- 718 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Neydi O Sır Öğrenmiştik
Hayatımıza aldığımız bahanelerden birini dün gece
Şubat yağmurlarının birinde denk geldim ve gördüm.
Bir ellinde üç tane koyu mavi Kantaron çiçekleri vardı.
Diğer elinde ise çiçeklerini sulama aparatı.
Onu bir sokak lambasının altında durup uzun uzun seyrettim.
Merak ettim bizden kaçıp buralarda ne yaptığını.
Elindeki Kantaron çiçeklerinin kökleri yoktu ve bir saksısı da öyle.
Çiçeklerini sulamak için elindeki aparatı açıp yağmur damlalarını toplamak için
Bir oyana bir bu yana akan tırafikte cebelleşiyordu adeta.
Derken araçlardan biri durdu ve penceresinin camını indirdi:
"Canına mı susasın be ,çekil git önümüzden de yolumuza gidelim!"dedi.
Bahane bu ya: "Canıma değil ama çiçeklerime su biriktiriyorum."dedi.
Aracın sahibi: "Her zaman bir bahaneniz var desenize?" deyip "Çekil çekil, gece gece iş açma başıma!"
Dedikten sonra; bahane onu hiç umursamadan elindeki aparatı ile yapmur tanelerini toplamaya devam etti.
Ben hala onu izleyip bizden kaçışan bu bahanemizin derdi neydi diye düşünüyordum.
Bir süre izleyip düşündükten sonra sıkılıp yanına gittim.
"Bence yeteri kadar yağmur taneleri toplamışsınız, sizce de kafi değil mi bu?" dedimse de
yüzüme bile bakmadı.
Ne zaman ki, yağmur kesildi işte o andan sonra: "Tamam, dolmuş bu."dedi.
Köksüz olan Kantaron çiçeklerini oracıkta biriktirdiği suyun içine koydu ve gözden yitti.
Ben hayret ettim bu işe, doğrusu hayatımızın bahaneleri öyle çok da sabırlı ve çalışkan değildir iyi şeyler için.
Ama neydi o sır, köksüz çiçekler bir gün solmaya mahkumdur dedim.
Bahanem ise hiç geçikmeden o an: "Her zaman hazır ve nazırım." dedi.
Meral Meri / Neydi O Sır Öğrenmiştik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.