katına çıkarsak ta, en iyi makamlara gelsek te, mutluluğumuz %5, % 10 artıyor. Bu dünya da elde edeceğimiz her şeyin bir sonu var, bir gün ölüp sevdiklerimiz de dahil her şeyi burada bırakacağız.
Allah’ı ve ahireti bilen kişi için bu dünyada ki mutluluk en önemli şey olmasa gerek. Eğer mutlu olmayı merkeze koyarsak her şeyi elde etmek ister, haz merkezli yaşamış oluruz. Elbette ki bu dünya da mutlu olmalıyız. Allah’ın kulları için bahşettiği dünya nimetlerinden en güzel şekilde faydalanmayız. Ama başka insanların hakkına riayet ederek, Allah’ın dinini, emir ve yasaklarını unutmamalıyız. Sonuçta ahiret sonsuz bir hayat. Rad Suresi 28. ayetiyle yazımıza son verelim.
“ Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur. “
Metin ÖKTEM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.