DEİZM; Faydası Olacak mı, Karşısına Çıkacak Engeller Nedir?
Deizm; Faydası Olacak mı, Karşısına Çıkacak Engeller Nedir?
“Deizm” diye bir kavram konuşulur olmuş ülkemizde, son altı ayda basın ve yayın organlarında da birkaç haber gözünüze çarpmıştır. Lakin nedir bu deizm?
Özetle: Yaratıcı vardır, yaratmıştır ve yarattığı her şeyin içlerine bir yol-yordam işleyici ve geliştirici yerleştirerek bırakıp, yarattığının; tasavvurunun, bilincinin, hissinin, göz ve kulağının vb ötesine yani erişilemeyecek bir yere çekilmiştir veya başka şeyler yaratmaya devam etmektedir. Dünyayı ve insanı kendi başına bırakmıştır.
Yine özetle: Deizm’in karşı oldukları veya olmaz dedikleri veya yalan dedikleri veya çürütülebilir dedikleri (insanlık dünyasında) peygamberler, kutsal kitaplardır.
Deizm, ülkemizde yeni yeni gündeme gelmiş veya derneğini de 2018 sonlarında kurmuşlar. Bkz1
Deizm derneğinin hele hele de ülkemizde işi gayet zordur. İddialarını kanıtlamaları için çok çalışmaları gerekiyor. Çünkü 17. Ve 18. Yy’da değiliz. Belki İsevilik dünyasını, genel olarak Avrupai toplulukları diğer kıta ve coğrafyalardaki milletlerin önüne geçiren deizm düşüncesine dayalı bir hayat, eğitim ve kuramlar olmuştur. Eğer insan türünden daha bir üst tür gelip insanlara bir şey öğretmediyse; aşağı yukarı buhar motorunun ve elektriğin icadından sonra dünyamız büyük bir ilerleme kaydetmeye başlamıştır. İnternetin (www-https) kullanılmaya başlanması ve insanlar arasında hızla yaygınlaşması ise bu gelişime roket motoru takmış gibidir. Siyasi, sosyolojik, ekonomik, inanç merkezli herşeyi etkilemiştir, etkilemeye de devam etmektedir. Bu az çok herkesin hem fikir olduğunu bir gerçektir. Bkz2
Ülkemizde deizm’e en çok karşı çıkan sosyal ve siyasi yapılar hangileridir.?
Muhafazakar ve milliyetçi partiler, Dinci- dindar partiler, Diyanet İşleri Başkanlığı, Sünni Tarikat ve Cemaatlerin sivil toplum kuruluşları, Alevilerin Sivil Toplum kuruluşları ve bunların basın yayın organları gibi topluluklar deizme en çok karşı çıkan yapılar olacaktır. Bundan şüphe duyan olamaz.
Elbette, şimdiden deizm düşüncesine karşı yazılar, makaleler de internet alemine düşmüş olmalı diyordum ki; Bkz3
Bkz3’de karşımıza çıkan ifadelerden
“Her padişahın, her sultanın, her hükümdarın kendine itaat eden….”: Bir çok islami yazıda, dergide, kitapta; Allah ile kul ilişkisi açıklanırken; Padişah ve tebaası veya ülkesi kavramları kullanılmaktadır. Yaratıcıyı, padişaha benzetirken, insanları da kula benzetiyorlar ve padişaha isyan edenleri bilinç altımızda -kafir, dinsiz, sapık, eşkıya- gibi algılamamıza sebep oluyorlar. Bu da “haksızlığa karşı susan dilsiz şeytanları”n gün geçtikçe çoğalmasına neden oluyor.
Oysa; “Allah”-“Yaratıcı” kavramını padişahlık özeline indirgemek kadar düşünsel bir tembellik olamaz. Padişahın; herhangi bir insandan ekstra bir üstünlüğü fazla yoktur. Yaratıcı’yı ise hiçbir şekilde sınırlandıramazsın. Bu mantık çelişkisini lütfen artık kullanmayın. Yüzyıllardır, yönetim sistemlerinde bir şekilde halkın kontrolü nasıl ele alabileceği düşünülerek, en son demde; demokrasiler- cumhuriyetler ve kontrol edilen başkanlık istemleri kullanılmaya başlanmıştır.
