- 742 Okunma
- 7 Yorum
- 2 Beğeni
Huzur Evlerinde Ne Kadar Huzur Bulur İnsan
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Huzur Evlerinde insan ne kadar huzur bulur? Yaşını başını almış, kendine bakamayacak derecede olan insanların tercih ettiği bir yer huzur evi... İnsan yaşlansa da kimi kimsesi yoksa, ihtiyaçlarını kendi göremiyor ise huzur evine gitmesini normal karşılayabilirsiniz... Ancaaak evlatları hayatta ise ve herhangi bir sağlık sorunları da yoksa, evlatlar ana babayı niye huzur evine göndersin ki?
Evlat, okuduysa, o ana baba okuttu... Meslek sahibi olduysa, o anne ütülerini yaptı, çamaşırlarını yıkadı, önüne sıcak yemek koydu... Baba eve helal rızk getirdi... O nedenle bakımları da ne kadar zor olursa olsun, anne ve baba huzur evine gönderilmemeli diye düşünüyorum...
Devletin Huzur Evleri bir de Özel Huzur Evleri var. Kimi zaman kulağımıza geliyor, basından da izliyoruz, bazı zaman yaşlılara acımasızca davranıyor huzur evinin çalışanları... Yöneticilerde buna her nasıla göz yumuyorlar... Bunlar aslında bir suç teşkil ediyor ve tespit edilenler içinde adli işlem başlatılıyor haliyle...
Zaman zaman bu huzur evlerinde yaşlı insanlarımızı eğlendirmek için çeşitli eğlenceler tertip edilse de yinede insan evindeki huzur ve mutluluğu oralarda zor buluyor... Terk edilmişlik duygusu, bir köşeye atılmışlık düşüncesi insanların aklından hiç çıkmıyor...
İnsan kendi evindeki huzuru, huzur evinde hiç bir zaman bulamasa da çaresiz kalındığı zaman huzur evi de bir kurtarıcı oluyor adeta... Yaşlı insanlarımıza, sahip çıkmamız ve onlara minnet borçlu olduğumuzu da asla ve asla unutmamız lazım...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Kıymetli Ahmet hocam. Dün yazınızı okudum ve yorumda yazdım ancak teknik nedenlerle olsa gerek deftere giremedim. Dolayısıyla elimde olmayan nedenlerle geç kalmış yorumum için özür diler güne seçilen anlamlı yazınızı gönülden kutlarım.
Bir film sahnesi miydi, yoksa bir video müzik klibinde miydi, tam olarak hatırlamıyorum.
Sanırım Amerika’da çekilmiş o sahnede üstü açık arabayla yolculuk yapan genç bir adam ve genç bir kadın, kaktüslerin olduğu çöle benzer kurak bir arazide ilerlerken up uzun yolda bir anda durup arka koltuktan oldukça yaşlı bir kadını yolun kenarına indirip bavulunu da yanına bırakarak kaderine terk edip arabaya binip tozu dumana katarak gitmişlerdi. Dikiz aynasından bakan genç kadın birkaç damla timsah gözyaşı döküp duygulanmıştı.
O acımasız sahne içimi burkmuş ve çok etkilenmiştim. Açıkçası insanlık yıllar önce seyrettiğim o sahnedeki gibi maalesef acımasızlığa doğru evriliyor. Dolayısıyla aile ortamı gibi olmasa da huzur evlerinin sayısı, niteliği ve kalitesi arttırılmalı diye düşünüyorum. En azından huzur evlerin de sıcak bir kap yemek ve barınacak bir alan var.
Umarım bizim insanımız kültürüne ve yaşlılarına sahip çıkar huzur evlerine gerek kalmaz. Fakat bunun için önce değer yargılarından uzaklaşmaması gerekir.
Saygı ve sevgilerimle
Ahmet Zeytinci
Şahsen ben huzurevinde kalmayı tercih ederdim, şimdi bile çocukların evinde sığıntı gibi hissediyorum, elim ayağım tutuyor, onlara çoğunu verecek kadar gelirim var ama huzurlu değilim. Bir de tamamen muhtaç olursam ne olacak düşünmek bile istemiyorum. Belki evlatlar bırakmak istemeyecekler ama gelin, damat, torunlar memnuniyetsizliklerini hissettirecekler. Onların bir kötü bakışındansa elin ters davranışını tercih ederdim.
Ahmet Zeytinci
Huzur evinin yolunda ilk duraklar nereleri? Misal kendi hayatımdan yola çıkarsam, kahvehaneler, barlar ve meyhaneler derken takibi eylence mi tüketmiş biri olarak takatsiz düşerim oraya. Bence emekli olur olmaz bir huzur evine girip bizden daha yaşlı olanların bakımında görevli olanlara yardımcı olmaktır. Çünkü çağımızda aile olarak çekirdek aile olarak yaşayabiliyoruz. Ve her çekirdek aileye konut vs. çevre kirliliğini de artırıyor. Karı koca bir oda yeter. Ortak kullanım alanlarında da kültürümüz yeter. Sonra teknolojimiz de gelişiyor bi göremesek bile bizden sonrakilerin robot bakıcıları olacak. Diğer taraftan aynı yerde olmasakta iletişim bilişim her yerden. Yazını formatı güzel olsa da içerik güncel değil.
Peygamber Efendimiz (sas) bir gün, "Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün!" buyurdular. Bu dehşetli ikaz üzerine huzurunda bulunanlar, "Kimin burnu sürtülsün ya Rasûlallah?" diye sordu.
Cevap şöyle geldi: "Ramazan'a girip de ondan günahları bağışlanmış olarak çıkamayanın; yanında anne-babasından biri veya ikisi ihtiyarladığı halde, onların gönlünü kazanarak Cennet'i hak edemeyenin; yanında ismim anıldığı halde bana salât ü selâm getirmeyenin."
Ufakken merhamet edip sabırla evlatlarına bakan anne babanın hiçbir zaman huzur evlerine terk edilmesi uygun değil bence.Anne baba duasının en tez kabul edilen dualar olduğunu bilmekteyiz.
Onların hayır dualarını almak varken nasıl çocuklar ufakken şefkatle merhametle anne baba baktıysa o şekilde yaşlanınca evlatlarda bakmalılar..El ele ne kadar merhamet eder sanmam..Çok kez ihmal edilenler hırpalanları hatta daha kötü olayların zuhur ettiğini duymaktayız..
Allah korusun çok hasta olur tedavisi ancak hastahane veya farklı alanda olur onda bile yaşlılara zor gelir..
Yazık yıllarca evlatları için uğraşsınlar sonra camlarda beklesinler.Bayramdan bayrama gösteri eder gibi anneciğim babacığım biz geldik oh ne ala..
Böyle edenleri de aynı akibet bekler..Edene eden bulunur merhamet etmeyene merhamet edilmez..Onları da çocukları terk ederler huzur evlerine..Güzel bir konuydu duyarlı kalem ve düşüncenizden dolayı Allah razı olsun..
Allah merhameti kalplerden çıkarttırmasın hiç kimseye..
Selam ve dua ile.