- 1219 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TARİH BOYUNCA BULGARİSTAN'DAN GÖÇLER VE KÜRK MANTOLU MUALLALAR
Uzun uzun anlatımlar yerine mümkün olduğu kadar kısa ve kronolojik sırayı takip ederek Bulgaristan’dan Türkiye’ye yapılan göçleri ve resimde gördüğünüz kürk mantolu Muallaların hikayesini anlatmaya çalışacağım sizlere.
*1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı ya da dedelerimizin, dedelerimizin babalarının ifadesiyle Doksan üç Harbinden sonra imzalanan Berlin Antlaşması ile Bulgaristan Prensliği ve Doğu Rumeli Vilayetinin kurulması artık Bulgaristanda Türk varlığının sona ereceği anlamına geliyordu. Nitekim henüz Osmanlı Devletine bağlı bir toprak olduğu halde bu bağlılığı sadece kağıt üzerinde kalmış olan Bulgaristan’da Türklere söylenen özet olarak şuydu: Ya Hrıstiyan Bulgar olarak yaşarsınız, ya da def olup gidersiniz’ Türkler Hrıstiyan ve Bulgar olarak yaşamaktansa ata yadigarı topraklar terk etmeye başladılar ve bunun sonucu olarak 350.000 Kişi Türkiye’ye göç etti 1878 Yılında
*1885 de Bulgaristan Prensliği Doğu Rumeli’yi ilhak etti ( Kendi topraklarına kattı ) 1906 Yılında ise Türklerin yaşadıkları yerlerin isimlerini Bulgar isimleri olarak değiştirdi. ( Tahtta II. Abdülhamit vardı ve Bulgaristan hâlen Osmanlı Devletine bağlıydı(!) )
*5 Ekim 1908 de -II. Meşrutiyetin ilan edilmesini fırsat bilen- Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti, 9 Nisan 1909 da Osmanlı Devleti Bulgaristan’ın bağımsızlığını resmen tanıdı, dört gün sonra ise 13 Nisan 1909 da Tarihimizde 31 Mart Olayı dediğimiz ayaklanma patlak verdi İstanbul’da...
*1912-1913 Yıllarında Balkan Savaşları başladı ve Rodoplarda Pomakların zorla Hıristiyanlaştırılması ve Bulgarlaştırılması politikası uygulamaya kondu.
*1915de Bulgaristan da I. Dünya Savaşına dahil oldu fakat iki yıl önce Osmanlı’nın karşısına düşman olarak çıkan Bulgaristan ile bu savaşta müttefiktik.
*1918 de Bulgaristan Neuilly Antlaşması ile I. Dünya Savaşını yenik olarak kapattı.
*18 Ekim 1925 de Türkiye ile Bulgaristan arasında dostluk ve ikamet sözleşmesi imzalanmasına rağmen Bulgaristan’daki baskılar sonucunda 101.507 Kişi Türkiye’ye göç etti.
Kürk mantolu Muallaları merak ettiğinizi biliyorum ama onlara var daha...
*19 Mayıs 1934 de Bulgaristan’da Kimon Georgiev Askeri Darbesi ile Milliyetçi Zveno rejimi kuruldu ve 14 Ağustos ve 7 Aralık 1934 Tarihleri arasında : Bulgaristan’da 1971 yerin Türkçe olan ismi değiştirildi.
*1933- 1944 Yılları arasında Bulgaristan’da yayınlanan Türkçe gazete ve dergiler kapandı. 1934- 1939 Yılları arasında 97.181 Türk, Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etti.
*1940-1949 Yılları arasında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 21.353 Kişiydi.
*1941 de Bulgaristan II. Dünya savaşına girdi.
* Bulgaristan, 1942 yılında Sofya’da yaşayan Müslüman Çingenelerin adlarını Bulgarlaştırdı.
*1947 den başlayarak 1958 yılına kadar tarım arazilerinin % 92 sine el koydu Bulgar hükumeti.
*10 Şubat 1947 de Bulgaristan II. Dünya Savaşını da yenik olarak kapattı.
* 1950 Yılında Türkiye’nin Nato üyesi olarak Kore savaşına asker göndermesi Sovyet Rusya ve dolayısıyla Bulgaristan ile ilişkileri gerdi. Bu dönemde yapılan baskılar sonucu 154.198 Kişi Türkiye’ye göç etti.
Evet şimdi Kürk mantolu Muallalar...
1950 ve 1951 yılında yapılan göçlerde Bulgaristan, Türklere ’ Sadece üzerinizde bulunan kıyafetlerle bu ülkeyi terk edebilirsiniz, başka da bir şey götüremezsiniz’ demişti. Oysa bu insanlar tamamen bir meçhule yolculuk ediyorlardı. Paraya ihtiyaçları vardı bu yolculukta. İşte o sebeple sahip oldukları neleri varsa satıp bu parayla pahalı kürkler aldılar üzerlerine. Bu kürkleri Türkiye’de satıp parasıyla bir müddet idare edeceklerini düşünüyorlardı. Hayatlarında belki de hiç kürk manto görmemiş olan kadınlar - Türkiye’ye geçer geçmez satmak üzere- hayatlarında ilk kez kürk manto giyiyorlardı...
