Zamana Yenildik İşte...
Seni tanıdıktan sonra hep kızmışımdır zamana ne çabuk geçti diye... şimdi ben seni sensizlikle yaşamaya mahkum bir kalbe sahibim. ve SEN dediğim kalbim yine SEN krizlerinde.... eğer aşkımız böyle zamansız bir zamanda çıkmazlara girmeseydi biz bu masalı skıntılardan uzakta yaşayabilirdik ama olmadı.. zamana yenildik işte... gecelerin ürkütücü karanlığında aydınlığına sığındığım güneşim. karanlıklardan kaçtım bugün, yüreğimin bütün arsızlığıyla düşlerimde seni yaşamaya çalışıyorum... havanın tatlı serinliğini, yüreğimi tüm varlığıyla kucaklayan sevgini hissediyorum uzakta oluşuna aldırış etmeden... ve bütün güzelliklerin farkına varmamı sağlayan güzeli ’SENİ SEVİYORUM...’
senden uzakta mutlu olmak için hiçbir neden bulamıyorum kendime. çünkü sevmekse sevdaların en büyüğünü buldum senin yanında ve şimdi çok uzaktasın.. sadece zaman diyorum kör olasıca zaman... biliyormusun gözlerime değdi diye gözlerin aşkın en büyüğünü yaşamaya aday olmuştum olmadı... ayrı kalmanın ne olduğunu öğrendim...
zamanı donduracak kadar güzel oluşunu gördüm gözlerine derin derin öylece bakakalmanın... sonra zamanın aldırış etmeden akışına isyan etmekti içimden geçen benim bunada gücüm yetmedi... çaresizliğin ne olduğunu o zaman öğrendim(...)
evet zamana bir kahraman gibi meydan okumak... bu bendeki aşkın verdiği garip bir cesaretti.. hançer bakışlım biliyorumki yüreğinin derinliklerinde biryerlerdeyim..
bu sonu olmayan ayrılıklar küçük sevgileri bitirir peki büyük sevdalara gücü yetermi...?
işte onada zaman diyorlar ve ben susup kalıyorum.. olsun sevmek iyilik gibi karşılıksız olmazmıydı.? bende öyle yapıyorum ve biliyormusun yıldız gözlüm ...SENİ SEVİYORUM.....
sen yinede uzaktayız ve ayrıyız diye sakın ayrılıkların başyazarı olma.! bırak ayrılığın acısını ben yaşayayım sindire sindire sense mutlu ol...! sen sana olan sevgimin büyülü öyküsünün romanlara konu olacak destanını yaz.. zaman denen o akıntıya yenilmeyelim bırak zaman bize yenildiğini kabul etsin... seninle tek bedende yaşayan iki candık araya mesafeler girince bedenlerimiz ayrıldı sandık.. ama bak bedenimde hala ikinci kalp üçüncü göz ve yedinci hissin.. gördünmü gönül parem ikiye bölünmemişiz... bugün 7 şubat ve İstanbulda yaz güneşi var biraz hava soğuk ama olsun gece ışıl ışıl gökyüzü.. gökyüzüne nakış nakış işlenen yıldızlar parlıyor.. önce her yıldıza senin adını veriyorum ama en parlak yıldız zaten sensin bunu ben biliyorum.. herkes sarhoş olacağı aşkın büyülü kadehini araken ben senin gözlerinin hayalinde kaybolup öyle sarhoş oluyorum... şimdilerde uzakta oluşuna kafa tutup isyan ediyorum... birtanem çünkü seni çok ama çoook ..özlüyorum..... kırık saplı paslı bir hançerin kalbe saplanması gibi seni özlemek diyordum yanlış söylemişim seni özlemek kalbe saplanan bir hançerden daha betermiş... kelimeler cümleler bile isyan ediyor candamarı kesilmiş tüm şiirlerin sanki üzerime yağmur değil mermi yağıyor... özlemin böyle birşey... gittiğin o gün başını omzuma yaslayıp yanıbaşımdan hiç ayrılmamanı isterdim olmadı... ne olduğunu bile anlayamadım.. ağzımı bıçak açmamıştı tek kelime edememiştim.. aslında öyle olmamıştı boğazım düğümlenmişti ve ben ağlamaktan korkmuştum... otobüsün yolunu kesip yolcuların panikli bakışları arasında hislerimi tek bir gül ve sessizliğim ifade etmişti...gittin ve henüz üstünden üç hafta bile geçmemişti İSTANBULU anlat demiştin. benden iyi bildiğin bu şehri sana nasıl anlatabilirdimki...
Beyoğlu, Taksim yada Sarayburnu bildiğin gibi kalabalık ağırlıyor... Metro Taksime Levente yolcu taşıyıp duruyor.. çamlıca herzamanki ihtişamıyla boğazı ve İSTANBULU seyerdiyor. İEET’te otobüsleri, minübüsler, trafik bildiğin ve bıraktığın gibi yani bildiğin İstanbul... içinde BİRTEK SEN YOKSUN... senin olmadığın bu şehirse bana acı veriyor.. beni sorma ben şimdilik üsküdar sahilinden, ortaköyden yada adalardan kız kulesini seyredip sevda sözcükleri topluyorum.. birgün gelirsin ve sana söylerim diye...
...SENİ SEVİYORUM... ama benden daha çok seven biri var hep yanında hiç ayrılmıyor...
ZAMAN.... evet ben zamana yenildim...