- 1192 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Parça Et:
Kasaptan alınacak kuş başı et için kullanılırdı parça et ifadesi. Kasap anlar, uygun ölçülerde doğrayıp paketlerdi siparişini.
Şimdi parça et denilince başka şeyler anlaşılıyor. Örneğin bir kadını yalnızca bir parça et kabul etmek. Yahut bir erkeğin yalnızca bir parça etten ibaret olması. Birinin ötekindeki bir parça etin yoksunluğu karşısındaki koşar adım kaçışı.
Bana dair yazmayı hiç sevmedim. Yazdıklarımın eleştirilmesi, övülmelerinden daha çok teşvik etti beni. Sevdim kendim olmayı bir bakıma. İki göz çukurumdaki o birer parça et, belki yerine getiremiyordu işlevini. Fakat sol mememin altındaki cevahir hep filinta gibiydi. Evet bakıp da göremeyen pek çoklarına inat, görüp de bakamayanlardanım ben. Doğuştandır görme yetersizliğim. Hiç gocuntu getirmedi bu bana. Aksine, insanları ilk görüşte tanımak gibi bir hasletim var şükür.
Dünyanın öteki ucuna gidebilirim yalnız başıma. Sokaklardaki bazılarına göre benim yalnız dolaşmam tehlikeli sayıldığı halde üstelik. Üstelik sokaklar, bile isteye önüme konulan engellerle dolu olduğu hhalde. Toplu taşıma araçlarında, kaldırımlarda, her yerde karşıma dikilip acımak dolu bakışlarını bana fırlatanlara rağmen. İki satır söyleşip kendimden bahis açar açmaz önce siper alıp sonra da en uzağıma doğru kaçanlara rağmen. Evet doğrudur bazan minicik bir çocuğun bile tek başına yapabildikleri zorlar beni. Çaresizliğim tırmanır doruklarıma. Fakat yine evet, pek azının yapabildiği şeyleri yapmakta da mahirim. Evimi kendim çekip çeviririm. Kılığıma kıyafetime özenliyimdir. Kılık demişken, kılıktan kılığa da girmem. Adım ve soyadımla yazıyorum yıllardır buradan bile. Ne diyordum? Yerlere tükürmem, çocukları istismar etmem, ekmeğimi kazanmak için yaptığım ve sevdiğim bir işim var, yemek yerken ağzımı şapırdatmam, burnumu karıştırmam, fena değilimdir şarkı söylerken, araba kullanamam ama arabalara dair pek çok şey bilirim, yalancının mumunu hiç tutmadım elimde, evlendim boşandım düştüm kalktım fakat yürümekteyim kendi halimde, fotograf çekmeyi severim, evimin her yanı biblolarla doludur, toplu taşıma araçlarında bana yer verilmesinden hoşlanmam çünkü ayakta durabilirim, evet ayaktayım herkese rağmen.
Gözlerimdeki bu işlevsizlik bulaşmıyor korkmasın kimse. Hele şu yazıyı okudu diye asla yaşanmaz böyle bir bulaş. Şimdi bunları anlattım, çünkü galiba en sonda söylemem gerekenleri en başta söylediğimden, pek çok üzünçlü an yaşanıyor benliğime dair. Boyumu aşan hadsizliklerden uzağım. Kendim gibi olmayana saygılı. Kimse ötekim değil. Fakat haddini bilmeyen de, berikim değil. Kasaptan bir parça eti almakla, günün birinde solucan yemi olacak olandan medet ummak aynı şey. Yani insan içi görmeyi, insan eti görmeye yeğlerim. Yeniden dünyaya gelecek olsam, yine kendim olmayı isterdim. Bir parça etin düşkünü kim varsa, uzağımda olmasını dileyerek...