YOK ARTIK
Yurdumum herhangi bir beldesinde , herhangi bir evinde yine sıradan bir gün.
Anne : bey , oğlan bugünde eve iş bulamadan gelirse n’olur surat asma Görüyorsun işte çocuk hala bizim elimize bakmaktan nasıl eziliyor. Okulu bitireli sekiz ay oldu hergün iş aradı.O cv midir cd midir her neyse göndermediği bi kutuplar kaldı
Baba : Yav hanım ben şu cahil halimle boş bir cd gönderseydim genede bir işe girerdim. Senin bu oğlan biraz …. Nasıl desem mıymıntı
Anne : o nasıl söz ? o sadece biraz utangaç
Kapı zili çalar. Anne açar ve oğulları mertcan gelir.
- Bunca beklemem boşuna değilmiş , anne , baba iş buldum iiiiş. Hemde üretim müdür yardımcısı olarak.
Baba : Afferim lan kerata , ben de sen gelmeden az önce annene “ benim oğlum tuttuğunu koparan müdür olacak adam “ diyordum… öyle değil mi annesi ?
Anne : he canım he . Bi susta oğlan anlatsın azıcık.
- Anne ne anlatayım evrakları üç gün içinde hazırlayıp pazartesi başlayacağım işte
Evde işler yoluna girmiş, anne sevinçli yüzünde güller açmakta . Baba çokta önemli değilmiş havasında .Ama banyo aynasına bakıp sırıtmalar yapmaktadır.
Pazartesi günü ; Mertcan patronu ile bizzat üretim sahasın gezmekte ve makine gürültüsü eşliğinde patronun ve müdürün söylediklerini not almaktadır. Öğlen paydosuna 20 dakika kaldığı sırada mertcanın cep telefonu çalar. İkinci ve üçüncü defa da reddedeince patron mert bey açın belki önemlidir diye onu zor durumdan kurtarır.
Mertcan , ya öylemi , nasıl olur .Hiç bir şeyi yoktu daha birkaç gün önce annemle konuşurlarken ben de araya girdim konuştum hiçbir şeyciği yoktu der.Kapatır.
Müdür ; hayırdır kötü bi haberm i diye sorar.
Mertcan utana sıkıla şey efendim Balıkesirde yaşayan teyzem vefat etmiş te….der kısık ve mahcup bir sesle.
Patron müdürden önce, Mert bey hepimizin başına gelebilir isterseniz hemen yola çıkın diyerek eliyle çıkış yönünü gösterir.
Mertcan hızlıca çıkar ve yolda ailesini arar. Annesi hıçkırıklara boğulduğundan babası ile eve gelmeden yolda buluşmayı ve oradan gitmeyi kararlaştırırlar. Balıkesir de defin yapılıp teyze evine dönerlerken birden çığlıklar ve ağlamalar yükselir. Haber kısa sürede herkesçe bilinmektedir artık . Karacabey”de yaşayan ve cenazeye yaşlılığı nedeniyle getirilmeyen anneanne az önce kızının ölümüne dayanamayıp hakkın rahmetine kavuşmuş. Yarın öğle namazı sonrası toprağa verilecektir.
Mertcan n’apacağını kestirememiş ve babasına ; baba yarın işe gitmezsem olmaz der demez yan tarafta ağıtlar yakan anne ağlamayı yarım bırakıp oğlunu azarlar.
- Sen nenenin cenazesinde nasıl bulunmazsın tabiki orda olacaksın der.
Mertcan , yol boyunca yarın için de cenaze dolayısı ile işe gelmeyeceğini patronuna nasıl söyleyeceğini prova eder. Ama çok zordur. Ya inanmazsa diye hiçbir kurguladığı cümle demetini beğenmez.
Ama mesai saati bitmeden bir an önce de yarın için izin istemek zorunda hissetmektedir kendisini.
Gözünü karartır rasgele spontan kelimelerle bir çırpıda izin isteyiverir.
Patron yarın için onay vermiştir kendisine ama içi içini kemirmekte .Ya yalan bir mazeret olarak düşündüyse . Ağlamalar ahlar vahlar eşliğinde gelinen Karacabey^de ertesi gün öğle namazını müteakip yaşlı kadıncağızı da defnederler.
Mertcan mezarlıktan dönülürken babasına planını açıklar. Plana göre annesi taziye için misafirlerle ilgilenmek üzere burada kalacak kendisi babası ile eve dönecek. Sabah işinin başında olacak. Plan kabul edilir ve babası ile eve dönmek üzere yola koyulurlar.
Zorlu akşam trafiği ile boğuşarak eve varırlar. Tam kapıyı açmak üzereyken babasının telefonu çalar. Kısa süre içinde baba feryat figan içinde telefonu kapatır ve Mertcan’a döner şaşkın şaşkın boş gözlerle oğlum amcanı kaybettik der.
Allahım bu nasıl bir kader dercesine babasına bakar. E şimdi ne olacak der . Ne olacağımı var üstümüzü değiştirip hemen çıkalım sabaha karşı orda oluruz .
Mertcan kekeleyerek ama şey baba ben nasıl izin alacağım. Babası sözünü kesip şimdi bunumu düşüneceğiz yav . Hadi yolda ararsın deyip içeri girer.
Bir saat sonra Karaman’a varmak üzere yola koyulmuşlardı. Mertcan uzun bir sessizlikten sonra baba ben işten direk ayrılıyorum, kimseyi aramayacağım der.
Babası olmaz öyle ara patronunu ya da müdürünü izin al diye bastırır. Mertcan çok tereddütlüdür ve kararsızlık içindedir. Bir türlü ikna olmaz.
Babası , mertcan iki gündür sürekli direksiyondayım , yoruldum geç bakalım direksiyona ben de senin yerine patronunu arayıp izin alayım sana der.
Yer değiştiriler ve yola devam ederler. Mertcan patronunu arayıp babasına uzatır telefonu bu arada potronunun reaksiyonunu duymak içinde sesi dışarıya aktarır.
Babası telefonu alır birkaç çalma sonrası patronun sesi duyulur. Baba hiçbir şey demeden telefonu mertcanın eline tutuşturur. Mertcan son derece hazırlıksız ve şaşkın kekeleyerek amcasının öldüğünü ve şimdi karamana doğru yola çıktıklarını söylediğinde …
Patron ; Evladım başın sağolsun da bence şöyle yap. Gömebildiğin kadar eş dost akrabalarını göm. Uzun bir süre benden cenaze için izin isteme emi der. Kapatır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.