- 1265 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KEMOTERAPİ GÜNLÜKLERİ
Bugün 21 Mart 2019. İlkbaharın uyanışı ile birlikte ben de bedenimde, üstünden 1 Mayıs gelince tam dört yıl dolmuş olacak Radyo& Kemoterapi sürecini başarı ile atlatabilmiş olmanın mutuluğunu, iliklerime kadar sevinç dolu bir biçimde, yeniden uyanışı ve dirilişi yaşıyorum.
Bu süreç çok sancılı ve zorlu bir süreçti, ne yiyeceğimi şaşırdığım günler, aylar oldu. Fakat bedenim, beş duyum nasıl davranmam gerektiği konusunda bana hep seslendi. Bu içten gelen sese ve beyin ile yüreğimin yanısıra midemin verdiği tepkilere kulak verdim.
Temiz hava, spor, oksijen ve manevi huzur, moral hepsinden önemli idi, bunlar yoksa sağlıklı yaşam da olmazdı. Bunun için kişinin azim ve iradesi, beynine gönderdiği komutlar çok önemli idi. Hep umudumu korudum ve kendime iyiyi, pozitif olanı telkin ettim.
Her ne kadar tıp bilimi insanın sağlığına çözüm arayışı içinde olsa da insan kendisi önce iyileşmeyi istemedikçe ilaçlar tek başına yeterince yarar sağlamıyordu. İlacın bile yararlı olmayacağını düşündüğünüz anda, ilaç iken zehire dönüşebilirdi.
İçe atılan dertler, yaşanamamış mutluluklar, yarım kalan şarkılar, işsizlik, geçim sıkıntısı, ülkenin kötü yönetilmesi, terör sonucu masum insanların, aydınların, öğretmenlerin katledilmesi, tüm dünyada emperyalizmin dünya halklarına canavarca saldırıları hepsi bir huzursuzluk kaynağı idi.
Özellikle ülke bütünlüğünü bölmeye yönelik, gerici, bağnaz saldırılar, bilim toplumunun yerine, körü körüne biat eden inanç toplumu (ümmet) yaratma gayretleri, adaletin, soygun, vurgun, rüşvet, gibi herkesin kani olduğu hususlarda sessiz kalarak toplumsal vicdanı çökertmesi, hak arayanların kiralık katillerce katledilmesi, insanın gerilimini arttıran ve ruh sağlığını bozan temel faktörlerdendi.
Yüreği, haksızlığı gördüğü halde susmak, insanı hasta eder, susarsanız kendinize ben aydınım diyemezsiniz; bu bağlamda bir çok hastalığın gerçek nedeni psikolojik ve sosyolojik temellidir. İyileşmek, ruhen ve bedenen sağlıklı olmayı gerektirir.
Bilinçli kişi gerçeklere gözünü yumamaz, yumanlar bunun bedelini farkında olmadan çeşitli hastalıklara yakalanarak bir biçimde öderler.
Bunun yanısıra dengeli beslenmek ve nasıl beslenilmesi gerektiğini bilmek çok çok önemlidir. Eğer vücut hayır diyor ise, gerektiğinde aç kalmak, gerektiğinde susuz kalmanın da doğru olduğuna inandım.
İnsanı kanser yapan temel nedenler arasında, beslenme kaynakları da en az alkol ve sigara kadar önem arzeder kanısındayım. Hormonlu her türlü etin (tavuk, balık, ya da kırmızı et) sağlığa kesinlikle kanserojen etkisi olduğuna inanıyorum. Keza bünyemin 86 kiloya kadar çıktığı, mide ameliyatı öncesinde haftanın en az dört beş günü tekne turlarında tavuk ızgara ya da alabalık yemek zorunda kalmış ve iyiden iyiye hormonlu piliç gibi şişmiştim.Turizm ile uğraşan meslektaşlarım bu durumu yakınen bilirler. Bu besinleri bu kadar sık ve birkaç yıl sezonda üststüste almış olmak vücudun bağışlık sistemini çökertiyor diyebilirim. Benim gibi meslektaşlarımdan benzer biçimde hastalanan başkaca arkadaşlarım da var.
Kanser ile savaşta kullanılan sağaltım yöntemleri içinde kemoterapi ve radyoterapi en yaygın kullanılan sağaltım yöntemidir. Fakat bu yöntemde, bünyenin kötü huylu hücrelerini yoketmek için uygulanan dozların, aynı zamanda iyi huylu hücreler üzerinde de öldürücü etkisi olduğunu kimse inkâr edemez.
Bu nedenle sağaltım sürecinde bünyenin verdiği tepkinin ne olduğu konusunda, salt doktorun değil, hastanın da bedenini iyi gözlemleyip dinleyerek neler hissettiğini doktorlarına anlatması son derece önemlidir. Örneğin benim 8 kür uygulanacak olan, damardan kemoterapi sürecinde 6. kürden sonra vücudumun doyduğunu ve kendimi bir "kırılma noktası"ında hissettiğimi doktoruma söylemem ve buna bağlı olarak son iki kürün uygulanmayışında kişisel insiyatifimin de rolü olmuştur.
