- 690 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN DE YAZDIM SEKSENLERİ-4
BEN DE YAZDIM SEKSENLERİ-4
SEYİL…
Saime gözleri fal taşı gibi açılmış halde nefes nefese girdi avluya. Onun bu paniklemiş ve heyecanlı hali karşıdakileri şaşkına çevirmişti. Şadiye hanım ocağın başında ekşili ekmek pişiriyordu. Alnından inen terleri yazmasıyla sildikten sonra ocağın altından odun kırıntılarını hafifçe çekti ve can havliyle karşısına dikilen kızına sordu: “Gız ne bu halın? Elin ayağın uçi hele söyle noldu gadan alam?”
Saime titreyen dizlerini şalvarında kaybedemiyordu. Tıpkı rüzgarda uçan bayraklar gibi bir oyana bir buyana savrulan dizlerinin üstünde güçlükle durabiliyordu. Sesi ağlamaklı bir tonda olduğu halde söze başladı:
_Ana bize seyil etmişler…
Şadiye hanım, onun bu lafıyla kurşun yemişe döndü. Korku dolu gözlerini iyice ayırdı ve:
_Tü tü tü tü tüüüü…Şaşurmuş bu…Gız o nası laf? Ağzından yel ala….Hassa gonuş densüz…Onu nerden uydurdun?
_Anko valla deyim sahan seyil var üstümüzde. Evimize de ölü torpağı sepmişler. Eşigimiz de de domuz yağı sürmüşler…
_Vıy vıy vıy…Gız ne garartisin ha? Ürya mı gördün yoğsam?
_E gız inan ha bağ eger yalan sölimse ekmek çarpsın!
_İki gözden emmi olam de hele!
Onları bahçede yüksek sesle duyan Nazlı hanım Saime’nin imdadına yetişti.:
_O noli ha? Ana gız gine birbirizi yeyisiz? Hele Sayme biraz yağ getürdüm bir gab getürde ekmek yağlıyağ canım çekti. Ekmegiz bereketli ola Şadiye ğanım.
Şadiye dertliler gibi inledi.
_Oy oy…Herkes deliye hasret ben akıllıya Nazlım..Gel hele otur…Gab burda. Getür sen yağı.
Nazlı yağı ekmeklere bocalarken Saime söze atladı:
_Valla billa ana dorğu sölim. Geçen gün bize Veysi hocanın garısı gelmişti ya…
_Heeee…Nolmuş?
_Onu yollarken dış gapının üstüne bi kağırt düştü yere. Yerleri süpürürken gördüm sabağtan…
_E ne yazidi onda?
_Gız ben dedim zahar Gurandır. Yerden galdırdım öptüm başıma godum…
Nazlı hanım kıkırdayarak gülmeye başladı.
_Uy gözün kör olmıyaaaaa…
Saime durmadan devam etti anlatmaya:
_Bağam ki ne görem! Üstünde çerpeşük yazılar yazılmış. Heç mı heç oğun mi!
Şadiye hanım ellerini dizlerine vurmaya başladı.
_E gız Fidoşa veredin da Veysi ğocaya gösterdedi.
_Verdim ha göstertmiş zaten.
_E ne demiş ya? Gız çatlatma adamı söle hele!
_Bu haneye seyil yapmışlar demiş. Hepbimize kökten…
_Uyyy evim yığıldı…Gızıl gurda gelessiler ne istilermiş bizden?
Nazlı duyduklarına inanamıyordu. Şadiye’nin fenalaşmasına dayanamadı. Sürahiden bir bardak suyu aldı ve ona içirdi. Onu teselli ederek:
_Yoğ bacı yoğ üzülme!
_Gız ele deyi da işte…Uyy başımıza gelenler…Ele farş malamat olalar kim ettise…
_Bacım nabal alma boşver! Allah beternden sağlasın. Hele dur gız düynanın sonu gelmedi ya!
__E gız daha nola bacım. Ben deyim bu dizlerim niye bunca ağriler. Bağ seyil varmış da bizde…
Nazlı yine kıkırdamaya başladı. Ama bu sefer Şadiye onun kıkırdamasına sevinmemişti.
_Gız sende bizden aley mi edişin? Millete kef gerek…
_Eşk olsun ğanım ben seni teselli etmeye çalışım sen ne annisin? Eyilik yaramaz saten.
_Gız bizi istemiyen kim ola ki?
_Neblem anam olur olur…Sen zaten her gördügen her sırrımızı sölisin. Gazata gibisin…Yirmi dört saat gonuşisin. Dilin durmiki…
_Sankim sen nedisin ya? Aşma gutuyu söletme kötüyü deyim sahan.
Nazlı yine lafa atıldı:
_Gız hele durun ha! Onu bunu bırağın da biz bu seyili nası bozduracayığ onu düşünek birazım.
_E gız Nazlı sen çoğ aggıllısın valla. Biz ne ğalt edek di söle hele!
_Hele gel birabar gidek Veysel gile…
Saime atıldı:
_Veysel ğoca şehre cenazeye getti.
Şadiye yine dizlerine vurdu.
_E gız nolaya biz seyili nası bozdurağ? Nolacayuğ biz?
_Ana Veysel ğoca demiş ki, bunu cinci ğocalar yapmış duva muva del bu ben annamadım.
_Ölüm onlara…Gız onlar bizden ne zuggum istemişler ha?
_Ana siz tesbahızı çekin gelin oturun! Ben de Fidoş ablaya gidem soram hele! Hele bağam Veysel ğoca bize ne demiş?
_Get gadan alam get! Aman gecikmiyesin üregim ğarab oli…Tez gelessin…
Nazlı onun ellerini tuttu ve:
_Ele belekim Allah’ından bula kim ettise…
_Gız siz tesbah çekin da dedim size garış vermeyin!
İkisi birden estağfirullah diye diye cevap verdiler:
_Eyi eyi tamam.
Şadiye teşbihini çekerken içinde büyük bir ürpertinin insanı tırmalayan bir kedi gibi ruhundan çekilmeye, çekilirken de tırnaklarıyla onu kanatana kadar canını yaktığını hissetti. Onun bu rabıtalı hali Nazlı’nın dikkatinden kaçmamış olacak ki, o da okuduğu duaları biraz sesli okumaya ve Şadiye’nin yüzüne yüzüne üflemeye başladı. Bu defa Şadiye iyice ferahlamıştı. Döndü memnun bir ifadeyle ona baktı ve:
_Gız Nazlı sahan gızim mızim ama haggaten bacısın ha!
Devam edecek…
Ayşe Ciplioğlu Kaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.