- 575 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çek bakalım
Gökdelenin tepesinde kadınlı erkekli bir grup kameranın etrafında dikilmiş, ayaküstü ikramları atıştırıyorlardı. Güneş metal çatıyı aydınlatmıştı. Kameraman gözünü vizöre dayamış keyfi yerinde eller hareketli “Kıza biraz daha yaklaş. Çok güzel. Şimdi prova yapalım.” Adam kadının önünde diz çöküp ceket cebinden küçük bir kutu çıkardı. Kadının gözleri parlıyordu. Adam yavaşça kutuyu açtığında tek taşın yüzeyleri ışıldadı. Kadın yerinde duramıyordu. Davetliler neşeyle alkışlarken adam kadına baktı. Kameraman “Kestik,” deyip başını gökyüzüne çevirdi. Güneşi, bulutları inceledi. Başını indirip kadınla adama dikkat kesildi. Çevrelerinde uzayan gölgeler, yere düşmüş ışık huzmeleri… Gülümseyerek mırıldandı. “Harika bir video olacak.” Sesini yükseltti. “En az üç milyon beğeni cepte.” Adam ayağa fırlayıp coşkuyla yumruklarını savurdu. Kameraman “Evlenme teklifi. Hazır, kayıt, oyun.” Adam yerini şaşırmadan diz çöktü. Eli cebine gitmişti ki hava karardı. Kameraman dehşete düştü. “Kahretsin.” Kocaman bulut güneşi perdelemişti. “Kestikkk!” Kadın şaşırdı. Kameraman fotoğraf makinesini üçayaktan sökerken “Çekim yapamayız.” Adam elini cebinden çıkardı. Doğruldu. Kadının kafası karışmış “Evlenme teklifi?” Adam pişkin pişkin “Uygun bir ışığı bekleyeceğiz. Ne yani video karanlık mı çıksın!” Davetliler buz kesmiş kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Kadının yanına arkadaşları geldi. Kadın ağlamaklı “Nasıl yani.” Adamın tavırlarından kadının tutumuna canın sıkıldığı anlaşılıyordu. Kadın daha fazla umursamazlığa dayanamayıp koşar adım çatı kapısına yöneldi. Peşinden arkadaşları. Adam durdurmaya çalıştıysa da… Davetliler arasında bir kadın; büyük balık tutmanın verdiği sevinç içinde telefonunu, kaydı durdurup çantasına koydu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.