- 605 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
17/2019... ard/öyk... yakup kadri karaosmanoğlu " anamın kitabı"
yakup kadri karaosmanoğlu... "anamın kitabı" iletişim yayını... 11. baskı... istanbul.
lapseki kütüp’anesinden aldım... okudum.
türkçe öğrenmek kastiyle okuyorum.
son osmanlı çağı... cumhuriyetin erken dönemi sanatsal türkçe yazarlarındandır.
söylevsel türkçe ve kelimeler öğrenmeğe... semantik türkçeyi ileri götürmek için okuyorum.
bu kıymetli yazarlardan özümsedikleri dünya görüşlerini eserlerinde görmek; ve alınacak çok şey vardır .
bir dünya esrarını onlardan dinlersiniz.
başarılı bir adam konuşuyor... konuşturursunuz.
kitapta derkenarlar yazarım... bir deftere mecalim olmaz ki sıcak- sıcak yazmağı bekleyim.
çızar dökerim.
o yazdıklarımdır... yazacağım!
yakup kadri:
" psikanaliz sondaları freud’dan evvel kahinlerin elindeydi..."
mısır- kahire doğumlu yazarın... antik mısırdan hissedikleri şeyler olmuştur... teferruatiyle paylaşmıyor cümlesini açmıyor.
" insan hangi yaşa girerse girsin şuurunun altında çocuk kalışının sebebi BUNDADIR."
biz BUNDANDIR deriz o ise edilgin olan yapıyı tercih etmemiş... bizim aksimize!
" ben yaşta.."
besleme olayından bahsediyor: çocuk yurtları kurumlarımız yokken geleneksel adet: isteyen besleme alıyormuş.
yetimhaneler... orfan... esirgeme kurumları... onlarında kendi tarihleri olmuştur...
hristiyanik midir? orfan, yetimhane... kesin şey söyleyemiyorsunuz... asyatik kurum olmasa da hint, çin, orta-doğu geleneklerinde rastlamak şaşırtıcı olmaz.
besleme... batılı bir olgu olarak çıkarsa şaşırmamalı insan.
romalı... eski yunan... ne bileyim bir bakmışınız: kölelikle transformize olmuş şeymiş.
aksi görüş... ileri süren biriyse hayır köle kurumu daha evvel gul... gulam şeklinde hintlilerindir diyebilir.
MİHNET kelimesini tekrar sözlüğe baktım... yakup kadri gibi kullanmamıştı cahit sıtkı... onu değerlendirdim.
iyisi mi?
"Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!"
semantik sıkıntı var gibi.
hatice akçam/ köksoy edebiyat öğretmenimizdi...
değerli öğretmenimiz sessiz gemiyi incelerken demişti ki:
" mendil kalkarsa kol kalkmış olur kol kalkarsa mendil zaten ona uyar..."
anlamsal ve yapısal bir sıkıntı bulunabilir diye şerh düşmüştü.
ardahan lisesi...
sene: 1977...
yahya kemal beyatlının... sessiz gemi şiiri.
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol"
edebiyatsız bir dünyada yaşıyoruz.
dünya da böyle...
sanatsal dil kimse konuşmuyor.
al-ver bağlamında... kelimeler.. cümleler.
meramlar... iletişimler.
dümdüz konuşmak sanatsız dil konuşmaktır: "güzel" yoktur o söyleşmede.
yakup kadri...
doğduğu toprakları imgeleştirmiş eserinde ve dekorlarında yer vermiş.
bu başarıyı ne yazık ki ben gabriel garcia margues’in "yüzyıllık yalnızlık" romanında görememiştim.
latin amerikayı anlattığı eserinde dekor olarak hep avrupai dekorları resmetmişti.
latin amerika?
gerçekçilik?
günümüz yazarlarımızda bu sorun var: bizim kollektif mekan imgelerimizi eserlerinde gösteremiyorlar... hissettiremiyorlar.
özbekiye bahçesi, kahire’de... ve etrafı mekanı resmetmiş... imgeleriyle mısır’ı doğduğu toprakları yansıtmış. yazar özbek-iye ile kahire’yi işlemiş... zihni motifi ne derece geniş ve serbest!
sofya, tiflis, kahire, şam, selanik, erbil, bakü...
ardahan, erzurum, mardin, trabzon mekan imgeler olarak yok.
zihni motifler sanatçı olanın ferman dinlemez... muhayyele pervasızdır.
margues’in yaptığı hatayı genç sanatçılarımız yapıyor...
zihin haritası evrensel ve eski uygarlığımızı içermelidir.
yakup kadri eserinde evrensel ve kendi şahsiyetiyle realist ve duruşlu yazmış.
bu bana bizim ardahan’dan, hopa’da denize girmediğimiz; aksine bodrum’a, antalya’ya yol yorgun gittiğimizi hatırlattı.
kongolu tanganikalı dadılarını anlatmış.
" ana ayrı kardeşiydi"
biz mısır imgelerimizi "indiana jones" üzerinden kuruyoruz. yakup kadri, panait istirait’in "arkadaş" romanında mısır kahire’yi kendisiyle aynı imparatorluk üyesiyken yazmıştı.
mısır’da ki sağır sultan duydu... halen halkın imgeleminde mevcuttur.
" sus işareti verdi."
sövdüm demiyor yakup kadri: "SÖĞDÜM"
merasim sözünü öyle bir işlemiş ki; "merasim" insan hayatında sembol olarak halen ruhumuzu ele geçirmektedir.
neden?
yalçıner yılmaz
28-02-2019
çanakkale
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.