GÖĞÜME MAVİ OLDUĞUNU BİLMİYOR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
- Uzak durmak en iyisi dedi senden çünkü sana iyi gelmiyorum. dedi. Ne kadar özlediğimi görmüyordu. Nasıl kavrulduğumu… Bir avuç su olmasını beklerken yarılmış dudaklarıma çöl oluyordu isteyerek.
- Nasıl istersen öyle olsun. dedim. Aslında paslı bir bıçakla göğsümü yarıp kaburgalarımı parçalayıp göstermek isterdim yüreğimi.
Göğüme mavi ve saksıma çiçek olduğunu bilemezdi ki!
Hep uzakta durmayı seçiyordu.
Yağmurumda ıslanmamıştı ki güneşim de kurulansın.
Bir ah çektim, bir daha öldüm.
Kaç kere öldüğümü ben bile bilmiyorum.
- Böyle daha iyiyiz. dedi.
Sen iyisin diyemedi dilim, sen mutlusun…
Her yazın sonu kıştır bana…
Her gülüşün ahiri gözyaşı…
Her sevincin ardı kahır…
Uzak durmak iyi geliyorsa bu dinmez sancı nedir yüreğimde?
Gözlerimdeki sen…
Aklımdaki…
İyi olmamız için uzak durmamız gerekmiyor.
Kol kola da olalım demiyorum, el ele de…
Yan yana olalım her zaman, sırt sırta…
Hüzne kulaç atalım, acıya rest çekelim.
Volta atalım serseriliğe…
Aynı ufka bakalım, aynı çiçeği koklayalım, aynı filmi izleyelim, aynı şarkıyı mırıldanalım.
Uzakta olmaz bütün bunlar, ayrılıkta hiç olmaz.
- Seni üzüyorum. dedi, yan yana olunca.
- Sen Mecnun’u bilmiyorsun değil mi? Leyla’nın kahrı da hoş ona zahmeti de, eziyeti de. Her şeyi kabulüdür Leyla’nın Mecnun’a. Şifa niyetinedir hüzün Mecnunlara. Ayaklarının altı şişmeden bir dağa çıkabilir misin? Eline diken batmadan bir güle ulaşabilir misin dalında? Islanmadan balık tutabilir misin? Terlemeden maçı kazanabilir misin?
Seviyorsa bir insan neden uzak dursun ki sevdiğinden? Çiçeği seviyorsun, onu koklamamak için bir yasak mı var? Buz gibi bir kaynak suyu gördün, içmemek için bir sorun mu var? Şuna geliyorum sevgili! Bir an için bile olsun senden ayrı kalmaya takatim mi var? Gözlerine bakıp yelken indirmeye, kirpiklerine takılıp can çekişmeye, dudaklarını hayal edip abı hayat içmeye bir mahzurum mu var?
Hem bana iyi gelmediğini söylüyorsun. İspatın var mı? Aklıma mı girdin, kalbime mi indin! Bana iyi geldiğini ispat etmem için gelip de seni öpmem mi icap eder? Çiçek, topraktan ayrı kalmaz, kuş gökten, bahar yazdan… Uzaklığının ayazında uyuz olmuş it gibi titriyorum. Beni vurmak için andın mı var?
Can dediğin kuştur ufacık esintide uçacaktır.
Kan dediğin hayattır, damarlarında illaki akacaktır.
Çukurdayım boylu boyunca.
Üzerime toprak atılmasını bekliyorum.
Fatiha okunmasını…
Uzaktan sevmeye devam et, kaçak dövüşmeye…
Uzaklığın soğuk tuttuğu anlar da olur, sıcak tuttuğu anlar da.
Bana düşen soğuk kısmı, hazin kısmı…
Sana düşen sıcak yanı, güzel olanı…
- Böyle daha iyiyiz, yan yana gelince tartışıyoruz. dedi yine.
İçimdeki yangına rüzgâr olduğunu anlamıyordu.
Dağıma kar, ömrüme yar olduğunu göremiyordu.
Taze yaralar açıyordu ruhumda.
Merhem olduğunu bilmiyordu.
- Ne diyorsan o olsun. dedim. Hüzünlüydü sesim, gücüm yoktu. Göğe baktım, bulut doldu. Çiçeğe baktım çiçek soldu. Cama baktım cam yandı. Cana baktım can paramparça oldu.