Yapılan açıklamaları lütfen çağımızın idrakine göre yapınız. İnsanlar bir yy öncesine göre daha çok aklediyor, fikrediyor, Kur’an’ da geçen; Akletmez misin? Hiç düşünmüyor musun? Vb sorularına artık olumlu yönden cevap vermeye çoktan başlamıştır.
Bkz3’de yine
“Eğer ölüm zalim ile mazlumu eşitliyorsa, katil ile maktulü aynı akıbete yolluyorsa, her ikisi de ölmekle ebedi olarak yok oluyorlarsa, hiçliğe gidiyorlarsa, o zaman dünyada numunelerini dünyada gözle gördüğümüz Allah’ın sonsuz adaletini, merhametini bile bile inkâr etmek gerekir.”
Deistlerin veya deizmin karşısına çıkan; en büyük fikri-vicdani kavram ise; adalettir.
Görüyoruz ve biliyoruz ki, haksızlığa uğradığını düşünen tüm inanç çevrelerinde haklarını ölümden sonra zalimlerden alacakları düşüncesi vardır. Öyle ya; Kuran’ı Kerim’de geçen: “boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacaktır” ifadesi, ayeti kerimesi tüm mazlumlara -sabretmeleri, yaratıcıya güvenmelerini salık vermektedir. Bu da kalbi-fikri huzura erdirmeye yetmektedir.
Diyelim ki; mesela; örneğin; aynı gün doğmuş iki erkek çocuk (biri a,biri b isminde olsun), 12 yıl sonra aynı eğitim kurumunun aynı sınıfında bulunmuşlar ve arkadaş olmuşlardır. Bu a ve b teneffüs arasında gözünün üstünde kaşın var, senin de gözünün üstünde kaşın var, hem seninki benimkinden daha küçük hem de ince kıllı, diğeri de hayır seninki benimkinden daha küçük ve ince kıllı diyerek kavgaya tutuşmuşlar ve a eline aldığı taş ile b nin kafasına sinirden defalarca vurarak ölümüne sebep oluştur.
Günümüzde bu olay, savcılık kanalıyla çocuk mahkemesine sevk edilir ve a’nın öldürme suçu hukuki kurallara göre değerlendirilir.
Ahirette ise; “boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hakkını alacaktır” ifadesinde olduğu gibi, yaratılanın aklının ermediği, ancak Yaratıcının tasavvurunda bir hukuk mekanizmasıyla gerçekleştirilecektir.
Peki, deizm’e göre bu iş nasıl sonuçlandırılacaktır veya sonuçlandırılmasına gerek var mıdır?
Yoksa; deizm toplumsal hayata hiçbir katkı sağlayamaz. Bizlerin her şeyden önce ülkemizde Müslümanların veya Müslümanım deyip zalimlik yapan insanları cezalandıracak bir düşünce sistemine, felsefesine ihtiyaçımız vardır. Bunu deist’ler sağlayabilecek midir?
Varsa; tüm hukuki işler Medeni Hukuk kurallarına göre devam edecektir. Ki bu kurallar da zalim olanlar zengin veya makam sahibi ise işlememektedir. Deizm’in bu konuda bir katkısı olacak mıdır? Yoksa çay sonra gelip çay sonra gitmeye devam mı edeceğiz.
Bkz3’de geçen diğer bir ifade; beni biraz tebessüm ettirdi aslında..
“Vücudumuz altı ayda bir tamamen yenilenen harika bir terkiptir. “ Madem vücudumuz altı ayda bir tamamen yenileniyor; her seferinde her kış çoğu insan neden nezle-grip gibi hastalıklara dücar oluyor veya hastalıklarımız 6 aydan fazla sürüyor. Bu ifadeye göre ; her 6 ayı sağlıklı bir biçimde atlatırsak; ölümsüz bile olabiliriz aslında..:)
Bkz3’de geçen diğer bir ifade ise “Ayrıca, Kur’an-ı Kerimin Allah kelamı olduğunu ispat eden binlerce delil deizm fikrini çürütür.”
İşte ben bu ifadeden korkarım, çünkü ülkemizde; Kur’an’ı, kalıpların dışına çıkmadan, geleneksel öğretilerin dışına çıkmadan okuyan, anlatan yok.
Herhangi bir konuyu Kuran’dan araştırmak isteyenler veya ilahiyatçıların makalelerinde,
örneğin: üçüncü süreden bir ayet alınır, açıklanır, devamında atmışınca süreden aynı konuyla alakalı bir ayet daha, varsa bir başka süreden bir başka ayet daha gibi..
