- 813 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
A BE KARI LAZIM MI KARI ?
Yaş altmış beş oldu ya, artık ben de beleşçiler sınıfına dahil oldum doğal olarak. Ancak bu sınıfa dahil olmak için bir kartınız olması gerekiyor. İşte o karta İstanbul’da ’’Akbil Kart’’ Dense de ben onun altmış beş yaş üstü için olanlarına ’’ Beleş Kart’’ Diyorum çünkü eğer bir Beleş Kart sahibi iseniz belediyenin tüm vasıtalarına bedavadan biniyorsunuz.
Yok yanlış oldu. Bir kartınız varsa belediye başkanının arabasına binemezsiniz tabii ki. Çöp kamyonlarına, belediyeye ait iş arabalarına ve vasıtalarına da binemezsiniz. Yalnız, yanlış bilmiyorsam belediyelere ait cenaze arabalarına beleş biniliyor. Zaten beleş olmasa da onun ücretini siz ödemiyorsunuz.
Neyse efendim. Arap’ın dediği gibi ’’ Heva latif, ıklım mutedil, menazir-i tebâyin mukemmel emme velakin ehali puşt olsa da hem şehr-i İstanbul’un Kalhedon’unda bir tur atmak hem de Beleş kartımı almak üzere yola çıktım.
Kalhedon deyince bilmeyenler için söyleyeyim: Kadıköy yani.
İstanbul’un fethinden sonra Kadıköy’ün bulunduğu alan kadılara arpalık olarak verildiği için zamanla adı ’’ Kadıköy ’’ olarak anılmış.
Kadıköy’e indiğimde baktım Cuma namazı vakti hayli yaklaşmış. Beleş kartı alacağım yer Haydarpaşa Tren Garı tarafında. O bakımdan yavaş yavaş Haydarpaşa Protokol Camiine doğru yürümeye başladım.
Yanlış anlaşılmasın. Bu cami protokola özel bir cami değil ama bu adla anlıyor. Neden böyle? Maalesef tüm araştırmalarıma rağmen bulamadım.
Allah kabul eylesin, bu camide Cuma namazını eda ettikten sonra Beleş Kartımı da aldım ve artık Kadıköy Sahilindeyim.Bu arada bel fıtığım ve dizdeki kireçlenme dolayısıyla hem belim hem dizlerim fena halde ağrıyor.
Kart beleş de simit beleş değil maalesef. Karnım zil çalıyor, cepte ise sadece 3 Tl var. Hepsi o.
Yanaştım simitçiye. Gözüm ay çöreğinde.
-Kaç para delikanlı?
Delikanlı ’’ Dört lira’’ Dese, boynumu büküp ayrılacağım oradan. Ya da ’’ Üç lira olmaz mı? ’’ Diye pazarlık yapacağım. Allah’tan ’’ İki buçuk lira Amca. ’’ Dedi. Oh beee. Midemdeki bandoyu susturacağım nihayet. Namussuz, camide bile gurul gurul milleti rahatsız etti.
Aldım ay çöreğini. Bir banka oturup yiyorum.
Yemesine yiyorum da her yer naylon poşet, kağıt peçete, pet şişe dolu. Yani marketlerde poşeti parayla satın almak en azından Kadıköy İlçesinde en küçük bir değişikliğe sebep olmamış naylon kullanımı ve israfıyla ilgili olarak. Pisliği de cabası tabii ki.
Midem kalka kalka ay çöreğini damaklarımla eziyorum.
’’ Diyeceksiniz ki neden ille de ay çöreği? Neden damaklarınla eziyorsun?’’
Anlayın yahu. Protezleri evde unutmuşum yine. Onlar bardağın içinde ya oğluma ya gelinime ya da torunum Lina’ya sırıtıyorlar o anda.
Ay çöreğini bitirmiştim ki arkadan dürttü biri.
Hayatta en uyuz olduğum şeydir birinin beni dürtmesi Face bookta dürtülmekten bile fena halde gıcık kaparım, değil ki böyle böğrüme dokunularak dürtülmek... Öfkeyle döndüm. Dönmemle de eni- boyu birbirine denk bir hatunun tam arkamda dikildiğini gördüm. Kadıköy’ü bilenler tahmin etmiştir kim olabileceğini.
-A be karı lazım mı karı?
Fesübhanallah...Ulan camiden çıkalı en fazla on beş dakika olmuş. Daha abdestim bile bozulmamış. Hasbinallah Veni’mel vekil.
-Ne karısı kızım yaaa? Ben belimi doğrultamıyorum, sen benden...Tövbe tövbe...
-Doorulturuz be aaa. Sen bak bakalım beğendiğin karı var mı?
Allah için içlerinde oldukça güzel olanlar da vardı.
