- 604 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
24
Hafta sonu hava güneşli, kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı, bebeği otobüs duraklarında dikiliyordu. Genç bir çift çocuklarıyla beraber yolu geçip durağa sokuldu. Yolcuların uzun bir zamandan beri bekledikleri asık suratlarından anlaşılmaktaydı. Çocuk henüz apartman yapılmamış boş arsada otlayan koyunlara dikkat kesildi. Küçük bir kuzu görünce başını yukarı kaldırıp kadına baktı “Anne kuzu çok şirin.” Kadının gözü kalabalıktaydı. Çocuğu duymadı bile. Durağın önünden kamyonet geçip sola sinyal verdi. Arsaya girdi. Çoban koyunları topladı. Kamyonet sürüye yakın bir yerde durdu. Şoför atlayıp kamyonetin arkasına geçti. Demir kapağı aşağı saldı. Çocuk küçük maceranın her anını kaçırmadan seyrederken otobüsün homurtusu duyuldu hemen arkasından köşede önü gözüktü. Durak hareketlendi. Telaş… Adam kadının elini tuttu, kadın çocuğu çekip önüne aldı. Oturanlar kalktı. Otobüs hız kesmeden devam etti. Ayakta balık istifi yolcular. Üst üste, omuz omuza… Çocuk cam kenarında ayaklanıp küçük pencereyi açmaya çalışan ihtiyar kadının en son sırtını gördü. Otobüs ufaldı ufaldı. Bekleyenler söylenirken çocuk arsaya baktı. Sona kalan üş beş koyun da kamyonetin kasasından toprağa uzatılmış tahtadan yürüyüp sürüye katıldı. Çoban şoföre yardım etti. Birlikte demir kapağı kaldırıp yerine oturttular. Şoför öne yürürken çoban arka tekere basıp kasaya atladı. Egzoz patladı. Kara duman yükseldi. Kamyonet yola çıktı. Çoban ayakta durağa bakıyordu.