Vücut gerek ışın tedavisinde gerekse kemoterapide iyileşmek adına büyük bir yıkım ile de karşı karşıya geliyor, her bünyenin yaşı ve dayanma gücü bir olmadığı gibi, her hastalığın evresi ve yeri, kanser hücrelerinin üreyiş hız ve biçimi de farklı olduğu için kanser tedavisinin son derece komplike bir süreç olduğuna hiç şüphe yok.
Bu meyanda kanser tedavisi ile ilgili pek çok bilen bilmeyen, hiçbir bilimsel yeterliliği olmaksızın kendini şifacı ilan eden, ottan çöpten b.ktan, para kazanmak isteyen fırsatçıların da son yıllarda hayli çoğaldığına dikkat çekmekte de yarar var.
Ben yaklaşık bir yıldır rutin sağlık kontrollerime gitmiyorum, çünkü kendimi, kilom şu anda 61,5 olmasına rağmen güçlü ve dirençli hissediyorum. Sağlık kontrollerinde parasından ziyade, tetkik için yine ışın almak beni ziyadesiyle ürkütüyor; keza operasyonda midemin üçte ikisinin yanısıra bir miktar da bağırsaktan kesilmiş olması, organ ve doku kaybı, buna bağlı emilim ve sindirim yetersizliği yaşamış olmakla ortaya çıkan "Kanser kaşeksisi" adı verilen ve kontrol altına alınamaz ise ölüme varan sonucu olabilen yeni tür bir hastalığı da yaşadım ve çok şükür doğru adım ve kararlar ile onu da yenmeyi başarmış hissediyorum kendimi.
Şu anda vücudum ve özellikle midem, yeniden güçlenme evresinde. Artık yediklerimin tadını alabiliyor, hastalık ve tedavi süresince yaşadığım bazı besinleri seçici olma gibi bir özelliği hızla geride bırakıp, yediğimi daha iyi sindirebilidiğimi, mide yanması, reflü gibi şikâyetlerimin yavaştan bitmekte olduğunu ve vücudumun artık kendini tam anlamıyla toparlama sürecine girebildiğini gönül rahatlığı içinde söyleyebiliyorum.
Bu süreçte kanser kaşeksisini, propolis sayesinde, mide yanması ve reflü şikayetlerimi mide koruyucu Lancor adlı tabletin yanısıra zeytinyağına emdirilmiş sarı kantoron eksraktının çok büyük yararını gördüğümü sesli biçimde ifade etmek isterim.
Hakiki buğday unundan yapılmış yufka ekmeğin iyi bir besin kaynağı olduğuna hiç şüphe yok. Yeşil zeytinden soğuk sıkım zeytinyağının oldukça yararını gördüm, fakat bazıları bunu fırsat bilerek litresini 70 TL satıyorlarmış, bu bir vicdansızlıktır. Ben litresini 20 TL den bir dostumdan alabiliyorum. Aç karna zaman zaman sabahları bir kaşık içmek, salatada, yemekte bu yağı kullanmak oldukça yararlı. Rafine hiçbir yağı kesinlikle kullanmayınız..
Doğadan toplanan, genetiği bozulmamış otlar (melatura- arapsaçı, ebegümeci, ısırgan otu, kenger, madımak, gelincik otu, yerelması, çilek, avokado, sarımsak, dereotu, maydonoz, tere. kekik ), kabak çekirdeği, çitlenbik, yerfıstığı, çiğ yerli bademiçi, kestane ve balı, keçiboynuzu, yerli ceviz , üzüm ve pekmezi, balık, kalamar, karides gibi hakiki deniz ürünleri, hakiki kelle-paça, ayak çorbası, işkembe çorbası, yeşil mercimek yemeği ve çorbası, haşlanmış sarı patates, köy yumurtası, köy tavuğu, döğme tereyağı vücudunuzun yitirdiğiniz bağışıklık sistemini geri verecektir.
Hakiki sütten mamül yoğurt, kaliteli ve mayası sağlam peynir, lor, çökelek, çıtlatma yeşil zeytin çok çok önemli. Takviye olarak arasıra süt ve polen ile doğal bal, ayarını kaçırmadan tavsiye ederim.
Piyasada reklamı çok yapılan yok şu mantarı, bu mantarı, yok kahvesiydi, diş macunuydu gibi yabancı menşeili ürünlerin hiçbirine aldanmayın derim. Denedim bariz bir yararını görmedim. Şayet doğal yoldan beslenebiliyor iseniz, hazır ek gıda türü şeylerden kaçınmakta büyük yarar var.
