- 2065 Okunma
- 12 Yorum
- 7 Beğeni
Sosyal Medya Sahtekârları ve Hastaları
Bu tarz yazılara başlamadan önce genelde kendimle ilgili birkaç bilgi yazarım ve yine öyle yapacağım. Birçokları gibi bendeniz de ismini tek tek saymak istemediğim birkaç tane sosyal medya sitesine üyeyim. İlk zamanlar ne işe yaradığını tam çözemediğim bu sitelerde şarkı, türkü, resim kimi zaman siyasi paylaşım vs paylaştığım oldu ancak son üç belki dört yıldır gezdiğim gördüğüm yerler ve şiir dışında hemen hemen hiç paylaşımım yok diyebilirim. Paylaşımlarda ki tezatlığı, sahtekârlıkları ve cehaleti gördükten sonra aldığım bir karardır pişman değilim :)
Bu tarz sitelerin faydalı olmasının yanında birçok zararı olduğunu da düşünmekle birlikte artık hastalık boyutlarına ulaştığına da kanaat getirdim. Bu alanda görüş bildirecek bir uzmanlık bilgisine sahip değilim ancak sosyal medya hastalığına ilişkin akademik makalelerin yanı sıra sosyal medyanın sebep olduğu birçok hastalık olduğunu da okumuştum. Tıp literatürüne girdi mi bilmem ama girmediyse de önümüzdeki yıllarda gireceğine hiç kuşkum yok.
En önemli konu acayip bir bilgi kirliliği olması. Aynı sözü aynı gün üç ayrı sayfada gördüm birinde hadis birinde Mevlana birinde Yunus Emre yazıyordu altında hatta abartıp ayet yazan bile olmuştur ki buna da tanık oldum.
Ziyafet sofralarını eksiksiz her gün paylaşanları söylemezsem olur mu hiç... Akşamın geç bir saatinde en sevdiği tatlıyı yerken paylaşan arkadaşına kızan yeğenimin sözünü hiç unutmam "Teyze ben yurtta okuyan bir öğrenciyim bu saatte paylaşmış canım çekti nasıl çıkıp alayım" diyecek söz bulamadım.
Oldukça çok sayıda şehit verdiğimiz bir gün arkadaşın biri taziyede bulunmuş uzun uzun bir de şehitleri es geçiyorlar sayfalarında paylaşmıyorlar diye herkesin vatan sevgisini masaya yatırmış buraya kadar herşey tamam o paylaşımın hemen ardından hareketli bir müzik ve komik bir karikatür paylaşmış vatanseverlik narası atan, şehide saygı gösterisi yapan arkadaş. Böyle anacağına şehidimi anmasan daha iyiydi dedirten çelişkili bir durum.
Annnesine zerre saygısı olmayan ve saygısızlığına bizzat şahit olduğum nice insanın "Anacığımda anacığım ayaklarının altını öpem anacığım" paylaşımları, eşiyle hergün kedi köpek gibi birbirini yiyen hatta mahkemede boşanma davası görülen birkaç arkadaşımın sevgililer günündeki "İyi ki varsın canım aşkım" nidalarıyla yaptığı çiçek paylaşımları daha neler neler...
Hele hele siyasi paylaşımlar altında yapılan övgüler, sövgüler ağza alınmayacak onur kırıcı hakaretler, benim gibi düşünmüyorsan seni recm ederim anlayışı ve aynı davranışın spor takımı taraftarları içinde aynı şekilde devam etmesi...
Çok bilindik bir ismin yine bilindik bir sözünü kendi sözü gibi paylaşan ve yapılan övgü dolu yorumları coşkulu teşekkürlerle kabul edenleri hele bir kaşık su da boğasım var da susayım ben yine de. Bir de yine kan revan paylaşımları var ki çocukluğundan beri kan görünce bayılan ben bir süre kendime gelemiyorum psikolojim yerle bir oluyor elbette haksızlığa zulüme sessiz kalmayalım ama bunun yolu ille de kanlı görüntülerden geçmemeli.
