- 728 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yol Arkadaşım Babaannem
Babaannem,sanırım çocuk ruhum senden bana miras kalmış.Hep gülen,her söze muzip bir bakış açısıyla yorum katan ne güzel kadındın sen.Ailede herkese bir lakap takar, bana kızdığında "sarı çebiş"derdi.(Keçi yavrusu demek).Çok inatçı olduğumdan bu ismi layık görmüştü. Çocukluğum,gençliğim onunla geçti.İyi ki de geçti.Öyle çocuk ruhlu falandı ama aynı zamanda tam bir Osmanlı kadınıydı. Herkese sözü geçer,çaktırmadan gelinlerini,kızlarını,oğlanlarını yönetirdi.Evde,mahallede sözü geçen kadındı. Annemle arası hep iyiydi. Sanırım biraz da ayrı tutardı İltimas geçerdi yani. Tabi annem de kendisine hiç kusur etmez,kırmazdı.Asla kötü bir söz söylediğini şikayet ettiğini duymadım. Hanımanne der bir daha demezdi. Annem saygılı kadındı. Hiç unutmam bir bayram sabahıydı.Evde,sokakta tatlı bir telaş.Çocuklar el öpme ve mendil,şeker toplama merasimi için sokaklara çıkmış,komşu,akraba dolaşıyorlar. Annem beni pek salmaz, öyle kapı kapı gezmemden hiç hoşlanmazdı.Ama ben haberi olmadan kaçar çocukların arasına karışırdım.Belki de kısa bir süreliğine o da göz yumardı. Çünkü sabah başlardım ben de gitçeeem demeye.( Bu ağıt öğleye kadar sürerdi.) Yine başlamıştım ben de gitçem demeye dayanamadı.Peki dedi.Sadece babaannene gideceksin. Babaannenin,dedenin elini öpüp hemen geleceksin.Zaten aynı cadde üzerindeydi evlerimiz. Beş altı ev sonra babaannemin evi.Ama evler hep bahçeli olunca bana çok uzakmış gibi gelirdi o zaman. Sevinçle zıplıyordum bayramlıklarımı giyecem diye.Annem özenerek kendi diktiği kabark,beyaz pembe biyeli elbisemi giydirip,saçlarımı taradı. Bayramlık siyah rugan ayakkabılarımı da giyip sevinçle kapıdan fırladım. Sokakta mahallenin çocuklarının arasına karıştım. hoplaya zıplaya bir iki komşuya uğradık el öpüp aldığım Şekerleri avucuma sıkıştırdım keyifle. Çocuklara ben babaanneme gidiyorum hadi siz de gelin dedim. Babannemin hemen yanında amcamların evi var. Firdevs yengem pencereden eğilmiş,sokağa gelip geçene bakıyor. Beni çocukların arasında görünce gülerek el etti.Koşarak gittim. kucaklayıp şeker ve para verdi.Uçuyordum mutluluktan.Çocukluk işte verilen paralarla zengin olacam sanırdım. Babaanneme gelince nefes nefese bütün gücümle babaanneeee ben geldimmm diye bağırmaya başlamıştım. Babaannem yanımdaki çocuklara şeker verip gönderdikten sonra koca yemişin gölgesindeki taşa oturdu.Gel kız bakayım buraya dedi. Yanına giderken söyleniyordu. Bak şimdi şu gelinin yaptığına bak. El kadar çocuğa kısacık elbise giydirmiş.Neredeyse donu görünecek.Dur bakayım kız dedi.Ve etek uçlarımı başladı sökmeye.Ben ne yaptığını anladığımda -Babaanneee neden yırtıyosun elbisemiii. Ben sana ne yaptımmm diye ağlamaya başladım.Sus bakayım.Git o anana söyle uzatsın eteğini.Abe utanır insan breh brehh. Ben ağlaya,zırlaya eve geldiğimde annem görür görmez olayı anladı tabi.Ağlama güzel kızım. Babaanne şaka yapmış. Ben şimdi dikerim dedi. Hemen elbisemi çıkarttı ve yine aynı yerden katlayıp elbisemin eteğini dikti . Akşam üzeri annem,babam ve kardeşlerimle babaanneme el öpmeye gittiğimizde babaannem elbiseme ters ters baktı.Ama gelin ben söküp gönderdim niye uzatmadın o eteği demedi.Annem de ne diye söktün çocuğun eteğini diye sormadı.Aralarında tatlı bir sürtüşme hep böyle sürüp gitti. Ama asla birbirlerine ağır bir söz söyediklerini duymadım. Eskilerde bir zarafet,bir incelik vardı. Herkes istediği gibi yaşar ama birbirini incitmezdi.Aptestinde ,namazında babaannem bize elbette karışırdı.Ama hiç bir zaman bir baskı yoktu.Zamanın şartlarına göre güzel giyinmem hoşuna bile giderdi. Benim yol arkadaşım babaannem.Ben büyüyüp de genç kız olduğumda da sınavlar için Denizli’ye gittiğimde de hep yanımdaydı. Hem dedem ve amcama karşı,ben de gidiyorum rahat bırakın,"ilişmeyin"kıza demek için hem de gezmeyi sevdiği için. Öğretmen olduğumda ilk görev yerim Ermenek’e kadar gelip, beni yerleştirmiş,nerde yaşayacağımı gözüyle görmüş ancak öyle rahat etmişti.Onunla öyle çok güler,eğlenirdim ki yaşıtım gibiydi. Yukarıdaki fotoğrafı da Edirne Selimiye Camii’nin önünde çektirmiştik.Çok istemişti oraları görmeyi.Memleket topraklarına yakın diye mi o kadar istemişti acaba? Babam arabayla Almanya’ya giderken bizi de götürmüştü Edirne’ye kadar. Babaannemin kardeşi Fatma teyzeme ve babaanneme rehberberlik yapmıştım.Hep beraber köprüleri,camileri,Edirne’yi gezmiş çok eğlenmiştik. Nurlar içinde yat babaannem.
Canan YÖNTER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.