iç içe
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
titrek narin morarmış elleri ile yüzündeki gözyaşlarını silmeye çabaladı,
yağan yağmur buna izin vermiyordu, sabahın en erken saatleri bu olsa gerek ortalıkta sadece işe yetişme telaşında olan insanlar vardı,
ama onun acelesi farklıydı, annesi yıllar önce ölmüş babasıyla kalakalmış bu küçük kız, babasının tansiyon ilaçlarını aldığı eczaneye doğru koşar adım gidyordu,
ne etraftakiler ne de kızın kimseyi görecek hali vardı,
yüzü solgun ve ifadesiz bir şekilde eczaneye girdi. kalfa tanımıştı bu ufaklığı,
küçük hanım erkencisiniz hayırdır bu saatte babana bir şey mi oldu? yoksa diye merakla sordu, bir an şaşırdı keşke başka bir eczaneye gitseydi,
geçiştirdi yok başı ağrıyor abi, hangisi olduğunu bilemedi, bana reçetesiz olanlardan bir kaç kutu verirmisin, ama mavi renkli olsun lütfen, aslında herhangi bir ilaç olabilirdi hiç umrunda da değildi ama o an içinden mavi geçmişti.
işte nihayet kurtuluşu elindeydi şimdi tek ihtiyacı olan sessiz sakin kimsesiz bir köşeydi.
hıçkırıklar aniden arttı artık engel olamıyordu ağlamasına, sakin bir sokak ilişti gözlerine süzülerek girdi sokağa hemen bir kenara kıvrıldı.
yağmurdan eser kalmamıştı güneş iyiden iyiye kendini göstermeye başlamıştı, sıcaklığa rağmen tüm bedeni titriyordu, gökyüzünde en ufak bir bulut parçası yoktu ama onun içi parça parçaydı, babasının en güvendiği arkadaşı tecavüz etmişti. ilaçlara baktı mavi olanları seçti mavi onun için gökyüzü ve hayaller demekti, önce birer ikişer çıkardı gözlerini gökyüzüne çevirdi belki de son bakıştı bu, bir daha göremeyeceği hayallerini maviye katarak yutmaya başladı.
işe yeni başlamıştı çalar saat çalmadan kalkmış bir çırpıda ayaküstü birşeyler atıştırarak evden çıktı. tam sokaktan çıkacakken onu farketti. 13-14 vardı yoktu. kenara kıvrılmış yatıyordu. merkla yanına gitti nefes almadığını farketti. güne başlamak için ne hoş bir durumdu, hemde yetişmesi gereken bir işi vardı sonunda. hemen aparmana geri dönüp yöneticinn zilini çaldı, durumu hızlıca anlattı zaten geç kalmıştı üzerine düşeni yaptığına göre artık gidebilirdi.
işyerine vardı bu ilk günüydü sevmediği bir işe başlamıştı, oysaki mezun olmadan önce ne hayalleri vardı, o zamanlar aklının ucundan bile geçiremezdi böyle bir işte çalışmayı kabul edeceğini.
eskiden tanrıya da inanırdı. ama sadece bu sabah gördükleri bile inançlarını yerle bir edecek düzeydeydi, ona asla kimse yardım etmeyecekti her zamanki gibi yapayalnızdı, aynı o köşede ölmüş küçük kız gibi. öğleni zor etti, kendini hemen en yakın parkta attı. nefes alması lazımdı. hoş yakında bu park da olmayacaktı, parkın etrafına yeni yapılacak olan avm ve rezidansların projeleri asılmaya başlanmıştı bile. yakında kesilecek olan ağaçlarla dertleşmek ister gibi sigarasını çıkardı ama evden alelacele çıktığı için çakmağı masada unuttuğunu farketti. yanındaki bankta tedirgince sigara içen kadından çakmak istedi. sigarasını yaktı derin bir nefes çekti ve ağaçlara son bir kez baktı.
o gün çok mutluydu en sonunda kocası boşanmayı kabul etmişti, son bir kez nefeslenmek ve bir sigara içmek için o küçük parkta durmuştu, çakmağını isteyen adamdan da tedirgin olmuştu, sigarası bitince hemen kalktı adliyeye korkarak ama yüreğinde umutları saklayarak gitti.
yıllarca çocuklarının hatrı için katlandığı o adamdan kurtulacaktı.
adliyeye vardığında kocası kapının önünde onu bekliyordu, kadına yaklaştı ve tekrar düşünmesini istedi, kadın bir anda korkuya kapıldı keşke babasını dinleseydi yalnız gitme güvenilmez bu adama dememişmiydi. kafasını önüne eğdi biraz titrek bir ses tonuyla çok düşündüm dedi artık imkansız dedi hem sen kabul etmiştin hani boşanmayı diyecek olduki adam cebinden çıkardığı bıçağı ile kadına saplamaya başladı, etraftakiler şaşkın ama olağan bir şekilde kadının ölmesine seyirci kaldılar. son sözlerini çocuklarım oldu.
yaptıklarından pişmanlık duyuyordu. ama babası, abisi yap demişti biz . zaten ahlaksızın tekiydi o kadın. senden boşanınca hemen kendine bir sevgili bulacak zaten bu dnimize törelerimize aykırıydı. eğer yapmasaydı günah olurdu. o kadının başka adamlarla birlikte olmasına göz mü yumacaktı.
namusunu temizlemeliydi kendini evden bu seslerle dışarı attı. biraz yürürse kendine gelirdi belki daha vakit vardı mahkeme saatine, yürürken karşıdan gelen kadını farketti. ne kadar hoştu. uzun boyu ve mini eteği ile görmemek imkansızdı çok güzeldi. yanından geçerken laf attı kadına. bu yaptığından da utanmıştı ama engel olamamıştı kendine o an. canım oda orasını burasını açmasın diyerek avundu. sonra mahkeme saatini hatırladı koşarak gitti.
tanrım ne utanç dolu bir gündü.,,
YORUMLAR
Sevişti bir bakir ile bakire, erkeğe milli dediler kadına fahişe Cemal Süreya
Bu çok sevdiğim bir sözdür kadın ile erkeğe toplumun bakışının özetidir.
Kadın boşanmak ister fahişe
Kadının sevgilisi vardır fahişe
Kadın mini etek giyer fahişe
Bu örneklerin sonu gelmez
Erkeğin elinin kiri olan herşey kadını fahişe olarak yaftalıyor nedense
Böyle bakan bakış açınız kör olsun demek istiyorum bütün aklı kıtlara
Ve çağımızın "Ya benimsin ya toprağın" hastalığından kurtulması dileğiyle...
Son yılların en çok kanayan yarasını ve erkeğin kadına çelişkili bakışını çok güzel dile getirmişşsiniz.
Gönül kaleminize sağlık.
seth
ama ne yazık ki bizden sonrada konuşulmaya devam edecek
tek söyleyebileceğim bir erkek olarak üzgün olduğumdur
teşekkürler katkınıza
saygılarımla
seth
sevgilerimle hocam.,,