Sevgi
Merhaba. Bugün sevgi üzerine bir şeyler yazmak istedim.
Sevgi denince akla hemen aşk gelir. Oysa çiceğe, böceğe, kuşa vs. duyulan öyle çok sevgiler vardır ki saymakla bitmez.
Beğenip bir biblo almışsınızdır. Onu önce, her zaman bakıp görebileceğiniz bir yere koyarsınız. Her geliş geçişte, ’yeri de çok güzel’ diye düşünürsünüz. Ne sevmişsinizdir yeni biblonuzu. Eminin tozunu da sık sık alıyorsunuzdur. Zamanla onu fark etmezsiniz bile. Her şeyde olduğu gibi, alışkanlık burada da kendisini göstermiştir. Aslında bu ihanet sayılmaz. Hele yerine yenilerini aldığınızda, eskisi gözünüze hiç de güzel görünmez olur. Önce ’onu nereyre koyayım’ diye düşünürsünüz. Orası, burası derken ’aman sen de, zaten kaç paraydı ki ’ der, ya çöpe atarsınız ya da bir arkadaşınıza hediye edersiniz.
Cansıza duyulan sevginin ömrü kısadır. Her şey yanlız sizin sevgi ve ilginizle devam eder çünkü. Siz de zamanla ilgi duyduğunuz, sevdiğinizi düşündüğünüz cansız varlıktan bıkarsınız. Burada ’sevgi’ denilen sadece beğenidir.
Hareketsiz canlılara örnek olarak ağaçlar, yer ve saksı çiçeklerini gösterebiliriz. Bitki sevgisinde evimizi süsleyen saksı çiçekleri, belki de sevginin en sessizleridir. Karşınıza geçip ’niye beni sevmiyorsunuz?’ demezler. Toprağını eşelemezseniz, hele suyunu vermezseniz küserler. Bitkilerin sevgisi sudur ihaneti bilmezler. Sevgi suyu olmayan her bitki sonunda kurur. Burada sevgilerin karşılıklı olması gerekir. Eminim çiçeğiniz kurudu diye çok üzülmezsiniz. Kalıcı hazır saksıya, geçici bir çiçek dikiverirsiniz hemen.
Kafeste kuşunuz varsa yemini, suyunu verirsiniz. Temizliğini yaparsınız. Belki de ara sıra onunla konuşursunuz. Kafesteki kuşunuz, al beni gezdir demez. Karnının acıktığını susadığını söyleyemez. Sevgisi sudur, yemdir. İhaneti yoktur. Sizin ilgi ve sevginize ancak güzel güzel öterek cevap verebilir.
İnsan sevgisi emek yoğun, duygu yoğun bir sevgidir. En çok verdiğini alma isteği insan sevgisinde kendini gösterir. Öyle anlar olur ki bir elinizde alacağınız, diğer elinizde vereceğiniz sevgi bulunur. İhanete açık, acısı oldukça fazla, emeği çoktur insan sevgisinin. Yoksulluktan, güçsüzlükten her bir adım uzaklaşma sevgiden de bir adım uzaklaşmaktır.
’Ayaklarımın üzerinde durabiliyorum’ diyen her insan yanlızlığın soğuk rüzgarını hissetmeye başlamış demektir.
Eskiden tek gözlü evlerde yaşanan mutlulukları bulmak mümkün değil şimdi. Genellikle büyük şehirlerde aile bireylerine birer oda, her odaya bir televizyon gerekir olmuştur.
Zamanını kendi odasında geçiren, yolda yürürken, otobüste ve vapurda giderken müzik dinlemeyi tercih eden her insan yanlızlıkla kucaklaşmış değil midir?
Dilimizden düşürmediğimiz sevgi ayaklarının üzerinde duran insanların neresindedir?
Biten her gününüzün mutluluk elini yeni güne vermesi dileğimdir.
Sağlık solmayan çiçeğiniz, sevgi bitmeyen deniziniz, ay sönmeyen kandiliniz ve umut güneşiniz olsun...
Sağlıklı kalın.
YORUMLAR
"Hareketsiz canlılara örnek olarak ağaçlar, yer ve saksı çiçeklerini gösterebiliriz. Bitki sevgisinde evimizi süsleyen saksı çiçekleri, belki de sevginin en sessizleridir. Karşınıza geçip ''niye beni sevmiyorsunuz?'' demezler. Toprağını eşelemezseniz, hele suyunu vermezseniz küserler. Bitkilerin sevgisi sudur ihaneti bilmezler. Sevgi suyu olmayan her bitki sonunda kurur. Burada sevgilerin karşılıklı olması gerekir. Eminim çiçeğiniz kurudu diye çok üzülmezsiniz. Kalıcı hazır saksıya, geçici bir çiçek dikiverirsiniz hemen. "
........
SEVGİ EMEKTİR...
SEVGİ GÜVENDİR..
SEVGİ:"ANLAMAK VE ANLAŞILMAKTIR..
SEVGİ,BERABER AĞLAYIP GÜLMEKTİR......
........
YAZIN GÜZELDİ..
AMA SEVGİ ÇOK ZOR KONU.DAHA NET İFADELER BULAMALIISN
SEVGİYLE KAL