- 1075 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
KÜLTÜRÜN KADAR KONUŞ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir deyim var halk arasında ‘Paran kadar konuş’ gerçi bu deyim karın kadar konuşa dönüştü ama yine de kültürümüzde belli bir ağırlığı olan deyim. Sosyal yaşamın içinde her an karşımıza çıkıyor. Bu deyimin bir başka versiyonu daha var, Nasrettin Hoca alışverişe gidip geldiğinde çocuklara söylediği ‘Parayı veren düdüğü çalar.’ Bu iki deyim bize insanların elinde var olan değerleriyle hayatın içinde olabileceğini göstermekte. Hayatın bir gerçeği var o da varlıklarınızla varsınız, varlığınız yoksa keyfiyeti hükmünüz de yok. Burada şunu da ifade etmekte yarar var bu düşüncelerimi materyalist bir yaklaşımla ele almıyorum, realist bir yaklaşımla ifade etmek istiyorum.
İkamet ettiğim yerde ‘Kitap Günleri’ düzenlendi. ‘Kitap Günleri’ organizasyonu, mobilya fuarının yapıldığı 20.000 m2 büyüklüğünde bir mekânda yapıldı. Tabi bu mekânın hepsi kullanılmadı ancak organizasyonda insanların ihtiyaçlarını giderebilecekleri her türlü ayrıntı düşünülmüştü. Yeme içme mekânları, ibadet mekânları, wc’ler, imza etkinliğinin yapılacağı salonlar, söyleşi salonları. Organizasyon alanını gezip görünce kendi adıma, ülkem adına sevindim, mutlu oldum. Demek ki bizler de istediğimiz de etkili organizasyonlar yapabiliyoruz diye.
‘Ağaç yaşken eğilir’ atasözünü kendine düstur edinmiş bir organizasyon etkinliği gördüm. Okullardan öğrenci gruplarının ulaşımını belediye üstlenmiş yine insanların fuar alanına gelip gitmelerinde ki ulaşım zordu bahanesini de ortadan kaldırmak için de mahallelerden fuar alanına ücretsiz servis konulmuştu. Organizasyonun düzenli olmasını sağlamak, kaos ortamını azaltmak için okul gruplarına randevu verilmiş, randevu sırasına göre öğrenciler fuar alanına getirilip götürülüyordu. Bu da ayrı bir nitelik katmıştı organizasyonun kalitesine.
‘Kitap Günleri’nde’ yerel yazarlar da unutulmamıştı. Yerel yazarlar ile ulusal bazda yazan yazarların kitaplarının aynı çatı altında toplanması, birlikte görücüye çıkması ayrı bir güzellik katmıştı organizasyona. Yazarlık, sanatkârlık zor bir zanaat, bu işi yapanlar emeklerinden, yaşantılarından, ödünler vermekte, başkaca bir geliriniz yok ise bu işleri yaparak yaşamınızı sürdürmeniz, hayatın içinde kalmanız, tanınıncaya okununcaya kadar imkânsız gibi.
Bu tür organizasyonların projesinin uygulanmasına onay veren belediye başkanlarına, organizasyonun hatasız bir şekilde gitmesini sağlayan kültür müdürlerine, öğrencilerin gelip gitmesi kolaylığını sağlayan organizasyon yürütme üyelerine teşekkür etmek istiyorum.
Okumak, bir yaşam biçimi, okumak kültürün atölyesi, okumak duyguların terbiyecisi, davranışların mimarı, bu amaçla insanları özellikle de öğrencileri okuma etkinliğinin içine sokan, okumayı yaşam kültürünün içine katan ‘Kitap Günleri’ etkinlikleri, belki kültür değerlerinin yeniden canlanması anahtarı olur. Devir uluslar arası sıcak savaşların rafa kalktığı, kültür savaşlarının başladığı devir. Kültür o kadar önemli bir olgu ki, istemedikten sonra kafaya mermi sıksanız bile davranış değişikliği yapamazsınız. Kültürel değerlerin benimsenmesi yoluyla insanlar kendiliğinden bazı toplumların gelenek göreneklerini kabul etmekte, böyle olunca da ayrıca bir etkinlik yapmaya gerek kalmıyor. Kültürünüz ne kadar etkiliyse dünya milletleri içinde etkinliğiniz de o kadar güçlü, çünkü Milletler nezdinde ‘Kültürün kadar konuşabiliyorsunuz’.
Özer YILMAZ
YORUMLAR
Bilginin sınırsız muhtevası ve söz konusu kitapsa söyleyecek çok şey var.
Bu, eşsiz bir coşku: kitaptan yayılan o muazzam koku ve bilgi fırtınası akabinde beyin fırtınası yapmamıza vesile.
İnsanlar değişirken ve de mevsimle ve gelişim tüm ömre yayılmışken...
Formal eğitim alıp informal anlamda gelişim yine kendi elimizde iken.
Göreceli ne ise somut olan da kapasitemizi zorlamak çünkü haddinden fazla yüklüyüz hücrelerle ve beynimizin kullanmadığımız bölümü bilgiyle donandıkça nasıl da şevkimiz artacak.
Kitaba ve eğitime harcanan kaynaklara asla acımamalıyız hele ki insana yatırım yapmak iken mevzu bahis.
Gelişim odaklı süreç.
Aşkın da diğer adı iken sonsuzluğa kanat açıp bilgi ve kültürle eşleşmek.
Kutluyorum güne eşlik eden değerli makalenizi.
Hele ki insan kaç yaşına gelirse gelsin içindeki çocuk ve öğrenci ruhu da ona eşlik ediyorsa...
Okumanın asla yaşı yok ve mekanı da ve de cinsiyeti.
Var olun sayın yazarım.
Çok derin ve uzun bir konu bu bağlamda ben noktayı koyup takdirlerimi bırakıyor ve çekiliyorum, efendim.
Sonsuz saygılarımla dost kaleme, değerli hocama.
teşekkürler, efendim.
Teşekkürler, değerli Seçki Kurulu'na.
Özer YILMAZ1
Tebrik ederim hocam. Çok önemli bir konuyu dile getirmişsiniz.
Belediyelerin kendi yazarlarına, halkına, öğrencilere sahip çıktığı müddetçe o toplumun her türlü seviyesi de yükselecektir diye düşünüyorum.
Tekrar kutluyorum yazınızı. Daima başarılarınız olsun.
Ayrıca; yazınızın güne gelmesi beni ziyadesiyle mutlu etti.
Selam ve sevgi ile uzaklardan... (Hollanda)
Özer YILMAZ1
Kitap kokusu yazınızı okurken burnumun direğinde gezindi . Kitap en iyi dost insana yüreğinize sağlık
Özer YILMAZ1
Harika, bende kitap fuarlarina bayılıyorum. En son geçen yıl Istanbul/pendik kitap fuarına katılmıştım. Kitap seçmek, incelemek, koklamak, aynı duyguyu taşıyan insanlarla bir arada olmak çok keyifli doğrusu.
Okumak okuyabilmek şahane... yazınız da öyle.