- Bak şimdi. Evet bana bir karı lazım. Lazım olmasına lazım ama senden bile iri olması lazım. Etrafta öyle bir karı göremiyorum.
Kadın şaşırdı.
-A be n’eedeceksin o kadar iri karıyı?
Yapıştırdım hemen.
-Sırtım çok fena ağrıyor. Sırtımı çiğneteceğim. Kulunçlarımı kırdıracağım. Ha, bir de dizlerimde kireçlenme var. Dizlerimi ovduracağım. Ondan sonra da oturup birer kahve içer muhabbet ederiz.
-A be sapık mısın sen?
- Yoo. Neden ki? Karı bana bunlar için lazım.
Kadın az düşündü.
-A be maksat müşteri memnuniyeti. Tamam buluruz sana öyle birini.
Eyvah ki eyvah. Kadını başımdan savayım diye söylemiştim ama bayağı bayağı ciddiye aldı.
-Şeyyy. Yalnız bir sorun daha var.
- A be amma da sorunlu adammışsın ya. Başka ne?
-Bende elli kuruş dışında para yok. Kredi kartı geçerli mi?
Sordum ama bir yandan da korkuyorum. Ya koskoca şalvarının içinden bir pos makinesi çıkarırsa?
Neyse ki kredi kartı geçerli değilmiş. Nitekim ’’ Hasss...irrr pezevenk.’’ Dediğinde anladım kredi kartı ile çalışmadıklarını.
Velhasılıkelam bu günüm de böyle geçti.
Bu arada merak ediyorum: Dilencileri, tinercileri ve benzeri her türlü olumsuzlukları Kadıköy’den temizleyen polis ve zabıtamız neden sabahtan akşama kadar kendilerini pazarlayan bu kadınları tamamen temizleyemiyor? Neden Kadıköy’ü bu çirkin görüntüden ve imajdan kurtaramıyor? Yoksa pek çok rengi içinde barındıran bu güzel ilçemizin apayrı bir rengi olarak mı görülüyor bu iğrençlik?
Bu arada hemen belirteyim: Bu kadın pazarlama ve fuhuş olayı sadece çingenelerin yaptığı bir olay değil.( Çingene küçümsemek ya da aşağılamak için kullandığım bir kelime değil.Lakin başka bir adla ya da sıfatla tanımlamak da mümkün değil bunları.) Yerli ya da yabancı uyruklu daha pek çok kadın Kadıköy’ü adeta açık bir genelev haline getirmiş. Bu duruma mutlaka el atılmalı.
YORUMLAR
oğlum Kadıköy de okuyor ve istanbulun en sevmediğim yeri de orasi. yani bir türlü sevemedim. velhasıl kelam hem çok düşünürdünüz hem de çok güldürdünüz teşekkür ederim.
(ƒυєѕ) tarafından 3/3/2019 12:27:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Kadıköy güzeldir aslında. Ben severim ama bazı olumsuzlukların giderilmesi gerekiyor elbette.
Selam ve saygılar.
Gülüm Çamlısoy
Tarih saklı ve umut ama yitip giden çok şey var ve çok insan Kadıköy'e dair.
Ama insanın memleketi oldu mu bir şekilde sunulanı kabul etmek zorunda kalıyor.
Gürültülü bir semt ve inanılmaz bir yoğunluk yine de ne zaman uzaklara gitse insan özleyiveriyor.
Saygılarımla.
İlâhi Sâmî Hocam.
Ay çöreği gibi bir gülümseme ile başladım, bitirdim.
Varolasın
Çok saygımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Doğma büyüme İstanbullu ve Kadıköylüyüm üstüne üstük anne ve baba tarafından da İstanbullu.
Bunu bilmiyordum hatta ve hatta sürekli çiçek aldığım nice Çingene çiçekçi var ve bana çok iyi davranan. Hatta bir tanesi engelli kardeşinin bakımını üstlenmiş ve tüm geliri çiçek satarak elde ettiği.
Çok çok şaşırdım elbette her yerde böyle durumlar mevcut olabilir lakin Moda ve Kadıköy'de böyle bir durum olduğunu şimdi öğrendim.
Çok üzüldüm şimdi. oysaki nezih bir semt olarak bilinir yaşadığım muhit.
Saygılarımla, hocam.
sami biberoğulları
Önce otobüs kartın hayırlı uğurlu olsun Hocam. Her ne kadar kapıya koyulacak bir şey olmasa da ihtiyarlığında böyle güzel tarafları oluyor zaman zaman. Karı meselesine gelince o da dünyanın çivisinin çıktığını gösteriyor. İstanbul'da dünyanın içinden bir yer olduğuna göre onun da çivisi gevşemiş ve çıkmak üzere... Kutluyorum yürekten...