- 710 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sözde Yemek Yapma Yarışmaları
“Ulusal televizyon” dediğimiz TV kanalları; ülkemizin öz kültürünü yansıtmalı, kitlelerde hoş izler bırakmalı, olumlu mesajlar verebilmeli, içeriğiyle hayata dair izler sunabilmelidir izleyicilerine. Yayınlanan dizi, yarışma, gösteri, müzik ve sohbetleri izleyen insanlarsa; kendilerinden parçalar bulabilmeli, bilmediklerini öğrenmeli, eğitilmeli, ders alabilmeli, toplumsal değerler kazanmalı; ama asla ticari kazançlara feda edilmemelidirler.
Bilindiği gibi, geçen yıla kadar “Evlendirme programları” furyası vardı. Sağlıklı bir toplum yapısı için en hassas konulardan olan evlilik kavramıyla alay ediliyor, çeşitli senaryolara uygun figüranlarla izleyici kandırılıyor, izleme oranlarından gelecek olan reklam paralarına feda ediliyordu insanlar. Uzun süre devam eden evlilik programlarında evlenen sadece bir çifte rastladım; onlar da üç ay sonra boşandılar.
RTÜK uzun bir süre bekledikten sonra gelen tepkilere kulağını tıkayamamış ve arada yaptığı hayırlı işlerden birini yapıp evlendirme programlarını yasaklamıştı. Böylece toplum olarak rahat bir nefes almış, kurtulmuştuk o saçmalıklardan.
Evlilik programları yasaklanınca, reklam geliri için yeni çareler araştırıldı sanırım ve çare “Yemek yapma yarışmaları” denilen programlarda bulundu.
İzledim birkaç kez ve gerçekten sinir oldum.
Kimler izliyordu? Niçin izliyordu? O yarışmalar izleyene neler kazandırıyordu? Genelde her görüştüğüme hissettirmeden sordum bu soruları; sordukça da şaşkınlıklarım arttı doğrusu. İnsanlar; yemek yapma yarışmalarındaki gerilimlerden, kavgalardan, atışmalardan, verilen haksız puanlara tepkilerden zevk alıyorlarmış meğerse.
Sadist, kavgacı, dedikoducu bir toplum mu olduk ki biz?
Yarışmaların içeriğine biraz daha baktım. Kazanmak uğruna bahaneler bularak kötülemeler, toplumun yarısına yakınının evlerinde zor gördüğü yemekleri iterek “Damak zevkime uygun değil” demeler, diğerlerinin kazanmaması için haksız yere verilen puanlar ve daha nice entrikalar…
Bu mu toplumun değer yargıları?
Bugün kendi eleştirdiğini ertesi gün kendi evinde uygulayan, resmen maske takıp pişkin görünenler de cabası…
Bu mu bizim insan yapımız?
Sadece o masada yarışanlar birbirlerine düşman olsalar yine de “Tamam” diyeceğim; ama bakıyorum ki, taraftarlar da birbirleriyle sert tartışmalarda ve hatta küsüp selamı dahi kesme eylemlerinde.
Yazık bu ülke insanına… Birkaç kişinin kirli para kazanması uğruna, toplumun ve manevi değerlerin çiğnenmesi yakışmıyor televizyon yöneticilerine.
Hiç kimse, sömürmeyi sadece devletler arasında sanmasın. İnsan duygularının sömürülmesiyle kazanılan paralar çok daha kirlidir. Bu gibi kanıksamalarla sömüren ve sömürülen toplum olma yoluna adım adım gider insanlar.
Yazık oluyor bu topluma…
Bir ağacın öz yapısına kurt işlemişse, devirmek için büyük bir güce gerek yoktur.
Turgay Coşkun
YORUMLAR
Reyting...
Bu tür yarışmalarda zaten öyle davranmaları söyleniyor yarışmacılara. Özellikle kavgalar, tartışmalar oluyor. Her şey kararlaştırılıyor zaten yarışma öncesinde. Kaldı ki bir çok yerli dizinin de bu yarışmalardan o kadar farkı yok. Televizyon izlemeyi sevmiyorum oldum olası.
Saygılar
Yemek yapımı eğitici, öğretici olur aşağılayıcı değil o ne öyle kayınvalideler sırf kendi gelinleri kazansın diye kötülemek için burun kıvırıyorlar onları bulamayanlar çöpten toplayıp hayatta kalmaya çalışanları ne tez unutuyorlar..
Bana göre ters o tür diziler..
Yaptığı yemekleri paylaşmak, öğretmek amacı olsa daha iyi olur..
Dünyalık iki kuruş için küsmeye, krıgınlıklara gerek yok.
Medya da densinler ve özenti uğruna çoğu değerlerinden uzaklaşıyor toplumumuz..
Selam ve dua ile.