KADINLAR CANIMIZ VE CİĞERİMİZ
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Onlara sadece bir gün ayırarak baştan yanlışlık yapmışız.
Başta onların değerini az görmüşüzdür.
Başta onları adeta başımızdan savmışızdır.
Oysa kadın dediğin her an el üstünde tutulmalıdır.
Kadın dediğin dalında güzel duran bir gül gibi dört mevsim korunmalıdır.
Kadın dediğin yılın her günü değerli görülmelidir.
Kadın dediğin bir gözyaşına aylarca yas tutulmalıdır.
Kadın dediğin özgürlüğü elinden alınmamalıdır.
Ancak kadınlar insanlık tarihi boyunca sıkıntılar yaşamışlardır.
Kimler tarafından?
Erkekler tarafından tabiki.
Yeri gelmiş hor görülmüşlerdir.
Yeri gelmiş aklı kıt olarak kabul edilmişlerdir.
Yeri gelmiş zayıf yanından vurulmuşlardır.
Yeri gelmiş köle olarak pazarlarda satılmışlardır.
Yeri gelmiş sadece bir seks objesi olarak düşünülmüşlerdir.
Kadınlara yapılan haksızlıklar öyle çok ki.
Sırala sırala sonu olmaz bu haksızlıkların.
Bazen adı bile unutulmuş.
Bazen günlerce aç bırakılmış.
Bazen eşek sudan gelinceye kadar dövülmüş.
Bazen fiziksel veya sözel işkenceye maruz kalmış.
Bazen kocalarının elinde suçu yokken insanlık dışı dediğimiz dayaklardan geçilmiş.
Bazen herhangi bir konuda seçim yapmasına, karar almasına zinhar izin verilmemiş.
Bazen bir iki laf konuştu diye dili kesilmiş.
Bazen yabancı biriyle konuştu diye taşlarla öldürülmüş.
Bazen sebep yokken tamamen susturulmuş.
Bazen neden belliyken de, onun bir şeyde suçu yokken de ayrı bir cezaya tutulmuş.
Kadın ve kadınlara yapılan ayrımcılık ve haksızlık hiç son bulmamış.
Kadın ya gelen vurmuş, giden vurmuş.
Kadın ya gören azarlamış, görmeyen iftira atmış.
Kadın ya dokunan tenini acıtmış, arzulayan duygularını öldürmüş.
Kadın ya seven diyen kalbini çok kırmış, sevmeyen hayalleriyle bir bir oynamış.
Kadın ya yolunu bulan onun hakkında boş durmamış, adresi şaşıran suçu yine kadından bilmiş.
İnsanlar olarak kadının değerini bilememişiz.
Gerçekten bilememişiz.
Kadının varlığını es geçmişiz.
Onu hep incitmişiz.
Onu her zaman ötekileştirmişiz.
Onu arka planda bırakmışız.
Onu keyfimize göre muamelelere tabi tutmuşuz.
Onu zevklerimize göre değerlendirmişiz.
Onu canımızın isteğine mahkum etmişiz.
Onu gönlümüze göre bir yere oturtmuşuz.
İnsan ve insanlık olarak kadına ödenecek ve yerine getirilecek sayısız borcumuz var.
Ve kadın, özellikle çalışan emekçi kadının hakkı hiçbir zaman ödenmez.
Kendi adıma da olsa “İyi ki kadın ve kadınlar var.” demek istiyorum.
Kadın benim için her şeydir.
Çünkü, onlar ki hayatın olmazsa olmazları.
Onlar ki yaşamın gerçek umudu.
Onlar ki bir ömrün güzel geçmesini sağlayanlar kıymetli varlıklarımız.
Onlar ki iyi ve kötü günde yanı başımızı terk etmeyenlerimiz.
Onlar ki canımız ve ciğerimiz.
MESELCİ
8 Mart 2019, Kızıltepe