- 1274 Okunma
- 3 Yorum
- 6 Beğeni
İLETİŞİM VE BAĞINTI:
İLETİŞİM VE BAĞINTI:
Bağıntı kuramı açısından: “Bu yaklaşımda insanların ‘bir iletiden (mesaj) ne anladıkları’ sorusuna değil, ‘bir iletiyi hangi zihinsel süreçler aracılığıyla anlamlandırdıkları’ sorusuna yanıt aranacaktır.”
BAĞINTI KURAMI:
Ne dediğine bakarak ne demiş olacağı hakkında varsayımda ( çıkarımda)bulunma. Sezdirilen niyet”
Her söz/söz dizisi ‘en az zihinsel çaba’ ile yorumlanır. Bu çaba karşılığında elde edilen anlamlarla, sarf edilmiş olan zihinsel enerji arasında mutlaka makul bir denge aranır: Bir sözün anlamlandırılması için gereken zihinsel enerji ne kadar az ve karşılığında elde edilen anlam(lar) ne denli doyurucu ise, söz konusu söz dinleyici için o denli bağıntılı olacaktır.
ZİHİNDEKİ ANLAMLANDIRMA SÜRECİ:
1.Dil bölmesi aşaması: “Girdi (söz)” beyinde girdiği bölümde anlamsal olarak canlandırılır. Okuyucu/dinleyici için hiçbir şey ifade etmez.
2.Eksiksiz önerme: Dil bölmesinden çıkan anlamsal canlandırmaların verisi buraya gelir. “Bağlamdan” (diğer sözlerle ilişkisi) sağlanacak bilgilerin kullanılmasıyla ‘eksiksiz önermeler şekline getirilir. Örneğin:
“Top patladı”. Belirli boşlukların çıkarımlar aracılığıyla doldurulamaması durumunda, hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Anlam belirsizliğinin (ateşli silah / ramazan topu / futbol topu…) giderilmesi, karara bağlanması gerekmektedir; hatta bu söz bir kinaye mi, bir talep mi… (belli değil)
3. Sezdirmeler aşaması: Güçlü ve zayıf sezdirimler: Umut - Öğlen mantı yiyelim mi? Selin -Hamur işi yemiyorum. (1) Mantı, hamur işidir. (2) Hamur işi yemeyen bir kişi, mantı da yemez. (3) Selin mantı yemeyecektir. Buradan yani akıl yürütmesi durumunda, Selin’den olumsuz bir yanıt aldığı sonucuna varacaktır. Selin olumsuz cevabı açıkça vermemiş güçlü bir şekilde sezdirmiştir (güçlü sezdirme).
Bazen, konuşucunun aslında hiç kastetmemiş olabileceği, bütünüyle dinleyicinin kendi çıkarımlarına dayanan ‘zayıf’ sezdirimler de ortaya çıkabilmektedir. Sezdirimler bir kez tetiklendiklerinde, sürecin hangi noktada sonlanacağını, sürecin hangi sezdirimde duracağını önceden kestirmek mümkün değildir. Diğer bir deyişle Umut, sadece (3)deki sonuca varmakla kalmayabilecek, harekete geçireceği (4) Selin’in gluten alerjisi vardır. (5) Selin diyet yapmaktadır. (6) Selin sağlığına önem vermektedir. (7) Selin dış görünümüne önem vermektedir… Hemen görüleceği gibi, yukarıda yer alan (4-7) arasındaki sezdirimler nitelik olarak (3)deki güçlü sezdirimden farklıdır. Bu sezdirimler nispeten zayıf sezdirimlerdir ve Selin tarafından gerçekten amaçlanıp amaçlanmadıklarını bilebilmek olanaksızdır.
Şiir dilinde söz sanatları aracılığıyla yaratılan anlamsal zenginliklerini de, günlük dildeki işleyişi gösteren yukarıdaki çerçeveden hareketle, ‘zayıf sezdirim “ kavramı temelinde açıklamak mümkündür.
YORUMLAR
İletişim insanların yaşamlarında edindikleri deneyimlerle anlam kazanan,zihin yapısıyla değerlendirilen,duyguları ile harekete dönüşen bir durum olsa gerek.!!!
Güzel konuşmak bir sanaatır,iletişim zor bir zanaatır herkesin harcı olmasa gerek bu işin mektebini okumuş olsalar bile.
Örneğin yaşanılan bir ilişkiden edinilen acı deneyimler yeni başlayabilecek ilişkilere karşı ön yargılı ve güvensiz tavırlar sergilenmesine sebep olur.
Gerek yazı dilinde gerekse sözlü anlatımlarda karşınızdaki kişi iletişim anlamında sizden önce biri tarafından (pandiklenmiş) ise sorgulayıcı şüpheci ve güvensiz tavırlar sergiler.
Ön yargı sahibi kişiler hiç bir zaman iletişim denilen sihirli sandığın kapağını açacak kadar başarılı olamazlar.
Yazınızda sözlerin kelimelerin doğru anlamlı kullanılmalarının dinleyiciye veya okura zihinsel anlamda zulmetmeden ona ulaşmanın en kısa yolunu anlatmışsınız .veya ben öyle anladım!
değerlendirmelerinizi standart insanlar için geçerli ve makul öneriler olarak kabul edebiliriz
Saygılar