- 536 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Olmayan Camlar...
Hafta sonu güzel bir kafedeydim, üst katına çıktım cam kenarlarını severim genelde ama cam kenarında boş yer yoktu yer olmadığı için duvar kenarında bir yere oturdum, dışarıyı seyretmeye başladım. Bakınırken dışarısının ne kadar net göründüğünü fark ettim, silen ne kadar temiz silmiş, helal olsun diye içimden geçirdim. Bir süre daha dışarı seyrettim sonra bir anda camın kenarındaki masada oturan çocuk bakmak için aşağıya doğru sarktı bir an duraksadım benim geldiğimden beri cam var sandığım yerde cam yokmuş aslında tamamen açıkmış orası. Sonra düşündüm bu yanılgı üzerine gerçekten hayatımızda o kadar çok olmayan cam var ki…
Çocuğunuz var hep arkasındasınız. Size göre mükemmel anne babasınız ama bakıyorsunuz karnesine birkaç iyisi var o iyiler aranızda cam olmaya başlıyor…Ders çalıştırırken karnesi aklınıza geliyor daha sertleşiyor bağırıp çağırmaya başlıyorsunuz, suç hep çocuğunuzda anlamıyor, anlatıyorsunuz yine anlamıyor başlıyorsunuz çocuğunuzu başkalarının çocukları ile kıyaslamaya, siz kıyaslamaya devam ettikçe kalınlaşıyor aranızdaki cam…. Siz çocuğunuzun iyiliği için uğraştığınızı düşünürken farkında olmadan ona zarar veriyorsunuz. Size göre masum olan o kıyaslama cümleleriyle, çocuğunuzun ruhunda derin yaralar açıyor, ona kendini pek çok farklı yönden yetersiz hissettiriyorsunuz. Tamam, söylediklerinizin onu zerre kadar etkilemediğini düşünebilirsiniz. Ama emin olun ki çocuğunuz ağzınızdan çıkan her bir kelimeden etkileniyor. Belki bunu belli etmiyor ama o her bir sözcüğünüzü bilinçaltına yerleştiriyor. Oysa çocuğunuzun özel olduğunu hiçbir zaman kıyaslanmayacağını bilseniz... Çocuğunuzun başarılı olmasını istiyorsanız, onu başkalarının çocuklarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslamaktan vazgeçmeniz gerektiğini, ders notları düşük diye ona “şunun karnesi böyle iyi, bu sınıf birincisi olmuş” dememeniz gerektiğini… Çocuğunuzun suçlu, yetersiz hissetmesine neden olmamanız gerektiğini, siz kıyasladıkça çocuğunuzun onu sevmediğinizi düşüneceğini, mutsuzlaşacağını bilseniz aranızdaki tüm camları kırsanız…
Güzel bir işyerinde çalışıyorsunuz işinizi gerçekten güzel yapıyorsunuz ve takdir de görüyorsunuz. Yeterince bu kademede çalıştınız yükselmek istiyorsunuz ama istediğiniz mevki ile aranızda bir cam oluşturmuşsunuz baştan. Orası size ulaşılmaz geliyor kendinize güvenmiyorsunuz, bir taraftan yükselmek istiyor bir taraftan o yere gelmekten korkuyorsunuz. Sizden daha iyi mevkilerde olanlar da sizi korkutuyor, durmadan işlerinin ne kadar zor olduğundan bahsediyor, aslında sizin yaptığınız işleri bilmeden. O cam daha da kalınlaşıyor hep sizi tutuyor. Aslında çok iyi bir zekanız var ve işinizde de çok iyisiniz. Düşündüğünüz mevkiden daha da yükseklere de gelebilirsiniz, sizin istediğiniz mevkilerde olanlar sizin kadar iyi de değil ama kafanızdaki cam sizi engelliyor. O camı sizde oluştursanız, yüksek mevkilerde olanlarda oluştursa kırma vakti geldi artık, kırın bütün camları güvenin kendinize çok kısa zamanda çok yol alacaksınız sadece biraz cesaret.
Yazı yazmayı seviyorsunuz, birkaç sitede de yayınladınız ve çokta okunup takdir gördü. Ancak siz daha fazlasını istiyorsunuz, hedefiniz kitap yazmak ama korkuyorsunuz ya okunmamasından ya da kötü eleştirilerden… Uğraşacaksınız, didineceksiniz 200-300 sayfa yazacak, defalarca düzeltecek yayınlanacak hale getireceksiniz sonra hiçbir yer kabul etmeyecek yayınlanmayacak, yayınlansa da çok kötü eleştiriler alacak… O kadar vaktime yazık deyip hiç başlamıyorsunuz, oluşturdunuz yine olmayan camı. Aslında gönül verdiğinizde, zaman ayırdığınızda olmayacak hayal yok. Beğeni göreceli bir kavram tabi ki, beğenenlerde olacak beğenmeyenler de… Belki çokta az kişi okuyacak ilk kitabınızı, ama kırsanız camları, sabretseniz, eleştirileri dikkate alsanız ve biraz fedakarlıkla başarıya ulaşırsınız, ulaşmasanız da, bir gün çocuğunuza bak evladım ben böyle bir kitap yazdım demek, kitap yayınlamanın manevi hazzını duymak yeter bence…
Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda bir anda karşımıza hoşlanacağınız biri çıkar, karşılıklı elektrik oluşur bir anda, ama zaman kısıtlı birkaç kere görüşme imkanınız var açılamazsınız karşınızdakine, hep aklınızda o soru ya “Hayır” derse oluşturdunuz gene camı…Ne yapsanız kendi koyduğunuz o camı geçemezsiniz korkutur sizi aranızdaki cam… Aslında oda sizden hoşlanmıştır ama aynı cama takılmıştır, geçemez öbür tarafa… Yazık olur gelecek mutlu günlere belki de sizin ruh eşiniz ama kaçılırsınız fırsatı… Sonra büyük bir pişmanlık. Aslında her şey o kadar olumludur ki, hiç sorun yoktur, bir adımla her şey çok güzel olacaktır… Tek sorun kafanızda oluşturduğunuz olmayan camda, kaçırdığınız mutluluk fırsatlarına artık son verme zamanı geldi, artık kırma vakti tüm camları, mutluluk sizinde hakkınız, biraz cesaret…
Olmayan camlara örnekler o kadar çok ki ne yazmaya sayfalar yeter; ne size okumaya zaman.Önemli olan olmadıklarını görebilmek ve bir yerden başlamak, kırarım artık koyduğumuz tüm camları başlamak bitirmenin yarısının bir yerden başlayalım artık mutlu olmak başarılı olmak sizinde hakkınız biraz cesaret, korkmayın azimle çalışın karşınızda dağlar duramaz başarısız olsak da bazen vazgeçmeyin, kovalayın başarı size bir adım uzakta haydi hep beraber camları kırmaya…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.