Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
M.Talat Uzunyaylalı
M.Talat Uzunyaylalı
@m-talatuzunyaylali

‘Din Günü’nde bize ne olacak?

14 Mart 2019 Perşembe
Yorum

‘Din Günü’nde bize ne olacak?

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

519

Okunma

‘Din Günü’nde bize ne olacak?

“Mâliki yevmiddîn…"
"Din gününün sahibi Allah…” (Fatiha 4)

Ortada bir mal varsa, onun bir sahibi zorunlu olarak vardır. Bizim dediğimiz şeyler gibi… Bu kâinatta, içindekilerle birlikte, bir mülktür ve bu mülk, Allah’a aittir. Bizim dediğimiz şeylerin, mesela otomobilimizin, evimizin nasıl bir amacı varsa, bu kâinatın ve içindekilerin de, bir yaratılış amacı vardır.

Nedir bu amaç? Cevap için Kuran’a baktığımızda şunu görüyoruz: Rabbimiz, bu âlemleri din için yaratmıştır… Evet, bu güzel dünyamızın ve bu güzel insanların, yaratılış nedeni, dindir.

Dünya ve insan, din için yaratılmışlardır.

İnsanın ve dünyanın yaratılış gayesi budur; din.

Bunun kanıtı nedir? Bunun kanıtı, ilk insanın aynı zamanda bir peygamber olmasıdır. Kuran’ın ifadesine göre, Rabbimiz, çok sayıda peygamber göndermiştir. Peygamberlerin insanlığa tebliğ ettiği dindir; din, bize Allah’ı ve Allah’ın varlıklarını, bunların nedenini, Allah’ın emir ve yasakları tanıtır.

Allahü Teâla’nın son kitabı, diğer kitabı dinlerin, ilahi hükümlerini de içinde toplayan, Kuran’dır. Rabbimizin son peygamberi de, Hz. Muhammed’dir (sav). Hz. Muhammed (as), son peygamber olarak, bütün insanlığa gönderilmiştir. Bu husus Kuran’da şu ayetle müjdelenmiştir: “Ve ma erselnake illa rahmeten lil âlemin / Biz Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Bunun sebebi, insanlığa, kurtuluş yolu olan İslam dinini tebliği etmesi ve bu dinin başöğretmeni olmasıdır.

Dini kaynaklarda, Allah’ın mülkü olarak dünya, ahretin ekeneği, bir tarlası olarak, ifade edilmiştir. Yaşamak demek, bu dünya tarlasında, çeşitli faaliyetlerde bulunmak demektir. İnsana serbest seçimlerde bulunabilmesi için, irade, yani seçme hürriyeti verilmiştir. Ancak, insana din indirilerek, bu hürriyeti karşısında sorumlu tutulmuştur.

Kuran’ın ifadesine göre; kişi, dünya hayatını, Allah’a inanarak, dinin gereklerini yaparak yaşarsa, ahrette ebedi olarak hayat süreceği cennete konulacaktır. Aksi takdirde, kişinin, ahretteki yeni yaşama bölgesi, cehennem olacaktır.

Bugün yeryüzünde 7 milyar civarında insan olduğu söylenmektedir; bizim gün kavramımız da, malum, 24 saatlik bir süreyi kapsamaktadır. 7 milyar insan, her bir günü, kendi seçimleri doğrultusunda yaşayıp, ömürleri varsa, ikinci bir güne ulaşabilmektedirler. Gün tek; fakat 7 milyar insan, her bir günü, 7 milyar gün gibi yaşamaktadırlar. Çünkü herkesin kendine özgü bir dünyası var ve herkes, kendisine verilen günü, kişisel parasını harcar gibi, kafasına göre, harcamaktadır. Allah’ın, bu işle görevli melekleri, bir para hükmündeki günün, nasıl harcandığını, kişinin kendisine armağan edilen günle ne yaptığını, tamamen kayıt altına almaktadırlar. Tabir caizse, Rabbimiz, bir hilkat harikası olarak yarattığı insana, pek çok değer vermekte ve onun her bir fiilini kayıt altına aldırmaktadır. Meleklerin tuttuğu bu kayıtlara, Amel Defteri denilmiştir.

Ahret hayatı, yani Mâliki yevmiddîn, din gönü, Rabbimize ait bir gündür. Ve bu günde, her şahıs, amel defterindeki kayıtları üzerinden, dünya günlerinin hesabını verecektir.

Allah Teâlâ’nın huzurunda, kişisel hesaplarımızı vermek ve yeni hayatımızın nerede devam edeceğiyle ilgili kararı öğrenmek üzere toplanacağımız gün, insanın iradesinin ve hürriyetinin sona erdiği bir gün olarak, büyük ve zor bir gün olsa gerektir.

Bu dünyanın ve insanın, din için yaratıldığını anlayanlar, kendilerine armağan edilen dünya günlerini, kurtuluş sebebi olan Kuran’a ve Hz. Muhammed (as)’e bağlı olarak yaşamayı seçerlerse, ahret sabahının o zor gününde, Mâliki yevmiddîn / din gününün sahibi Allah’ın huzurunda, Onun rahmetiyle muamele göreceklerdir.

Unutmamalıyız ki dünya din içindir; biz insanlar da Allah’ın mülkünde, Allah’ın indirdiği dini yaşamak için yaratıldık… Bununu farkında olamayanların hayatı bu dünyada da ahrette de dram olacaktır.


Not: Bu fikir yazıları özgündür ve bir tefsir iddiası taşımamaktadır.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
‘din günü’nde bize ne olacak? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz ‘din günü’nde bize ne olacak? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
‘Din Günü’nde bize ne olacak? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SelimADIM
SelimADIM, @selimadim2
14.3.2019 14:11:23
İslam dini esasında yaşama biçimidir.Ve bütün peygamberler aslında tek olan Allahın dinini tek hedef ve tek kitle olan insanlara aynı ilahi mesaj ile sunmuşlardır.Bütün peygamberler islamı tebliğ etmişlerdir.Maalesef son yüzyılda oluşturulan algıyla din ayrı dünya ayrı ikilemiyle bizleri tefrikaya düşürmüşlerdir.Uzun uzadıya yazılıp konuşulacak bir konu...tebrik ve selamlarımla

Aziz Remzi tarafından 3/14/2019 2:13:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.