Bu örneklerin çoğaltılması mümkün. Yazının başında da değindiğim gibi son yıllarda literatüre girmesi gereken hatta acilen müdahale edilmesi gereken yeni bir tür hastalıktır sosyal medya. Güzel amaçlarla kullanıldığında elbette faydalı olabilir ama şu an amacından bir hayli sapmış durumda. Bize de Allah şifa versin demek düşer...
YORUMLAR
O mecralarda ben de çok sürttüm.. :)
Açık ve net derim ki; sosyal medya mecralar, gerçek hayat dediğimizin bu dünyanın bire bir aynasıdır.
Hobi, mesleki, araştırma, Edebiyat, sanat vs veya aile gibi birşeyler için işiniz yoksa boş gerzek bi tipsinizdir. Onlardan birisinizdir. Zaten sokakta işte markette trafikte nasıl dikkat ediyorsak kişilere orada da edilecek. 'Tanımadığınız kişilerle konuşmayın..' :)
Yazınız için teşekkürler değerli hocam.
Saygılarımla
yakamoz deniz
Bilgi kirliliği zirveye çıkmış durumda... Eskiden bir kıza çıkma teklif etmek için not yazılırdı, şimdi herkes DM den yürüyor, hatta koşuyor. Bayan olup erkek gibi görünenler, erkek olup kendine bayan süsü verenler. Aldatıcı parasal tüyolar ve reklamlar. Bıktık artık gerçekten. Eskiden aile bir arada olurdu, şimdi herkes kendi sosyal medyasında, sosyal olmaya çalışırken, asosyal oluyor, hatta fazlasıyla olmuş bile, ama bunun da farkında değil maalesef.... Daha yazacak çok şey var ama şimdilik bu kadar diyelim aklımıza gelenler... Kutlarım içtenlikle...
yakamoz deniz
amacından sapması amaçlanan bir şeymiş gibi duruyor zira toplum çok sağlam çürüdü.Tv ve internet daha doğrusu sosyal medya marifetiyle. Eğitilmemiş topluma özgürlük verilmesinin (sanal da olsa) be kadar korkunç sonuçları olduğunu yaşayarak öğreniyoruz.
esenlikler dilerim.
yakamoz deniz
böyle bir şey yazmıştım bir zamanlar. bazılarına komik gelmişti o zamanlar ve anlaşılması imkansız...sizi çok iyi anlıyorum
Abluka
Dijital seramoniler eşliğinde
Androit askerlerin lanetli terörüne kurban edilen
İnsanlık onurunun maskeli bekçileri
Esir kentin insanları
Esas duruş,
Kılı kırk yaran fikir cambazlığının
Kırk yalan sandıklarında
Küflü kokuşmuş erdemleri
Sanal devşirmelerin başarı hikayeleri
Kuşatılan;
zaman mı? insan mı? mekân mı?
Ruhun esaretimi?
Yaratılanın yarattığına tapınışındaki aldanış
Gururun işlediği bu kaçıncı onur cinayeti
Katlini vacip kılan nedir sevginin
Kıyametin;
İçinde doymak bilmeyen bir kara delik
Parçalanmış ruhlar mezarlığı aklın
Yalan, talan, riya
Düzenbaz idealler iktidarda
Abluka,
Hani dostluk vardı ya
Severdik birbirimizi doyasıya
Sokakları boyardık baştanbaşa mutluluğa
Demir kapaklar kapatırdık
Öfkemizi kustuğumuz kör kuyuya
Şimdi,
Dijital seramoniler eşliğinde
Androit askerlerin lanetli terörüne kurban edilen
İnsanlık onurunun maskeli bekçileri
Esir kentin insanları
25 şubat 2014
Abdurrahman Güleç
yakamoz deniz
Çağdaş medeniyet seviyesi peki nasıl olur tatbikî güzel bir karakter haznesini bilgi samimi duygularla doldurmak gerek. Çocukluğumuzda bir kitabı ulaşmak için soluğu kütüphanelerde alırdık şimdi bir iki tuşla iki üç güne kapında ulaşmak çok kolay yüz kitabına baktığımız da yakınlarımızdan tez haber alarak iletişime geçebiliyoruz. Bas attan (Wapsat) yazdığımızı veya bir resmi anında gönderiyoruz. Bazen telefonumuza bulaşan virüsler Şar telimizi attırsa da bizleri gülümsetiyor mesela ( Heyyy ne den cevap vermiyorsun) neyse Gerçek ve güzel yönü sosyal medya olmasaydı Yakamoz Deniz'in yazısını nasıl okuyacaktır yaşamın bir köprü ayağı olduğunu düşünüyorum.