Yani Kur’an-u okudum, anladım; tam iman sahibi oldum demek öyle kolay değildir. Konusal olarak karmakarışık bir kitap var karşımızda? Ayetlerin dizilişi harika, düşüncemizi öyle bir yola sokuyor ki veya yoldan yola atlayarak bizi çaresiz bırakıyor ki; dut yemiş bülbül’e döndürüyor..
LAKİN artık bülbüller ötmek zorunda.!
Bir de hatim olayı var ki; anlamadığın ayetleri Arapça olarak okuyup geçsen, kime ne fayda??
Tertil üzerine okusan ki burada “arapça tertil” olarak anlayabiliriz, islami gelenekte daha konuştuğumuz dilde yani Türkçe’de bir tertil ben duymadım, görmedim.
Bizim toplumumuzu, milletimizi anlamsız çekişmelere sürükleyen en büyük etken; Arapça’dır.
Ya herkes hem fikir olarak, ilkokuldan itibaren Arapça dersleri verilecek ve Müslümanım diyenler, sonraki yaşlarda veya yaz aylarında Kur’anı öğrenmeye başlarken;
ıh, hııı; boğazdan çıkacak, hırıltılı… olmuyor… sık biraz kendini..Türkçedeki hı ile karıştırma evladım.
eeee, dört elif miktarı çek..dört elifin süresi; kolay; elindeki dört parmağını yukarıdan aşağıya indirinceye kadar geçen süre, 5 saniye.. dalliynnnn gibi..
iğdami meal hunne var orada görmedin mi?
Tecvid nedir Allah aşkına!? Kur’an; insansam, Müslümansam; okuyup anlamam, fikretmem için gönderilmedi mi?
Ki kaldı ki; cezm şedde tenvin esre ötre … gibi işaretler ne zaman girdi Kur’an’a!
Evet değerli kardeşim, cevap ver bana..
Ya hu ben bu iş için, tecvid için tam öğrenemesem de bir hayli zaman harcadım. lakin dini konuda, imani konuda Hiçbir faydası olmadı. Olmayacaktır da…
Bana ahirette ihfa’nın ne olduğu mu sorulacak.. Oraya gidip gelen kim?
Veya neden gençlerimizin çocuklarımızın hatta Kuran öğreticilerimizin değerli zamanını Arapça öğretimi ile harcıyoruz.. Bu işlere bir çözüm bulmak zorundayız. Din bu değil, Allah aşkına!
Vahiy gelirken kim vardı peygamberin yanında? Bkz4
Haşa, Cebrail , Olmadı Muhammed, orada dört elif çekmen gerekirdi mi? Dedi.
Bir de genel manada tüm islam bilicilerimizin hem fikir olduğu konu: Kur’anı zorlanarak okursan iki kat sevap vardır. !
Benim bildiğim, zorlanma okurken olmaz arkadaşlar. Nerede zorlanılır burada da yazmak olmaz…
O dili biliyorsan, okursun, anlarsın veya anlamazsın. Anlarsan; tefekkür edersin, ayetin anlamı, anlattığı konu hakkında kılı kırk yararak hem ifadenin hem de yaratıcının büyüklüğünü işlersin hücre hücre bedenine, fikrine.. iman-ı kamil olma yoluna girersin ki; tüm rezillikleri, haksızlıkları, korkmadan dile getir diye…Bkz4
Yazımın başında da belirtmiştim: Kur-an’ı çürütemeyen bir “deizm”in ülkemizde yaşam süresi 5-10 yılı geçmeyecektir.
Peki, deizmin öncüleri kimlerdir? Bkz5
12. Deizmin önemli temsilcileri arasında; Voltaire, Rousseau, Thomas Paine, Benjamin Franklin, George Washington, Thomas Jefferson, James Madison ve John Adams vardır.
