- 781 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
TÜM RENKLER YORGUN...
Mavinin mutlak yanılgısı ve düş pembesi siyahî arzularım. Göğün tentesine konan merhamet dilleniyor ve düş palazı her acı ve ayrık otu ruhun da karıncalara emanet ettiği yüreği.
Devasa bir delik var yine mavinin zaferini kutlayan ve nasıl da ehemmiyet barındırıyor aklımın pervazı.
Muhtevası ölüm mü yoksa ömrün bitimsiz serenadında ölçülü bir aşk seviyeli ve tutarlı bir yoldaş iken birbirine makberin yolcusu siluetim.
Sanrı yüklüyüm.
Yakamoz yüklü deniz.
Gök ise isyan yüklü.
Ve işte gök gürültüsüne tanıklık eden hırpani yüreğim aslında rahmete asılı dudaklarımda ikrar iken sükûtun denk düştüğü.
Tüm renkler yorgun.
Ben yorgun değilim sadece çünkü ben bir renk de değilim: ebemkuşağından hallice bir isyanım ben matemin alın yazısında su götürmez bir gerçeğim yine aşkın mevtası o sırılsıklam sevmişliği diline dolayan bir hezeyanın da tetikçisiyim.
Öldürdüm dünümü.
Öldürdüğüm sevmediklerim.
Yüreğimi de gömdüm mahşerin kaç atlısına denk düşeceğimi bilmeden içine düştüğüm çukurda gözlerimi de oydular.
Düş çukuru gibiyim.
Gözlerimin yerinde iki derin mezar.
Aşkı vurdular: fermanı yırttılar; gök delindi.
Tanrı suskundu.
Gece öfkelendi.
Aşk nasıl da yorgundu.
Biteviye tetiklenen rahmeti sonlandıran aşkın hakimiyetine de çamur atan vefalı hurafeler.
Ez kaza öldüm.
Ve dirildim.
Dinginliği dilemiştim lakin huzursuz bulutlar yağdı ve yağdırdı üzerime.
Kanatlarımı yoldular.
Yolunmuş tavuktan beterdim zifte bürünmüş istikamette bir kuş sürüsüne denk düştüm demek ki doğru yerdeydim lakin ne kuştum ne de insan.
Hürmeten.
Sehven yenilmişliğime de binaen.
Ehli keyif.
Aşkı da meziyet bilmişliğin verdiği ön görü ile.
Aşkın ilahı idi İlahi Aşk.
Kalbura dönen yürekte derin yaralar da hâsıl oldu ve yamadım: önce göğü sonra rahmeti uğurladım sonra açtım kollarımı ve perde arkasında gizlenen siluetlerin yangın yerine dönmüş ufkuna bandım utkumu.
Tutulan nutkuma atıfta bulundu kelime sihirbazı aslında ben bir kelime cambazıydım gidip gelen rehavet ile de kuşanmış bir ökse otuydum.
Oylumdu aşkın minvali.
Aşktı yine özlemin ihbarı.
Her hükümlü cümleyi söndürdüm ve gazabın ateşinde yola düştüm; içine ateş düştü; aşka düştüm düşeli düştüm yollara.
Aradığımı bulmadan ölmek mi?
Ölüp de yeniden âşık olmak mı?
Efkârın her tonunda; mavinin de göz bebeği iken lacivert gökyüzü.
Geviş getiren bir imgeyi saldım çayıra; ambarında yüreğin bekasını unuttum yarınların aslında içimin kuytularında sür-git bir devinim ben başımı alamazken bunca yoksunluğun ne hikmetiydi de rabıtası hep kozasında saklı kaldı umutların.
Bir yol tutturmuştum madem.
Madem matemin alın yazısıydı haris ruhlar ve mutlak notalar ki verilen her nota aslında bir kazanımdı ben içimin ırmaklarında kâğıttan kayıklar yüzdürüp yine yüzü suyu hürmetine tüm veballerin mutluluğu da askıya aldığım.
