bilinmez
gidişlerin en kötüsü ne diye fısıldadı, bu gece rüzgar,
’hiç ayrıldığını bilememek, en kötü ayrılıktır’ dedi boş duvar.
oyun hamurlarıyla hiç oynayamamış tarafım depreşti durduk yerde, gidip renk renk oyun hamuru aldım, dün gece,
eğip büküp şekiller vermeye çalıştım baya bi süre, hiç birşeyede benzemedi hani.
şekillerimin adını ‘şekilsizin önde gideni’ koydum ve hatta ezan eşliğinde üç kere kulaklarına isimler mırıldandım.
sonra kollarımı birbirine şekillice dolayıp, geçip karşılarına izledim…
soyut çalışma’nın ürünü olduklarını iddia ediyorum, gereğinden fazla soyut sadece!
’gereği ne kadardır ki bunun?’ diye sorsa çıkıp biri ; ona da kollarımı şekillice dolandırıp şekillice bakarım uzun uzun...
ve sonra verecek cevabımın olmadığından değil ha, dut yemiş bülbül taklidi yaparım, daha da ısrar ederse çeker giderim…
sanırım depreşik ilintili
depresif bir ruh hali,
yok yok aldatılmışlığın verdiği,
gerçeklerin, de hali.,,
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.