Yine biz ülkemize dönelim. Peki ülkemizde en yaygın din olan islam ağacının dalları diyebileceğim tarikatler ve cemaatler kimlerdir, nerededir? Bkz5 (Cemaat Haritası)
İSTANBUL-KAYSERİ-DÜZCE-ANKARA :Kadiri Muhammediye
KÜTAHYA:Halveti tarikatının Şabaniye Kolu
ANKARA-VAN-Ş.URFA-İSTANBUL :Hizb-ut Tahrir
ANKARA- ANTALYA: Galibiler
ERZURUM : Nurcu Kırkıncı Hoca Grubu
TRABZON : İcmalciler
İSTANBUL-BURSA :Cerrahiler
İSTANBUL-ANKARA-ÇORUM-BOLU: Uşşakiler
ADIYAMAN-ANKARA-AFYON-SAKARYA-İSTANBUL : Menzilciler
SİİRT- ANKARA- İSTANBUL- ELAZIĞ: Tillocular
HATAY-GAZİANTEP-ŞANLIURFA-KİLİS-MARDİN-BATMAN : Hazneviler
SAKARYA-DÜZCE-BURSA : Hakikatçılar
KAYSERİ : NakşibendiYahyalı Cemaati
İSTANBUL : Işıkçılar
TÜRKİYE’NİN EN YAYGIN İKİ CEMAATİ : Gülen Cemaati ve Nurcular, Süleymancılar.
İSTANBUL-ANKARA: İskenderpaşa Cemaati
İZMİR-MANİSA-AYDIN: Melamiler
İSTANBUL-KONYA-ANKARA : Erenköy Cemaati
İSTANBUL: İsmailağa Cemaati
Eğer basitçe izah edemiyorsan yeterince anlamamışsın demektir. A.Einstain.
Deizm derneğinin yapacağı çalışmalarda; öncelikle diyanet işleri başkanlığının yayınları ile yukarıda belirtilen, tarikat ve cemaatlerin, yayın organlarında çıkan bilimsel-felsefi yazılarla İslamı içselleştirmiş insanların ekstra sorularına cevap vermek olacaktır.
BURADA BİR ADALETSİZLİK OLMAMASI İÇİN DE; DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ALTINDA DEİZM DAİRESİ KURULMALIDIR Kİ, eşit şartlarda bir fikir ve iman, inanç irdelenmesi olabilsin.
Çünkü deistler Allah’ı inkar etmiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı veya başka bir kurum olarak devlet tarafından desteklenmek mecburiyetindedir. Haklı olan kazansın, isterse 100 yıl tartışsınlar ki, biraz titreyip kendimize gelelim.
Sonuç olarak; Deizm’in vereceği uğraş ülke şartlarımız göz önüne alındığında Kur’an ve hadis kaynaklarının irdelenerek çürütülmesi olacaktır. Çürütülebilinirse veya bu sürede herkes Kur’an a odaklanmış olacak ya daha iyi, donanımlı birer mü’minler olarak yeniden yükselen bir değer ve milletin ülkesi olacağız ve deizm geldiği gibi gidecektir YA DA gelecek nesillerin dini DEİZM olacaktır.
Hadis konusunda belki işler kolaydır, çünkü 10 katlı bir apartmanın 10. Katında bir şey söylersin (komşuluk ilişkilerine göre) bir süre sonra 1. Kattaki komşudan söylediğine benzemeyen bir sözle karşılaşırsın..Hadisler ki 15 yy’lık genelde duyumsal, sonradan sonraya yazılı kaynaklardan derlenmiştir. Diyanet İşleri başkanlığı resmen yatmış 100 yıla yakın, tamamen sahih hadislerden oluşan bir kitap bekliyor Müslümanlar, TÜRKÇE olarak. Var mı? Ben bilmiyorsam böyle bir kitap, duymadı isem cezam nedir Kur’an-i olarak?
Esenlikle..
Saygılarımla efendim!
Bkz 1 dergipark.gov.tr/download/article-file/548917
Bkz2: odatv.com/deizme-savas-acan-diyanet-isleri-baskani-bu-belgeye-ne-diyecek-02111844.html
Bkz3: sorularlaislamiyet.com/deistler-ve-deizm-nedir-yaraticinin-kurallar-koydugunu-soylemek-basit-bir-dusunce-degil-midir
Bkz4: tecvid.org/tecvid-dersleri/
www.youtube.com/watch?v=TiyxR1c6j64
www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/tecvit-nedir-nasil-ortaya-cikmistir_432242
Bkz5:soncaredeizm.weebly.com/deizm.html
www.hurriyet.com.tr/pazar/5097892.asp
YORUMLAR
herkesin kendi dini varmış sonra sıkı çalışmışlar bazılarının dini daha büyük kitlelere ulaşmış çok sırıtmasın diye da adını tarikat koymuşlar
20 kadar tarikat adı saydım belki 2 -3 tarikatın farklı kolları belki hepsi farklı tarikatlar vs vs vs
Biz nasıl Müslümanız ki Allah'a böyle aracılarla varıp onların yardımıyla yada yol göstermesiyle inanıyoruz.
tarikatlar mezhepler peygamberin haberinin bile olmadığı sünnetler vb. vs.
demem o ki biz daha dinimizi kitabımızı bilmiyoruz her yer bize tuzak...
unuttum yazmayı
diyanet işleri başkanı hiç bir şeye savaş açamaz zira kendisi zaten dinler arası diyalog temsilcisi dinler arası diyaloğu devam ettiriyor
kendisine inanmak bence hata .
