- 540 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bal Arıları uyanıyor
Oyunun Adı: BAL ARILARI UYANIYOR
(Süre: 30 dakika)
Yazan; Ufuk Akalın
OYUNDAKİ KARAKTERLER
1.Arıcık Melis
2.Çocuk
3.Arılar Perisi
4.Muhafız arı 1
5.Muhafız arı 2
6.Lavanta çiçeği(Çocuk 1)
7.Kekik çiçeği(Çocuk2)
8.Püren çiçeği(Çocuk3)
Birazdan arıcıklar kovandan çıkarlar. Çiçeklere doğru şarkılar eşliğinde uçarlar.
Dış Ses: Ormanın en güzel çiçekleri burada,
Çam kokulu ağaçlar, merhaba
Şırıl şırıl akan ırmaklar, merhaba
Biz sizi çok seviyoruz.
Hepinize merhaba!!!!
Merhabaaaaa
Bu arada çiçekler konuşur;
Lavanta çiçeği; Bizde sizi çok seviyoruz.
Kekik çiçeği; Sayenizde diğer çiçeklerle tanışıyoruz.
Püren çiçeği; Bizden istediğiniz kadar nektar ve polen alabilirsin.
Bu arada aniden çiçeklerin yanında bir çocuk belirir. Önce elindeki meyve suyu şişesini yere fırlatır. Sonra çiçekleri koparır. Melis ve muhafızları şaşkındır. Çocuğu sokmak için hemen iğnelerini çıkartırlar.
Melis; Muhafızlar durun!!
Çünkü kendisinin ve muhafızların hayatı tehlikededir. Melis sabırla bekler. Muhafızlar kızmış vaziyette çocuğa bağırırlar;
-Vıııız, vıııız, vııııız
Melis; Arıcıkların sevgili perisi bu huysuz ve bilinçsiz çocuk çiçekleri koparıyor. Onu durdurmak istiyorum.
Arıcıkların perisi elinde parlayan bir asa ile Melis’in yanında belirir. Çocuğun arıcık Melis’i görmesini sağlar.
Melis; Hey! Hey Yaramaz çocuk! Bu güzel çiçekleri niçin koparıyorsun. Bu çiçeklerin sana ne zararı var!
Çocuk; Benim polene karşı alerjim var. Bu yüzden onları koparıyorum. Onlar gereksiz ve aptallar.
Melis; Dur yapma! Koparma çiçekleri. Bu çiçekler bizim için çok önemli.
Çocuk; Hımmmmm. Neden önemliymiş. Bu aptal çiçeklerin ne faydası var ki onları koparayım da görsünler gününü.
Melis; Sabah kahvaltısında ekmeğine sürdüğün balın nereden geldiğini sanıyorsun?
Çocuk; Annem bakkaldan alıyor.
Melis; Ha ha ha ha …Peki, bakkala nereden geliyor.
Çocuk; Ben nereden bileyim.
Melis; Çiçeklere konduğumuzda onlar bize nektar ve polen ikram ederler.
Çocuk; Ben polenleri hiç sevmediğimi söylemiştim.
Melis; Ama biz onları çok seviyoruz. Polen bebek arılarımız için çok önemli. Hem biz polenle evimizde bal yapıyoruz.
Çocuk; Niçin bal yapıyorsunuz.
Melis; Yaşamak için ve neslimizin devam ettirmek için.
Çocuk; Ama siz insanları iğnelerinizle sokuyorsunuz..
Melis; Bizi kim kızdırırsa onları iğnelerimizle sokarız:
Çocuk; Peki, Şimdi ben seni kızdırdım mı? Beni sokacak mısın?
Melis; Hayır şimdi seni sokmak istemiyorum. Eğer seni sokarsam hayatımı kaybederim.
Çocuk; O zaman beni sokma
Melis; O zaman sende çiçekleri koparma ve beni kızdırma
Çocuk; Tamam anlaştık. Peki, anlat bakalım bal bakkala nasıl geliyor?
Melis; Arı bakıcısı balı bizden alır
Çocuk; Arı bakıcısını sokmuyor musunuz?
Melis; Hayır, o bizi önce dumanla sakinleştirir ve bizi hiç kızdırmaz.
Çocuk; Peki, Arı bakıcısı balınızı alınca siz aç kalmıyor musunuz?
Melis; Hayır, Arı bakıcısı balımızın hepsini almaz. İhtiyacı kadar alır. Fazla ballarımızı kavanozlara doldurur. Sonra onları satmak için bakkala götürür. Sonra da senin annen bakkaldan balı satın alır.
Şimdi anladın mı? Balın nereden geldiğini?
Çocuk çiçekleri koparmayı hemen bırakır. Melis’i dikkatle dinledikten sonra gözlerinde bir utanç belirmiştir.
Çocuk kısık ve pişman bir sesle;
-Yani bunun böyle olduğunu bilmiyordum ki…
Melis; Çiçekler kesinlikle bizim için vazgeçilmezdir. Üstelik onlarında bir canı var.
Sen biraz önce onları kopardığında onların canını yaktın. Ve onlar öldüler. Şimdi biz poleni ve nektarı nereden buluruz. Nasıl bal yaparız. Bebek arıcıklarımızı nasıl besleriz.
Sonra sen de sabah kahvaltısında, çok sevdiğin balı bir daha ekmeğine süremezsin.
Çocuk suçluluk ifadesiyle Melis’e bakar;
-Onları bir daha asla koparmayacağım. Onların canını yaktığım için çok üzgünüm. Bu kopardıklarım da şimdi öldü. Bir daha onları tekrar yerine koyamam. Lütfen beni affet.
Melis; Tamam, bundan sonra çiçekleri koparmayacağın için bana söz vermelisin.
Çocuk; Söz veriyorum, bir daha asla çiçekleri koparmayacağım.
Melis; Tamam, sana inanıyorum. Bu güzel çiçeklerin, bizim için ne kadar önemli olduğunu artık sende anladın.
Ama bizim için bir şey daha yapabilirsin.
Çocuk; Nasıl yani? Ne yapa bilirim?
Melis; Doğayı güzel çiçeklerle süsleyebilirsin. Böylece onları çoğaltabilirsin.
Çocuk; Evet, sana söz veriyorum. Bunu yapacağım.
Melis; Doğayı kirletmeyeceğin içinde bana söz vermelisin. Hatta biraz önce attığın şişeyi de yerden kaldırıp çöpe atmakla başlayabilirsin.
Çocuk biraz önce fırlattığı meyve suyu şişesini eğilip yerden alır.
-Söz doğayı bir daha hiç kirletmeyeceğim.
Melis çocuğun bu davranışına çok sevinir. Ona dans ederek şarkı söyleyerek veda eder.
Çocukta Melis’e göz kırpar; Bundan sonra çiçek koparan birini gördüğüm zaman onu uyaracağım.
Melis ve çocuk artık iki iyi arkadaş olmuşlardır.
Melis; Tekrar beni görmeye geldiğinde sana bizimle ilgili daha çok şey anlatabilirim.
Çocuk; Seni mutlaka ziyarete geleceğim.
Melis; Seni burada bekleyeceğim. Bu arada benim adım Melis
Çocuk; Benim adım da Sinan.
Sinan, uzaklaşıp gider. Melis mutlu ve huzurludur. Çünkü güzel çiçekleri kurtarmak için elinden geleni yapmıştır. Arıcıkların perisine teşekkür eder. Sonra muhafızlarıyla birlikte güzel çiçeklere tekrar uçar, şarkı söyler ve dans ederek gözden kaybolur.
YORUMLAR
UFUK AKALIN
Teşekkürler dost insan...