- 822 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Şeytan Fısıldamaları
ŞEYTAN FISILDAMALARI
Hakk, ilk önce âlemin göz bebeği “Âdem”i yarattı topraktan ve sudan. Şekil verdi cisimlendirdi; ruhundan bir parça üfledi, şereflendirdi. Öğretti ona tüm kelimeleri. Yoksa nereden bilecekti ki Âdem toprak demeyi; hava, su ve ateş demeyi?
Henüz melekler bile bu şerefe nail olmamışken, çiçekler boy verip nebatlar kök salmamışken Âdem “toprak” dedi. Bulut ile damla hemhâl olup Kevser’den söz açmamışken Âdem “su” dedi. Ağaç ile yapraklar “Bizi böyle mest eden nedir?” diye sormamışken Âdem “rüzgâr” dedi. Ve semender, tam ortasında çırpındığı çemberin zehri ile kendini yakmamışken Âdem “ateş” dedi. Ateş lafzı dilden çıkınca iblis peyda oldu. Âdem’e göz ile görünür oldu, sesini duyurur oldu. Rabb’inin kelimelerine karşılık iblisin de kelimeleri vardı. Yanaştı Âdem’e, usulca kulağına fısıldadı. “Aldanış” dedi. Âdem aldandı, yedi Havva ile yasaklı meyveden. Bir anda çırılçıplak kalıverdi, “aldanma”yı öğrendi. Yeryüzüne inip çalışmayı, tövbe etmeyi, şükretmeyi öğrendi Rabb’inin izniyle. Evlat sahibi olmayı öğrendi. Habil ve Kabil adında iki erkek evlat verdi Yaradan ona: Habil ve Kabil. Habil ne kadar merhametli ise Kabil o derece katı kalpli idi. Kardeşine karşı kin ve öfke ile dolu idi.
İblis Âdem’den sonra ikinci kez Kabil’e yanaştı, kulağına fısıldadı: “Kardeşini öldür.” dedi. Kabil uydu bu fısıltıya, yüklendi bir kaya parçasını ve fırlattı kardeşine. Yeryüzü ilk kez insan kanıyla tanıştı ve insanoğlu “öldürme”yi öğrendi. Toprak, su, hava ve ateş; Kabil’e “Katil!” diye seslendiler. “Kardeşini öldürdün de ne kazandın?” dediler.
Âdem, oğlunun öldüğünü anlayınca gözlerinden yaşlar süzüldü. Âdem, evlat acısıyla göz ise yaşıyla ilk kez böyle tanıştı. Âdem, “Kabil, rahat yüzü görme. Sen kendi önünde felaket kapıları açtın. ”dedi. Yeryüzü ilk kez bir intizara şahitlik etti.
İşte o günden beri şeytan, insanoğluna yanaşıp kulağına usulca zehrini zerk etmeyi hiç kesmedi. Bu fısıltıya uyanlar kardeş katili oldu, kovuldu sükûnetten ve huzurdan. Zamanla kendilerini Yaratan’ı bile unuttular. Kendi elleriyle yaptıklarına tapar oldular. Şeytan fısıldamalarının kölesi oldular. Rabb’in kelimelerine uyanlar ise Bedir’de, Uhud’da, Çanakkale’de, Sakarya’da ve On Beş Temmuz’da “vatan” deyip, “”iman” deyip, “ezan” deyip Habil’den bu yana Allah yolunda can vermeye devam ettiler.
YORUMLAR
İnsan nefsi şeytandan daha tehlikelidir şayet Allah yoluna döndürülmezse.
Şeytanın insanlara zorla günah işletme gibi bir yetkisi yoktur sadece vesvese verir o kadar.
Yani insan kendine ya da çevresine ne yaparsa nefsiyle yapar.
Bu arada ilk defa yazıyı yazanın kendi yazısına yorum yazarak etkili yorum seçtiğini gördüm:)