Allah sonumuzu hayır etsin
Filiz Şahin. tarafından 3/24/2019 12:30:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
ekseri nakşibendiye nin görüşleri hakim, bağdadi ekolü üzerine kurulu..mısır seferinden sonra sünnülik osmanlının dini olmuş.
cumhuriyetle dini bilgilerdeki dağınıklığa çeki düzen vermek için diyanet işleri başkanlığı kurulmuş.. lakin çalışmamış pek.
diyanet işleri başkanlığı dememiz bile aslında gerçeklerle çelişiyor, doğrusu, "sünni mezhepleri daire başkanlığı" gibi bir tanımlama daha doğru olacaktır.
"dinler arası diyalog" hangi gözle bakarsak onu gösterir. üzerinde çalışmak lazım. kuran da bu konuda hangi gözlükle bakarsan onun rengini çalıyor. yahudiler ve hristiyanlarla dost olmayın ayetini delil göstererek düşmanlık merkezli bir algı hakim genelde.
lakin ben şahsen; piyasa diliyle büyük bir balina olsam ve silah fabrikam olsam; dinler arası diyologun, hangi kesimden gelirse gelsin kafirlik olduğunu desteklerdim.
büyük bir beyaz eşya üreticisi olsam diyalog taraftarı olurdum..
lakin ikinci dünya savaşında sırasında kutupları inceleyen bir bilim adamının hayatını anlatan bir belgesel izledim. ikinci dünyanın her yeri yakıp yıktığı yıllarda; adamlar her milletten dinden buzul kütlelerinin derinliklerinde atmosferik izleri araştırıyorlardı..
her birine kendi dinlerinin kitaplarını vererek;
dinler arası diyaloğa karşı çıkan 4-5 dinin en büyük temsilcilerini veya tarikat başlarını bir bağda evinde 1 yıl zorunlu yaşatacaksın...herşeylerini kendi yapacaklar.
dinler arası diyaloğu savunan diğer bir 4-5 din temsilcisini de küçük bir derenin sulayabileceği yeteri kadar büyük bir tarlada üç parça toprak ve kulübe verip, çayın başında suyu gittikçe azaltacaksın...
artıların eksiye, eksilerin artıya döndüğünü yukarıdan izleyeceksin.
katkınız için teşekkürler.
Filiz Şahin.
bu ayeti reddetmedikçe diğer dinlerle diyalog olmaz ki zaten bu diyalog konusu totoş gülen tarafından başlatıldığında bu ayetin hutbelerde camilerde okunmamasına özellikle dikkat edildi ki diğer din mensupları incinmesin.
Allah'ın ayetini reddederek nasıl müslüman olunur?
Korku filmine gerek yok
Allah indinde tek din islamdır ayetinden hareketle diyalog geçersizdir.
Filiz Şahin.
bu ayeti reddetmedikçe diğer dinlerle diyalog olmaz ki zaten bu diyalog konusu totoş gülen tarafından başlatıldığında bu ayetin hutbelerde camilerde okunmamasına özellikle dikkat edildi ki diğer din mensupları incinmesin.
Allah'ın ayetini reddederek nasıl müslüman olunur?
Korku filmine gerek yok
Allah indinde tek din islamdır ayetinden hareketle diyalog geçersizdir.
