- 772 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MODA NEDİR GERÇEKTEN?
Hani derler ya dünya gittikçe küçülüyor diye. Binlerce kilometre uzakta birileri giyimle ilgili, yaşayış tarzıyla ilgili kararlar veriyor. Çok kısa bir sürede tüm dünyaya yayılıyor, herkes olmasa bile hatırı sayılır bir ölçüde insanlar öyle giyiniyor, öyle davranıyor. Hatta bir müddet önce tek kendine giydirseniz asla giyip dışarı çakamayacağı, modası geçtikten sonra da bunu yapamayacağı şeyleri beğenir oluyor, vazgeçilmezleri arasına alıyor. Hatta kendi gibi giyinmeyenlere küçümsemekte de oldukça bonkör davranıyor. Modaya uymuyor diye insanları aşağılıyor.
Burada asla modacılarla bir derdim yok. Meslekleridir ve gerçekten işlerini yapıyorlar. Bizim dünya görüşümüze ters de olsa, israfı körüklese de neticede işlerini yapıyorlar. Hatta bir kısım insanlar için elzem bir iş yapıyorlar. Tekstil fabrikaları bunlar sayesinde çalışıyor, bu kadar insan bunlar sayesinde iş güç sahibi.
Beni rahatsız eden şey bizim tavrımız. Televizyon programlarında bir kısmını gördüğümüz insanlar bize bir tarz söylüyor, kusura bakmayın ama Allah emrini, anasının babasının tavsiyelerini bir kenara atan bizler bu zatların sözlerini emir telakki ediyoruz. O, yakışmış diyorsa aynanın karşısına geçip biz de beğeniyoruz üzerimizdekileri.. O, artık giymeyin, size yakışmıyor, yeni bir şeylerin zamanı geldi diyorsa, hemen üzerimizden parçalarcasına çıkartıp yenisini giyiyoruz. Burada da israf varmış, bu elbiselere harcadığımız paraları muhtaç olanlar var mı, diye düşünmüyoruz bile. Eğer variyetimiz müsaitse bir dolap dolusu elbiseyi çöpe atıveriyoruz.
Yıllar önce bir reklamda şapkasını çıkartmayan bir müzisyen vardı. Şapkayı çıkartmamak bir tavırdır bence. Bu sanatçımıza özgü bir tavır. Kim ne derse desin, moda ne yönde gidersi gitsin bu insan tavrını değiştirmedi. Çünkü ona göre kendine yakışanı buydu. O, birilerinin emrine girmedi. O, yıllar sonra bile televizyona şapkasıyla çıkıyor. Ya biz? Neden kukla gibi hareket ediyoruz. Bizim bir şahsiyetimiz yok mu ? Tercihimiz iyidir veya kötüdür, ama bizim tercihimizdir. Bu tercihle biz varız. Yoksa aklı olmayan varlıklardan ne farkımız kalır?
Şimdi şu sözü söylemek geçiyor içimden ama:”Modaya körü körüne uymak, bir çeşit şahsiyetsizliktir.” Ve sokaklarda o kadar çok bu tanıma uyan insan var ki. Önden yatay yırtılmış pantolonla gezen kızlarımız neden geçtiğimiz senelerde bu pantolonları bu kadar sevmiyorlardı? Göbek açıp gezmek güzeldi de bu yıl neden yok denecek kadar az?
Gelelim modacılarımızın nasıl modacı olduklarına. Bu yetkiyi kimden aldıkları, hangi eğitim veya hangi seçimle bu makama geldikleri bir muamma. Arada bir moda programları veya yarışmalarına denk geldiğimde tüm dikkatimle izliyorum. O denli öz güveni olan insanlar görmemiştim. İnsanı onlar yaratmışçasına bir tavırları var. Giyimle de kalmıyor, insanların kaşı, gözü ile de ilgileniyorlar. İnsanlara kendilerince çirkin buldukları uzuvların da değiştirmeyi teklif ediyorlar. Bu ölçüde bir tavırla karşılaşınca, aynı soruya tekrar takıldı ayağım. Bu yetkiyi kim veriyor bunlara? Yaptığı işte başarı gösterip, onların deyimi ile tırnakları ile gelenler vardır elbette. Burada sorunun cevabı başarı, olabilir. Peki hepsinin de cevabı bu mu?
İlginç bir düzen kurulmuş. Biz kendimizi onların ellerine bırakmışız, yani gönüllü köleliğe razı olmuşuz. Onlar da bizimle oynayıp duruyorlar. Hem de bizim paramızla.
Hayal etmeye çalışıyorum. Üç beş tane modacı yan yana gelmiş konuşuyorlar. Bu yıl hangi maskaralıklarla insanları kukla gibi oynatacaklarını planlıyorlar. Ortaya görüşler atıyorlar, gülüşmeler arasında bu yılki modayı belirliyorlar. Sonra da kahkahalar arasında buldukları şeyleri moda diye bize yutturuyorlar. Yok yok onlara kızmıyorum, onların dediklerinden çıkmayıp kendini maskaraya çevirenlere sözüm. Hiçbir özelliği olmadığı halde onları baş tacı yapanlara, kendi anne, babası bir şey tavsiye ettiğinde “Bana karışamazsınız.” dediği halde modacıların sözünü bir ayet gibi dinleyenlere…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.