Hani diyorum ki keşke Sabahattin Ali daha fazla yaşayabilseydi de ’ Kürk Mantolu Madonna’ gibi ’ Kürk Mantolu Muallaları da yazabilseydi.
Şimdi kaldığımız yerden göçlere devam...
*1962-1964 Yılları arasında yine Pomakların adlarını değiştirmeye başladı Bulgaristani İlişkiler yeniden gerildi. Bulgaristan’da yaşayan Türkler Türkiye’ye göç etmek istiyorlar ama Bulgaristan bir yandan ’ Bulgaristan’da Türk yoktur, Türklerin asırlarca asimile ederek Türkleştirdiği Bulgarlar vardır’ derken bir taraftan da elindeki çok ucuz iş gücünün elinden çıkmasını istemediği için Türklere izin vermiyordu Türkiye’ye göç etmeleri için.
*Uzun müzakereler sonucunda 1950-1951 yılında Türkiye’ye göç etmiş olan Türklerin Bulgaristan’da yaşayan yakın akrabalarına göç izni veren anlaşma imzalandı ve bu anlaşma sonucunda 114.356 Kişi Türkiye’ye göç etti.
*1970-1974 Yılları arasında yine Pomaklar arasında ad değiştirme kampanyası başladı ve 1974 yılında Bulgaristan’da Türkçe eğitim bütünüyle kaldırıldı.
*8 Mayıs 1984 de Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi, Bulgaristan Türklerini sosyalizme ve Bulgaristan Komünist Partisinin politikasına yakınlaştırmak ve kazandırmak kararını aldı ve bu cümleden olarak 1984 sonları ile 1985 yılı başlarında yine Türklerin isimlerini zorla değiştirmeye başladı. Bulgaristan bu yaptığı zulme ise ’Yeniden Doğuş Süreci ’ adını verdi.
* 1986 yılına kadar Bulgaristan’da Türklere uygulanan baskılar giderek şiddetlendi. Türkler de bu baskılara karşı direniş teşkilatları oluşturdular.
* 9 Aralık 1986 da Bulgarca ismi Naum Salamanof olan Dünya şampiyonu halterci Melborune’de düzenlenen dünya şampiyonasında Türk Büyükelçiliğine sığındı ve 13 Aralık’ta Türkiye’ye getirildi.
* 1987 Yılında TRT Televizyonunda yayınlanan ’Yeniden Doğmak ’ adlı dizi Bulgaristan’ı rahatsız etti. Çünkü bu dizide Türklere yapılan zulümler anlatılıyordu. Dizinin kaldırılması için pazarlıklar yapıldı ve sonuç olarak Bulgaristan’dan çıkmasına izin verilmeyen Aysel adlı bir kızın ( Sonradan ’Özgür ’ Soyadı verildi ) Türkiye’ye gönderilmesi karşılığında dizi yayından kaldırıldı.
*20 Mayıs 1989 da Bulgaristan ’ İstenmeyen Türkler’i zorla Avusturya’ya göndermeye başladı. ( Bu arada Bulgar Hükumetine muhalif olan Bulgarları da göndermeye başladı. )
* 29 Mayıs 1989 da Todor Jivkov televizyon konuşmasında ‘Eğer kapitalist Türkiye’yi Sosyalist Bulgaristan’a tercih ediyorlarsa etnik Türkler ülkeyi terk etmekte özgürdür’ dedi.
*1989 yılında bir taraftan kendi rızalarıyla Türkiye’ye göç edenler olduğu gibi bir taraftan da zorunlu olarak göçe tabi tutulanlar vardı.
1989 un 3 Mayıs ve 20 Ağustos tarihleri arasında kendi istekleri ile göç edenlerin sayısı 321.800 dü. 21 Temmuz 1989 Tarihi itibariyle Bulgaristan’ın zorunlu pasaport vererek sınır dışı ettiği Türklerin sayısı 177 bine ulaşmıştı. Zorunlu göç ettirilen 177 bin kişiden 100.075 i 1990 yılı başlarında Bulgaristan’a geri döndüler.
YORUMLAR
Değerli hocam, bizim Jivkovlar işi daha da ileri götürüyor ve "Arabistan'a!..." diye istikamet gösteriyorlar...:)))
Hem de kimlere?...
Memleketi kurtaran, devleti kuran Müslüman Türklere...:)))
Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan!...:)))
Selam ve saygılarımla.
Hocam laf kalabalığı ve gündelik muhabbetten uzak, çok güzel yazılar hazırlıyorsunuz. Biliniz ki, az yorumlansa da, yazılanırınız okunuyor. Çünkü yazılarınıza kendini okutabilme kaabiliyeti de yüklüyorsunuz. Her yazınızı yorumlayamasam da ben hep okuyorum.
Lütfen devam ediniz. Yazmak size yakısıyor.
Çok ilginç ve bir o kadarda hüzünlü hikayeler yaşanmış. Ben yakın zamanda Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde olan göç olayını hatırlıyorum, yakın tarih sayılır her ne kadar üzerinden otuz sene de geçmiş olsa... Bir de Belene olayı vardı sanırım onun da filmi çekilmişti zamanında... Dikkate değer bilgiler de var yazıda... Kutluyorum yürekten Sami Hocam...