Mide yanmasında sodyum karbonatın ( İngiliz sodası) çok yararlı olduğunu da belirtmeliyim.
Limonlu su içmek zaman zaman çok gerekli. Mideye etkisi asit değil baz oluyor.
Sporu, yürüyüşü, hareketli yaşamı, temiz havayı, doğayı hep seviniz...
En önemli husus hastalığımın tanımlandığı Nisan 2014 ayı içinde henüz erken evrede iken tümörün Andeva Yıldız Özel MEDSTAR Hastanesinde1 Mayıs 2015 te 4,5 saat süren başarılı bir ameliyat ile Opr. Uzman Dr. Barış özcan tarafından alınması, olası tüm lenf nodlarının karın zarından sıyrılması ve ardından 28 günlük radyoterapinin başarı ile uygulanışı ve ta en başından sonuna kadar onkoloğum Prof. Dr. Mustafa Özdoğan tarafından dikkat ve titizlikle takip edilmiş olmamdır. Bu operasyona karar veren onkoloğumdur, operasyon sırasında başımda anestezi ve reanimasyon uzmanı değerli doktorum Filiz Kaymakcı beni doğru yönlendirmekle özel bir teşekkürü ziyadesiyle haketmiştir. Teşhislerimi ve radyolojik tetkiklerimi başarı ile değerlendiren değerli Prof.Dr. sayın Akın Yıldız hocam da en çok teşekkürü hakedenler arasındadır. Işın tedavisini başarıyla programlayıp uygulayan uzman Dr. Radyoterapist Neslihan hanıma da çok teşekkür borçluyum. Ne yiyip ne içeceğim konusunda çok büyük desteğini aldığım onkoloji diyetisyeni sayın uzman Dr. Mehmet Refik Sezgin beye de bir özel teşekkür borçluyum.
Tıp dünyasında çığır açan, her gün yeni buluş ve gelişimler var. Bunlardan en ilginci hipertermi ( yüksek sıcaklık) ile kanser hücrelerini öldürmek. Ben böyle bir sağaltımdan yararlanmamış olsam da bu yöntem ile iki adet tümörü 21 seansta tümüyle yokeden doktorların da olduğu bir ülkedeyiz. Bu tür bir sağaltım yönteminin de bilinmesinde ve yaygınlaştırılmasında çok büyük yarar var. Keza kemoterapi ve radyoterapi gibi yıkıcı sonuçları olmayan bir yöntem.
Evet sevgili dostlar,
hemen hepiniz bu süreci adeta benimle birlikte yaşadınız, yazdıklarıma yorumlar yaptınız, görüşlerimi paylaştınız , benim yaşam sevincimin kaynağı oldunuz.
İyi dostlar kara günler için var. İnsanın her zamanı bir olmaz, hem iyi hem de kötü ve zorlu günler ile yüklü bu hayat.
Salt kendini düşünen açgözlü benciller, adı sanı mevkii ne olursa olsun sadece hastalık ve üzüntü üretirler, onlar çağdaş insan olmaktan çok çok uzaktırlar. Çağdaşlık, kollektivizmi de beraberinde getirir.
En yakınınızdaki kişiler bile zor günde size yararlı olamazken, hiç tanımadığınız insanların, yüzünüzü bile görmeden size yardımcı olması çok büyük bir mutluluk kaynağıdır ve insanlık adına umut ve onur vericidir.
Bizler elbette karnı doyunca sapıklık ve sapkınlıktan başka şey düşünmeyen ruhbani misyonu en kötü biçimiyle kullanan, alçak, gafil misyonerlerden(!) değiliz.
Bu zorlu günlerimde baştan bana sahip çıkan meslek örgütüm Aro Rehberlerine ve bana gösterdikleri çok yakın duyarlılık ilgi ve maddi desteklerinden dolayı sayın NBK Travel Genel Müdürü ve rehber meslektaşım, örnek insan Recep M.Yavuz’a ve ekibindeki çok değerli, adlarını tek tek sayamadığım çok sayıda rehber meslektaşıma ve tüm tıp dünyasına canı gönülden şükran ve saygılarımı sunarım..
Şimdi haklarınızı nasıl ödeyeceğim sorunu ile başbaşayım?!
Her şeyin başı önce sağlık, hepiniz sağlıcakla ve sevdikleriniz ile mutlu kalasınız...
Daha güzel ve yaşanası mutlu günlerde görüşmek dileğiyle hepinize en kâlbi selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum sevgili dostlar...
Şaban Aktaş
21.03.2019
.
YORUMLAR
Yaşadıklarınız gerçekten zor bir durum. Allah bütün buna benzer dertlerden muzdarip olanlara sağlık ve afiyet versin. Allah'ın yardımı ve iradeniz ile kendinizi de bırakmayarak atlatılacaktır mutlaka... Geçmiş olsun tekrar...