Hem taşlama hem haşlamadır hem de kaçmamadır uzunlamasına yatma değildir şiir. Son söz söylenmeden ilk sözü söylemedir ama kime okuyucuya, okuyucuyu bulursan okuyucu nerede elinde telefon beş milyarlık üç milyarlık okumadan sosyal medyada like peşinde, almış başını gitmiş bomboş ülkelere, diğer bedeni kalanı burada o da işe yaramaz baş olmadan, duymaz görmez hissetmez! İster haşla ister taşla taş dönüp sana değiyor haşlama senin dizlerini dönerek yakıyor!


Tıklamalara bakarsan sosyal medya sitelerinde binler yüz binler… Şiir yazdığımız yerde üç beş şair arkadaş başkası yok kaybolmuş, silinmiş hayatta, bakarsın herkesin elinde telefon dersin ne kadar çok okuyan var yalandır, boşa gezmektir, gözlem yapayım derken gözlenerek gülünendir, fazla okuyucu beklemek abesle iştigal oluyor, lakin yazmadan da durulmuyor!


Yazmanın dayanılmaz hafifliği hoşluğu güzelliği huzuru bir yabancı okuyucu görmek istiyor, yok lakin hepsi biz gibi yazanlar mevcut, bu da şairin yazarın kaderinden olsa gerek… Meşhur olmadan olmuyor bu işler, e meşhur olunca da okuyucu okusun okunmasın kaygısı da olmuyor bir tezat bir muamma gel de çöz!

Bir şeyler fısıldarsınız okuyucularınız kulağına beklersiniz onlarda bir şeyler fısıldasın kulağınıza, yok kimse boşuna beklemeyin der baktığınız sayfa şiir öykü yazı… Kazı ki varasın ellerinle okuyucularına, önüne çelikten duvarlar çıkar varamazsınız! Böyle bekleriz bizler neden gelmezsiniz sizler der bekleriz! Muradı nazarla yazarız kapıları açarız bir çalan olsun diye bu sitedeki kardeş yazar şairlerimiz dışında çalan olmaz! Yazdıklarımız edebiyat sanatına uygun değilse bilmekte isteriz…


Hikmetli sözleri eksik söylemiş olabiliriz, buyurun varın düzeltin lütfen, en ince ifadelerle değil az kalın sözlerle söylemiş olabiliriz ama kırıcı değildir sözlerimiz buyurun gelin kırılmazsınız, az seçin seçici kurul sizde kırılmazsınız korkmayın! Mana ve ifadeyi bozmadan sizler bizi bozmayın uzak durmayın az yaklaşın, korkmayın sizi yemeyiz, yamyam değiliz!


“Hafız Şirazi, Kur’ân’ı ezbere bildiğini, hatta on dört rivayete göre okuduğunu bir beyitinde şöyle dile getirir: Hâfız gibi on dört rivayete göre Kur’ân’ı ezbere okusan da faydasız; feryadına ancak aşk yetişir!”
Ezbere yazmıyoruz aşkla şevkle yazıyoruz, içine sizleri gönlünüze gönlümüzü katarak yazıyoruz ama nafile ne gelen okuyan nede dışarıdan kapıyı çalanlar var NEDE SEÇENLER VAR!
Bilgimiz sizi aydınlatmayabilir siz buyurun bilginizle bizi aydınlatın yakın olun, klişelerden vazgeçin kaçmayın, seçmem diyerek hiç seçmem bu yazarın eserlerini demeyin!


Rast gele yazmayız kafa yorar düşünür yazarız, seçki kurulu beğenmez seçmez kriterlerine uymaz, uymazsa ne olur birkaç küçük hata neyi götürür, imla kurallarında Fransız’ım elden ne gelir yaş kemale 60 a dayandı…


Birkaç dakikalığına kontrol edersin yeni bir okuyucu var mı, yok hayır sonunda dersin saldım çayıra Mevla’m kayıra, hoşça kalın şiirle denemelerle öykülerle şen kalın…

Mehmet Aluç