Hayata dair -3
HAYATA DAİR 3
Bİrşeyler yazmak istedim... Eskiden olsaydı. yazılarımım yazdığım defterime yazardım.. Benki o defteri beni terkettiğinde bir kadına vermiştim. Onu ne kadar sevdiğmin ispatı olarak.. işte dedim. bu gerçek benim.. sorgusuz, sulasiz.. kimselerin bilmediği yonlerimle, herkesden saklıdığım gerçek benim. O defteri ona verirken ki duygularımı, o yazıların benim için önemini anlatamam. Sevdiğmim düşündüğüm o tatlı kız ise, haklı olarak onun için hiç bir ifade etmediğini belli edercesine bana anında defteri geri vermişit. Son kozumu oynamıştım belki de.. Kocaman bir aşkın bittiğini anladığım o anı hiç unutmadım.. Evinin kapısını önündeydik, defteri bana geri verdiğnide onu yanımızda bulunan çöp konteynırının için bırakıverdim. Sanki kocaman hayatım artık benim için de çöp gibiydi. Onu son kez belki incitmek istemistim ama aslında incittiğim kendimden başkası değildi. Arkamı bile dönmeden oradan uzaklaşırken.. şimdilerde neden o yazıları attığımı ve geride bıraktığımı inanın tam 25 yıl sonra sorguluyorum.. O tatlı kızı, aşık olduğum o kadını bazen hatırlıyorum. gözlerindeki parıldamayı, her yere ışık saçmasını, konuşurken bazen alt dudağını hafifçe ısırmasını, bir çok şey artık hafızamdan geri gelmesede o yüzünü hatırlıyorum. O an için sanki hayatımın çok önemli bir parcası olan yazılarımı çöpe atarken, ona hayatımın onuni çin anlamı yoksa benim için hiç bir anlamı olmadığını ispat etmiştim.. Ona aslında senden önceve senden sonrayı önüne sermiştim. Herşey için geç bile olsa bunu yapmıştım. Belki de hayatımda o andan sonra bunları yapamayacak bir adam olmanın ilk adımını atmıştım. Uzun yıllar hiç birşey yazmadım. Aslında çok dolu bir hayatımda oldu. Sevdim, sevildim.. Hayatta en çok önem verdiğim şeylerden birini aile olduğunu bile öğrendim. Aile olmak, aile olabilmek.. İnsanın istemeden yada buna şansmı desek bilemedim, hayatına dokunan insanlardan çok geniş bir aile yapabilmesi, onalrla mutluluğu ve mutsuzluğu paylaşabilmesinin ne kadar önemli olduğunu anladım. Bazıları benim de anlamadığım şekilde hayatımdan kopup gittklerinde, paylaşmak için yaşamı iki kişinin olması gerektiğini daha da iyi anladım. Bir kişi yetmezdi ama öyle tuhaf gelir ki bazen bana, hayatımızı kaplayan , yaşamımıza yön veren tüm duyguların, bazen kötü olabileceği gerçeğini hep gözardı etmişim, hayatıma dokunan insanların hiç kaymayacağını düşünürdüm eskiden. yada herkesi kendim gibi zannederdim.. Büyük bir yanılgıymış bunlar.. İşin içine çıkarlar, beklentiler, hasetler, kıskançlıklar ve çözemeyeceğiniz bir sürü şeyler giriyormuş halbuki.. Herşeyle başa çıkamıyorsunuz. Bazen sizin elinizde olmuyor yaşamı kontrol etmek. Kimseyi takmadan, utanmadan ağlayabilen insanlara bayılırım, onların aslında çok güçlü insanlar olduğunu düşünürüm, Aslında hiç aklıma gelmezdi birçok insanın bunu eziklik bir zayıflık olarak algılıyacagını ve sizi başka bir yere koyacağını.
Su an yazıyorum. Çünkü kendimi ifade edebileceğim belki de kimsem olmadığı için., belki çok mutsuz olduğum için, belki elimdeki bir zamanlar, mutluluğu, aradığım iç huzuru kaybettiğim içindir. İnsanlar etraflarına kendilerini başka gösterebilirler, herşey yolundaymış gibi de davranabilirler. Kocaman bir maskeyle de dolaşabilirler, Hatta yaşadıkları hayatı, yalanı benimseye de bilirler. Ama bazıları bunu farkeder, kendi vicdanlarına yalan söyleyemezler.
Eskilerde günlük yazardım. Aklıma gelen herşeyi, bazen az, bazen de çok uzun. Bazen geriye dönüp okurdum onları, her defasında o yazıyı yazdığım anı aklıma getirir, tebessüm ederdim, ya da geçmişte o an düşündüğüm seyin gelecekte ne kadar aptal olduğumu hatırlattığı için tebessim ederdim..Duygusal anlamda ne kadar geliştiğimi , hayata bakış açımın ne kadar değiştiğini görüp şaşkınlığımı gizliyemediğim için yüzümde o tebessüm belirirdi. O günlüğü çöpe atığıma şimdilerde çok pişmanım. Kocaman bir hayatı, detayları, duyguları, beni ben yapanları. Aslında herkezin kendi için dünyadaki en önemli insan olduğunu şurada 1.5 yıl önce öğrendim. Kendimi tanımayı, aslında sevdiklerim için nelerden vazgeçtiğimi, nasıl bukelemun gibi bir hayat yaşadığımı, uzun zamandır başkalarının hayatını yaşadığımı ve kendi hayatımı bir kenara ittiğimi yeni öğrendim. Hiç birşey için geç değildir derler aslında ama aslında bir çok şey için de geçtir. Bazen aptal bir insan olmak isterdim. basit düşünen, irdelemeyen, içinde herşeye muhalefet olmayan bir insan.. Hayattan zevk alan bir insan. Yapıları değiştirmek zordur biliyorum, değişime açık da değilim, ama çabalıyorum. Birazdan düğmeye basıp bunu tanımadığım insanların şu anki ruh halimi görmelerini sağlayacağım. Bunu yapabilmek bile benim için o kadar büyük bir adımki..
saygılar..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.