Sanrılar doğuran içimde teyelli bir mizaç vardı biteviye aksıran belki de esneyen rehavetin odağında gözyaşı yine mutluluğa dahi minnet etmeyen kendini unutmuşluğun gazabına dönük yüzünde aşkın da ihtişamı her maviyi kendi gibi bildiği.
Maviydim ben artık.
Maviyi sevdim ve içime soktum.
Yer gök maviydi hatta yanılgılarım bile.
Kuş bakışı uzay maviydi lakin hiçbir kuş bu kadar uzağa gidemezdi ve ben bir kuştum maviyi yavrusu bilen ve maviyi aşk bilen ve meşk edinen.
Sehven sevdiğimi kalben haykırdım.
Düş sihirbazlarına da yalvardım: beni maviye bulayın.
Ve uyandım annemin mavi gözlerinde gördüğüm mutluluğu aşk bildim bileli…
YORUMLAR
Mavi renklerin en güzeli.
Okumaya başladığımda Allah'ım bu kez daha kısa yazmıştır umarım dedim :) şaka bir yana kiskanilasi bir durum bu. Bitmeyen kelimeler ve yazmayı bu kadar çok seven bir kalp ne diyebilirim ki şahane bir özellik.
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ediyorum sevgili İsabella.
Yüreğini selamlıyorum.
Sevgilerimi gönderiyorum ve en iyi dileklerimi.
Seni ağırladığıma çok sevindim.
Şunu asla unutmayınız:
Yazmaya başladığım o ilk günkü coşkumdan da fazlası an itibari ile sahip olduğum.
Bu anlamda koruduğum sükunet ve tüm saygım aslında evrene duyduğum ama bazen ifade etmekten kendimi men ettiğim:
HAYATIN SAÇMALIKLARI VE ASLA SİZLE ALAKASI OLMAYAN.
Yaşamın bir armağan olduğu gerçeği ve yazmak da bunun bir sonucu: ne yazmamıza engel olunabilir ne de sahip olduğumuz coşkuyu yok saymamıza.
SEVMEK İÇİN NEDEN BULAMIYORSAK SADECE SAKSIDA YEŞEREN VE FİLİZLENEN BİR ÇİÇEĞE GÖZ ATALIM.
VE İŞTE İNANMAK İÇİN ARDI ARKASI KESİLMEYEN NEDENLER.
SAHİP OLDUKLARIMIZ VE ASLA KİMSENİN BİZDEN ÇALAMAYACAĞI.
KIZGIN OLDUĞUM İNSANLAR VAR ÇEVREMDE VE ANLAM VEREMEDİĞİM BİR KISIR DÖNGÜ.
NEDEN Mİ YAZIYORUM?
BU KISIR DÖNGÜYÜ KIRMAK ADINA VE SADECE İLETİŞİM KURDUĞUM KENDİ RUHUM BAZEN KİFAYETSİZ ADDEDİLEN AMA GÜCÜ DE COŞKUSU DA KABINDAN TAŞAN.
ASLA KENDİME YENİDEN İHANET ETMEYECEĞİM.
YA YAZACAĞIM YA YAZACAĞIM.
VE YAŞAMAK: BU ASLA SÖNMEYEN BİR ATEŞ VE SONLANMAYACAK BİR PINAR BAZEN TAŞKIN BAZEN SUSKUN AMA HER DAİM UMUDUNU VE İYİ NİYETİNİ KOLLAYAN.
Bulutlar salınırken aklımdaki her hücreyi de boşluğa salıyorum ve bana kelimeler halinde yağıyor rahmet.
Sevginin buharı üstünde bir de hayaller gerçeklere çalım atarken.
Sahi, hangisi mubah olan?
Somurtup da İlahi Aşkın frekansı ile ansızın yön değiştiren haleti ruhiyem.
Pervasız değilim de oysa ama yazarken tüm suskunluğuma rest çekiyorum.
Çok suskun kimi zaman evren.
Susmaktan sıkıldım ve yoruldum.
Bir suç olmamalı hani tepki vermek üstelik sergilenesi güzellikleri bir an evvel pay etmek isterken.
Güzel bir hafta dilerim.