tanrım
Gözleri tenimi kavuruyor, bakışları gönlümü deliyor. Tanrım, nereden çıktı bu afet karşıma? Ağzında sonbaharın tuzlu tadı, elleri bir bebek kokusunda. Hiç yabancı topraklara girmemiş, kurak dudaklarıma sel getiriyor. Nefesi kar getiren bir bulut gibi, iliklerime işliyor. Beli bir buğday sapı kadar ince, kollarımda kayboluyor. Şarap gibi kokusu, beni sarhoş ediyor. Tanrım, nereden çıktı bu afet karşıma? Beni kendine hapsetti. Tanrım…
Kulaklarımı şenlendiren müzik gibi keyifli. İçtiğim son sigara gibi hüzünlü. Dostumla oturur gibi mutlu. Anne kucağı gibi huzurlu. Tanrım, nereden çıkarttın bu kadını karşıma? Sana inanmamı sağlayacak kadar imanlı, çocuk sevmemi sağlayacak kadar şefkatli. Çatıdan atlamamı sağlayacak kadar aşık. Tanrım nereden çıktı bu kadın karşıma? Beni bağladı kendine. Tanrım…
Beni acıktırıyor. Aşka açım, daha önce hiç tatmamış, aşk şarabını hiç yudumlamamış gibi. Tenine açım, daha önce hiç şefkatli kadın görmemiş, hiçbir kadının teninde kaybolmamış gibi. Gözlerine açım, elayı hiçbir gözde görmemiş, kimsenin kirpiklerini sevmemiş gibi. Tanrım, nereden çıkardın bu güzeli karşıma? Dudaklarına açım, yeni doğmuş bir bebeğin süte açlığı gibi. Kokusuna açım, hiç nefes almamış gibi, nefesim yetmiyormuş gibi. Tanrım, nereden çıktı bu güzel karşıma? Ona acıktırdı beni. Tanrım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.