- 754 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
KANIMA DOKUNUYOR
"bir bile değildim, hiç oldum
ne utanç kaldı ne korku ne bağ
AŞKı istedim
öyle yürekten istedim, yürek eridi"
Bir şiirden alıntı, bir filmden alıntı. Bilmiyorum, belki de hayattan alıntı. Ama adamlar meseleyi çözmüş sonunda. Kaçımız yürekten istiyoruz? Kaçımız hedeflediği şeyleri ya da duyguları, yüce Allah’ın bize verdiği duyguları yürekten istiyor? Allah aşkıyla yanıp tutuşanların canı yok mu? Ahir zamanda kendini kandıran çok. Biraz açayım bunu, Allah’ın adını her fırsatta ağzına alıp arka planda günahları yaşayan azımsanmayacak bir topluluk var. Bizi kandırdıklarını sanıyorlar ancak kandırmak tekil bir eylemdir. Abraham Lincoln’ün de dediği gibi, "Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz. Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız." Kendiniz hariç tabi.
İstemek önemli, sevmek önemli. Biraz önce bahsettiğim kendini kandırma sorunu da dahil birçok sorunun en önemli kaynağıdır sevgi eksikliği. Birbirimizi sevmiyoruz çoğumuz. Aynı çatı altında yaşamamıza rağmen sanki başka düşmanımız yokmuş gibi, başka derdimiz yokmuş gibi birbirimize çatıyoruz. Birbirimizi ezerek yükselmeye çalışıyoruz. Hoşgörü yok, sınırlar var. Yapay ve iğrenç sınırlar... Bir sınıra ait olan diğerini sanki düşmanmış gibi görüyor. Bizi düşmanlaştıranlara değil de düşman gördüklerimize öfkeleniyoruz. İşin sırrı burada bence. Bunu düzeltirsek daha mutlu, daha uyanık, daha sağlam bir toplum olacağız inanın ki. Buluttan nem kapıyoruz, bahane arıyoruz sevmemeye. Yok sen şöylesin, yok sen böylesin... Hepimiz insanız, doğarken günahsız, kefenlerimiz beyaz, yoksul ama zengin, sosyalist ama komünist, hiç fark etmez. Hepimiz insanız. Bunu sadece kendi milletim için söylemiyorum. Tüm milletler için geçerli bir durum bu. Arap, Kürt, zenci, beyaz, Amerikan, Alman, Fransız, İspanyol, Türk, İtalyan... Ama her şeyden önce insan. Hani tek bir güçten yaratılan, ömrü boyunca sınanan... İşte bu sınavı layığıyla geçebilecek olanlar bu ayrımları yapmayanlardır. Çünkü onlar sevmenin bilincine sahiptir. Onlar herkesi, her şeyi o kadar çok severler ve isterler ki yürek erir, yürek eriyince aradaki buzlar erir, köprüler kurulur binbir emekle gönüller arasında. Kan dökülmez, dilden çıkan bir ok bile olmaz, insanoğlu bir söyleyip iki düşünür. Bunu değiştirmeye de kendinden başlamalı insan tabi. Öyle ha deyince değişim olmaz hiçbir zaman, önce kendi sokağının önünü temizleyecek herkes, ve en nihayetinde Dünya tertemiz bir yer oluverecek.
Ben bunları niye yazıyorum biliyor musun sevgili okur, çünkü 10-15 yıl önce güllük gülistanlık olan Türkiye, bu süre içinde önce sevgisini kaybetti, sonra hoşgörüyü kaybetti, bağlarını kopardılar tek tek, sonra varlığını kaybetti, sonra da güç, ekonomi falan fişman işte. Bu da birçok kişinin olmak üzere en başta benim kanıma dokunuyor. Kendi bağımsızlığını kendi ilan eden, kendi yolunu kendi çizen bir toplum şimdi ilmek ilmek korku ağlarıyla örülüyor, kimse sesini çıkaramıyor hiçbir şeye, bu da kanıma dokunuyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.