2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
485
Okunma
ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَـٰلَمِينَ (*) ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ
“Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’adır” (Fatiha, 2)
Allah Teâlâ, bu âyette, yüce Zat’ını bize haber veriyor. Varlığın, dünya ve ahiret hayatının sahibi ve yöneticisi olduğunu öncelikle müjdeliyor. Rahmaniyet ve Rahimiyetinin dünya, berzah, ahiret, cennet ve cehennem gibi yaşam evrelerini kuşattığını bildiriyor. Bu noktadan itibaren anlıyoruz ki, insan, Allah tarafından ebedi bir varlık olarak yaratılmış ve koruma altına alınmıştır.
Sonuç: Öyle ise, ‘insana’ düşen görev, farkındalık hâlinde, Allah’a, bütün yaşam evrelerinde teşekkür etmektir. Allah’a teşekkür, Kur’an-ı Kerim’de gösterildiği şekliyle, kulluk (İbadet) yapmaktır. İbadeti yoksa insan, şükürsüzdür. Markette kendisine yol verene yürekten teşekkür eden insanın, kendisine hayat ve ebedilik bahşeden, âlemleri kendisine ev yapan Allah’a karşı hamdı/ibadeti terk etmesi büyük bir düşüncesizlik ve kibir olacaktır. Kibir ise, şeytanın tarafına geçmek ve orada saf tutmaktır.
Not: Bu köşede Kuran ayetleriyle ilgili, bir gazeteci-yazar sıfatıyla, özgün fikirler yayınlayacağım. Bu yazılar bir tefsir iddiası taşımamaktadır.