SANAT.
“O, bir zamanlar Polonya’nın en ünlü piyanisti ve bestecisiydi. Hem de Chopin’i en iyi yorumlayanlardan biri… Sonra diplomat oldu. Dahası siyasete girdi ve Polonya’nın Başbakanı oldu…
Bir gün devlet başkanı olarak Fransa gezisi sırasında Paris Üniversitesi’nde müzik bölümünde okuyan bir genç yanına gelip;
“Siz o ünlü piyanist Jan Paderewski değil misiniz?” diye sordu.
Paderewski; “Evet, O bendim” diye yanıtladı.
“Fakat şimdi?”
“Şimdi Polonya’nın Başbakanıyım işte” deyince,
Genç; “Yaa öyle mi, ne büyük bir düşüş!” diyerek kinayeli bir cevap verir.
Paderewsky gencin bu sözünü hayatı boyunca kendine dert eder.
Bir gün halka konuşurken şunları kaydeder.
“Piyanonun tuşlarına hükmetmek devlete hükmetmekten zormuş meğer! Başbakanken ırmak geçmeyen yere köprü vaat edersiniz ve herkes inanır. Halkı kandırarak devlete hükmedebilirsiniz ama 7 oktavlı bir piyanoda fa sesine basıp do diye yutturamazsınız. Notalar sizi gerçeğe, yalnızca gerçeğe, matematiksel ölçüye, tartıya, armoniye, melodiye doğru sesi vermek için doğru tuşa basmaya mecbur eder. Müzik sizi yalandan, sahtelikten kurtarır…””