Korkunç
Uzun zaman önceydi; bundan binlerce yıl önce… O zamanlar henüz insanların tanışmadığı şeylerden biri de korkuydu. Korku, herkesten uzak, kendinden korkacak kadar korkunç ve zavallı bir halde sürekli kendine saklanacak bir yerler arar.Öyle ki kendini fark etmemek için gözlerini neredeyse hiç açmaz.
Korku bir gün yine gözleri kapalı yürürken ansızın bir ırmağa düşer. Irmağın coşkun akan suları onu sanki kendisinden bile korkunç bir yere götürür. Suların üzerindeki bu yolculuk pek uzun sürmez ve kısa bir süre sonra kendini sudan ayıklanmış kara bir kara parçasında bulur. Oraya ondan önce gelmiş bir insanı da hemen yanı başında…
Korku her şeyden korktuğu gibi hem bu kara parçasından hem de yanı başında duran insandan korkmaya başlar. O an orada duran insan korkuya yaklaşmak ister ama onun yaklaştığından daha ziyade korku insandan uzaklaşır.
İnsan bu, merak eder.
O zamana kadar hiçbir şey korkuyu bu denli korkutmamıştır. İnsan bunu fark ettikçe korkuyu daha da korkutmaya çalışır; daha da… Daha da…
Korkunun korkaklığı insanı cesaretlendirdikçe cesaretlendirir. Korkudan cesareti alan insan kazandığı şeyin gururuyla oradan uzaklaşır. Gider ve cesaretini; diğer insanların, ağaçların, suların hatta karıncaların bile üzerinde dener.
Günaşk..
YORUMLAR
korkunç mu korku mu benzer benim yazımda da var öykünüz güzeldi..
https://www.edebiyatdefteri.com/16260-korku/
BENİM YAZDIIĞIM
Shakespeare: “İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor… Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.”
KADIKUYULU tarafından 18.11.2020 13:18:46 zamanında düzenlenmiştir.
Elias Cannetti, Kitle ve İkitidar'a, "İnsanı, bilinmeyenin dokunuşundan daha çok korkutan hiçbir şey yoktur." cümlesiyle başlar. Masaldaki korku öylesine korkak bir karakter ki, cesaretlenen insan'da, Kitle Ve İktidar'ın ikinci cümlesinde bahsi geçenler devreye giriyor. "İnsan kendisine değen şeyi görmek ve tanımak, hiç değilse sınıflandırmak ister." sonra da piyangodan süper güç çıkmış şımarık, piskopat bir çocuk gibi...
Hiç bir duygu boşuna yaratılmamıştır. Yerinde, zamanında ve doğru kişiye/kişilere yönelik, yeterli miktarda kullanıldıklarında faydalıdır. Her ne kadar kötüymüş gibi algılıyor olsak da ben korkunun kötü olduğunu düşünmüyorum. Zira korku bilincimizin sağlıklı işlemesine katkıda bulunur. Sorun oluşturan, özellikle insanı psikolojik rahatsızlıklara iten şey korkunun yerinin, zamanının ve dozunun ayarlanamamasıdır. Ayarının tutturulamaması neticesinde, kaygı ile birleşip depresyon, panik atak ve anksiyete gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
Kendi bakış açımdan katkıda bulunmak istedim. Saygılarımla