- 884 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VAZGEÇİŞİN BEDELİ(Bölüm#1)
VAZGEÇİŞİN BEDELİ
Kahvaltı yapmak çoğu insan için sağlıklı olduğu için değil de rutin halini aldığı için yapılır. Yapılmayınca eksik hissedilir çünkü. Mesela çalışan için işe gitmek, öğrenci için okula gitmek ve bir ev hanımı için günlük temizlik işlerini yapmakta rutin haline gelmiş eylemlerdir. Fakat bu rutinleşen eylemleri güzelleştiren zamanlarda vardır. Mesela nadiren; kahvaltıyı en sevdiğiyle yapınca, çalışan iyi bir projeyle işe gidince, öğrenci sevdiğiyle okula gidince ve ev hanımı da temizlik sonrası çok sevdiği ailesiyle tatile gidince eylemler rutin gibi görünse de duygular bu rutinliği sevince çeviriyordu.
Fakat benim hayatım baştan aşağıya rutin kokuyordu.
Ve son sekiz ayın en büyük rutini ise Enes’in istisnasız her sabah gelen aramalarıydı. Ve bu aramaları sayesinde işe zamanında kalkar olmuştum. Tıpkı şimdi olduğu gibi…
‘Günaydın sevgilim.’ diyerek kendime gelmeme sebep oldu sevdiğim.
‘ Günaydın canım.’ diye karşılık verdim uykulu sesimle. Bu cümlemden ne diyeceğini de biliyordum çünkü rutinleşen aramaları gibi sonrasında gelen konuşmalarda rutinleşmişti.
Bu minnak rutin konuşmamızın ardından hazırlanıp kahvaltısız çıktım evden.
Ve Enes –tuhaf ama- bunun dışına çıkmıyordu, bende rutinin dışına çıkacak gücü bulamıyordum kendimde.
İçimi ısıtan güneş ve kulağımda müzik eşliğinde eczaneye giderken şarkıya daldığım bir anda arkamdan çalan korna sesiyle yerimden sıçradım. Arkama dönmemle siyah arabanın camından bana bakan Enes’i fark etmem bir oldu. ‘Ödümü kopardın aşkım.’ dedim elimi kalbime koyarken. ‘Bu saatte burada ne işin var?’ dedim sonraki cümlesini bilmiyormuşçasına. Ardından arabaya bindim.
‘Seni özledim.’ dedi beni yanıltmayarak. Gülümseyerek karşılık verdim güzel gözlerine bakarak.
‘Bu sana.’ dedi ceketinin cebinden çıkardığı kutudan kolyeyi çıkarırken. Ve hayır, hediyeleşme durumu rutinleşmeyen bir eylemiydi. Bu yüzden şaşırdım. Saniyeler süren şaşkınlığım yerini mutluluğa bıraktı. İkimizin adını yazdırdığı kolyeyi gülümseyerek boynumdan geçirdi, gülümseyerek karşılık verdim. Aynı duyguyla ‘Bunu asla boynumdan çıkarmayacağım Enes, seni seviyorum.’dedim. sevgi dolu bakışıyla ‘Her şeyin yakıştığı gibi kolyede boynunda çok hoş durdu. Seni seviyorum meleğim.’ dedikten sonra sarıldı tekrar. Arabadan inip geç kalışlarımın da rutinleştiği işime gittim. Eczanenin sahibi abim olduğu için çalışanlar sorun etmezdi. Evet, bu akrabalık ilişkisini sonuna kadar kullanırım.
İş çıkışı yerini bildiğim siyah arabaya doğru yürüdüm. Beni bekleyişleri hala mutlu hissettiriyordu beni. Ona gülümseyerek arabaya binip oturdum. ‘Merhaba aşkların en güzeli.’ diyip sarılmamla arkadaki Kerem’i gördüm. Kendisiyle Enes’in en yakın arkadaşıydı fakat onunla ilk defa yüz yüze karşılaşmamızdı bu. Yüzümdeki şaşkınlığı gördü ve ‘Merhaba Dila, ben Kerem.’ diyerek tanışma faslına geçti. Anlaşılan Enes, benden bahsetmişti. ‘Merhaba Kerem. Tanıştığıma memnun oldum. Gerçi Enes çok bahsetti senden.’ diyerek elimi uzattım. Karşılık verdi gülümseyerek. Gülümsedim.
Keremle gerçekleşecek rutinlerim beni heyecanlandırmaya başladı bile.
(DEVAMI GELECEK.)
✒Berna TUTİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.