Herkesin dini kendine
Yinsani
"ama hangi diyalog" diye sorayım size? popülist söylemlere gerek yok..
yahudiler; israil taraftarları ve karşıtları diye önce ikiye ayrılmış, ki yahudiliği araştırsak bir çok mezhep ortaya çıkacaktır. bilgim yok fazla.
hristiyanlar: mezhepsel olarak da kilise olarak da bölündüğünü biliyorsunuz.. katolikler, protestanlar, ortodosklar.... kiliseleri farklı, iseviliğe bakışları farklı..
islamiyet: "ama hangi islamiyet" yemen tarafındaki islamiyet yaşantınısı nasıl? anadolu islamiyeti nasıl? ehli sünnet ve cemaat dediklerimizin bile kendi aralarında birbirlerini kafirlikte suçlamaya varan isnatları var..
en önemli ibadetlerimizden namazın(salat) bile kol hareketleri farklı...en önemli ibadetinin bile farklı görülen, farklılığı olan bir din var karşımda.. eskiden dinimle ilgili herşeye bir bahane bulurdum. . lakin eskiden.. akıbet hayrolsun..
yahudi devleti bir tane galiba..
hristiyanların kaç devleti var..
müslümanların kaç devleti var..
çıkarlarına göre birbirlerine yanaşmaları veya savaşmaları din savaşı mıdır? çıkar savaşı mıdır?
ülkemizde de vardır elbet, sünni'nin alevi ile komşuluğu, müslüman'ın hristiyan ile komşuluğu veya diğer inançların komşuluğu...
komşuluklar arasındaki muhabbet diyaloğa girer mi?
osmanlı'nın katolik kilisesine karşı; protestanları veya ortodokslara yardım etmesi diyalog konusuna girer mi? girer değil mi?
peki; selçuklu döneminde, nevşehir, kapodokya çevrelerinde; hristiyanların resimlerinde koruyucuları olarak selçuklu hanlarını, padişahları resmetmeleri diyolağa girer mi? girer elbet..
inançımıza göre artık peygamber gelmeyecek, efsanelere veya söylentileri göre de isa gökten inecek.. işte gerçek savaş o zaman başlayacak.. dinistlere göre genel kanı bu yönde..
şimdi ; karşı çıktığımız şekilde bir diyalog neden yapılamaz..
semavi dinler dediğimiz 3 din bile kendi arasında belki 30'a bölünmüş.. her 30'unun kendi lideri var, bir de bunların yanında kendinden başkasını lider görmeyen öz inançlılar var..öz müslüman; halife yok, şeyh yok, mezhep yok.. ben okurum kardeşim en saf şekilde dinimi yaşarım diyen bir çok müslüman, hristiyan, yahudi var bireyselleşme mevcut...
böyle olunca zaten diyalog OLAMAZ..
güçlüler, güçsüzleri kendine asker yapar sadece...
birinin hay hay dediğine, diğeri çıkarına göre veya vicdani inanışına göre hayır der geçer.. ÖZGÜRLÜK..DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ..DEĞİL Mİ?
burada bir açmaz var, çıkmaz sokak var..
asıl mesele; özde...dinlerin temelleri sarsılıyor.. islam'ın bile..
tefsirlerde efsaneler delil gösteriliyor..
mealler zaten: karmankarışık...ARAPSAÇI!
kelime kelime tercüme'de çok dikkat istiyor...
https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerimin-yazilmasi-toplanmasi-ve-kitap-haline-getirilmesi-hakkinda-detayli-bilgi-verir
linkte verdiğim açıklama size yeterli geldi mi?
https://www.youtube.com/watch?v=D0shVmlhU68
bu linkte de Muhammed'in bir isim olmadığı, sıfat olduğu, incil de ahmed isminin geçmediğinden bahsediyor...
HANİ DERLER YA yalan söyleyen tarih utansın.. lakin yalanlar yüzünden dünyada huzur kalmadı..
ahir zaman için söylenen bir söz var: eline neyi alsan, sanki eline korateş almış gibi olursun... daha doğrusu şöyle:
“İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”(Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17).
o devir geldi mi? yoksa MS 8 Haziran 632 'den sonra her devir korateş taşınılan bir devir mi? bir gün mü, an mı?
öyle ya bir nefes verdin, alamadın... imanlı mı gittin, imansız mı?
günde kaç defa dinden çıktığımızı hesapladık mı?
detay araştırma yapılsa belki 8 haziran 632 tarihinde bile tereddütler çıkar karşımıza..
asıl diğer önemli mesele de şu ki; suudiler: kabe imamı olarak yapay zekalı bir robot atadığında halimiz, inancımız, tefekkür dünyamız ne olacak??
her devir de, kimi zaman aynı yıllarda bir kaç peygamber gönderen Allah'ın bu devirde yaşayan insanlara merhameti nerede?
duaya inanırsanız; bilirsiniz muhakkak:
"dua, müminin kılıcıdır."
dua ile..
saygılar efendim.