Saygı ve selam ile.
yakamoz deniz
Yazınızı Okudum. Yerinde ve doğru tespitler olduğunu düşünüyor ve katılıyorum.
Faydalı ve güzel yazınız için teşekkür ederim.
Yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun.
Abbas DURAK tarafından 21.4.2021 02:18:24 zamanında düzenlenmiştir.
Abbas DURAK tarafından 21.4.2021 02:19:52 zamanında düzenlenmiştir.
Kayıt tarihi eski olsa da güncelliğini hiç yitirmeyen anormallikler...
Onmaz yaramıza parmak basmışsınız.
Mevzû derin, dert büyük.
Herkes her şeyin farkında aslında.
Başı kopuk tavuk gibiyiz toplum olarak. Can çekişiyoruz, gören dans etiyoruz sanıyor muhtemelen.
Bu zamanda gemisini kurtaran kaptan.
Gelecek nesiller adına üzülmemek mümkün değil.
Allah sonumuzu hayreylesin.
Selam ve saygılar
Mecit Aktürk tarafından 20.4.2021 18:49:30 zamanında düzenlenmiştir.
yakamoz deniz
Bu yazıyı kaçırmışım!... :))
Çok doğru gözlemlerle çok yerinde eleştiriler.
Sosyal medya, ilk sözcüğün temel anlamını çoktan yok etmiş bir paylaşıma dönüştü. Kimliğini saklayarak paylaşım yapanlardan tutun, kendini olduğu gibi göstermemek adına üstün çaba harcayanlara kadar birçok gözlem yapabiliriz.
Muhtemeldir ki hayatında ilk kez veya sayılı gittiği yerlerde 'kendini doymuş hissediyor' imgeleriye paylaşım yapanlar kendilerini ne duruma düşürdüklerini farke debilseler, bunları yapmazlar diye düşünüyorum.
Donatılmış bir masada kimse yudum tatmadan özellikle yiyecekleri tek tek çekip bunu da albüm yaparak paylaşanlara artık söyleyecek söz bile yok bence.
Sosyal değişimlere ayak uydurmak sancılı bir süreçtir ve hazmedilmesi için birkaç kuşağın değişmesi gerekir.
Bize daha çok var! Ne yazarsak yazalım, bunların yaşanacağını baştan kabul etmek durumundayız. Sonraki kuşaklar bugünü aramasınlar da!... :)))
Toplumsal bir eksiklikteki önemli bir konuyu çok güzel dile getiren yazınızı ve duyarlılığınızı kutlarım Serpil Hanım.
Sevgilerimle.
Fotoğraflar süper, cuk oturmuş yazınıza :)))
Güzel bir yazıydı kutluyorum...
E o zaman sizi " Yitik yarınlar-2 " isimli yazıma davet edeyim, benzer durumlar :))
yakamoz deniz
Merhaba
Var olan maddi, manevi herşeyin mutlaka bir kötüye kullananı çıkacaktır. Bu sanırım kaçınılmaz bir gerçek ve insanın ve eşyanın doğasında var. Teknoloji için geçerli olduğu kadar dinler, ideolojiler, gelenekler ve yaşam tarzları için de geçerli. Diyebilirim ki bu bir bakıma insanın nefsini tatmin etme, ilgi ve talep görme gayretidir. Fakat bu gayretinin kendi bile farkında değildir. Şehitler örneğini vermişsiniz. Ben de aynısını paylaşılan terörist cesetleri üzerinden çok gördüm.
Faydalı bir yazı idi. Sunulan nimetleri kendimize ve insanlığa faydalı amaçlarda kullanmak dileği ile... İlk önce benden başlayarak tabii...
yakamoz deniz
ilk önce kendimizden başlamak lazım elbettte dediğiniz gibi ama hemen her konuda bu konu hastalıklarımızdan sadece bir tanesi daha niceleri var maalesef. hayırlı geceler