- 2921 Okunma
- 17 Yorum
- 2 Beğeni
pazar öfkesi / sahtekar, yalancı o rumuz da seni kurtaramayacak
Bir kaç zamandır bu sitede bir karanlık güruh evet karanlık güruh kendilerine şucu bucu diyorlar bütün milli değerlere saldırıp bunu da din ve sözüm ona devlet için yapıyorlar ki kalemler bildiğiniz şer yazıyor yalan yazıyor hayasızca saldırıyorlar ama her yalanlarını çürüten koskoca bir tarih var rezillik diz boyu
Sen kendine Osmanlı devletinin padişahının adını rumuz diye alacaksın ve eline aldığın kalemle devleti kuranlara yalan iftira yazacaksın utanmadan “arslanlar daha kükremedi yazacak kadar da pervasız olacaksın.
Senin o kıt aklınla çamur atmaya kalktığın İsmet İnönü’nün ardında Soyadını aldığı koskoca İnönü zaferleri var senin adından ne var, kim var karanlık yobaz.
Bu adam “BEN EŞEĞİM” diye yazı yazmış ama yazıda İsmet inönü’ye ait olmayan yalan ve uydurma laflar var okuduğumda ne diyor bu yazı mümkün değil dedim ve araştırdım
Ben susuyorum Murat Bardakçı devam edecek
Bir başka tarih sahtekârlığı
15.05.2017 - 00:55 | Güncelleme: 15.05.2017 - 09:47
İnternette, İsmet Paşa’nın hatıralarında yeraldığı söylenen şöyle bir metin dolaşıyor:
“...Harf devriminin tek amacı ve hattâ en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı”.
Bu cümlelerin hemen altında da bir kitabın cild ve sayfa numarası veriliyor: “İsmet İnönü, ‘Hatıralar’, cild 2, sahife 223”.
Kaynak gösterilerek nakledilen alıntıların önce doğru olduğunu düşünür ama aklınıza yatmadığı takdirde tekrar tekrar okur ve hâlâ kuşku hissediyorsanız künyesi verilen esere bakarsınız...
Birileri bu metni bana da gönderdi, okudum ve hayli tuhaf buldum. İsmet Paşa’nın “Yazıyı dinin toplum üzerindeki etkisini azaltıp yayınları denetlemek için değiştirdik” demesi pek akıl kârı değildi, üstelik birkaç defa okuduğum hatıralarında bu şekilde bir ifade şayet mevcut olsa idi mutlaka hatırlardım.
Hatıraların ikinci cildinin 223. sahifesini açıp orada yazılanları okuyunca sahtekârlı- ğın, yalancılığın ve belge tahrifinin bu kadarı- na “Pes!” dedim.
DİN DEĞİL, KÜLTÜR ENDİŞESİ
İsmet Paşa, aslında bakın ne diyordu:
“...Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. ...harf inkılâbının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de ‘Sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapça’yı kabul etmeliydik’ derlerdi. Yani ‘Vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı’ görüşünü hararetle savunurlardı.
Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk Beyi olarak devlet başına geçmiş- ler ve millî hususiyetlerini muhafaza etmiş- lerdir. Sonra, Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi millî kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur”.
Gördünüz değil mi? İsmet Paşa hatıralarında harf inkılâbının dinî sebeplerle yapıldığına dair bir söz etmiyor; hattâ işin gerisinde senelerden buyana iddia edildiği gibi bir “okuma-yazma kolaylığının” da bulunmadığını, inkılâbın temelinde Türkçe’yi ve millî kültürü “kurtarmak” düşüncesinin yattığını söylüyor.
BUNA AHLÂKSIZLIK DENİR!
Harf inkılâbına karşı olabilirsiniz; eski yazı kaldırılınca eski kültürden uzaklaştığımızı iddia eder ve eski harflerin okullarda öğretilmesini savunabilirsiniz; bunlar tartşılabilecek farklı düşünceler ve yorumlardır...
Ama başkasının sözlerini tahrif ederek tam tersi hâle getirip inandırıcı olmak için altına bibliyografya bilgisi de ilâve eder ve bir tarafınızdan uydurduğunuz yalanları etrafa gönderip milleti kandırırsanız, bu iş ahlâksızca bir sahtekârlıktır!
Hanımlar, beyler ve özellikle de gençler! Internette gördüğünüz yahut mail ile aldığınız ve sizi ilk okuyuşta şaşırtan bu gibi çarpıcı iddiaları ciddiye almayın, doğruluklarını kontrol etmeden de sakın ha inanmayın. Zira, etrafımız milleti yalanları ile kandırmaya çabalayan bir sahtekâr ve ahlâksız güruh tarafından kuşatılmış vaziyette!
Şimdi soruyorum; ne zamandan beri dinimizde yalan iftira sevap kazandıran işler sınıfına geçti. Ne zamandan beri Cumhuriyeti kurucularına karşı yalan beyanla iftira etmek sövmek suç olmaktan çıktı?
Ben uyarımı yaparım. Kanıtı da ortaya koyarım. Kimse elbette ki bana danışarak konuşmayacak ancak ben çamur deryasını görmeyeni uyarmak zorundayım ki akabinde mızırdanmasına katlanmak zorunda kalmayayım tabi niyetleri halis olmayanlar farklı anlar farklı tepki koyar çok da umurumda değil.
***YAZININ İÇERİĞİNİ DEĞİŞTİRMİŞLER***
bu yazı kimseye suç isnat için değildir adam yazmış ben de aksini kanıtladım
carpitilantarih.blogspot.com/2014/11/ismet-inonu-ve-harf-inkilab-yorumu.html BURADA KİTABIN İLGİLİ SAYFASI DA VAR
www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1494708-bir-baska-tarih-sahtekarligi MURAT BARDAKÇININ YAZISI
YORUMLAR
Filiz Hanım maalesef çirkefliklerinde sınır yok.
Ben onları muhatap almamak adına sayfalarına girmemeye çalışıyorum.
Selam ve saygılar..
Filiz Şahin.
Son ortalamaları verdiğim ve eokul girişlerini yaptığım son iki günde ara ara girdiğim için konuya vakıf olamadım, etki ve tepkinin nedenlerini kavrayamadım. Gecikmemim nedenini açıklama gereği duydum.
Bu sabah Sevgili Deniz’in yazısından yaptığım çıkarımla paylaşım yazısının içeriği ve nedeni netleşmiş oldu. Hemen ilgili sayfaya döndüm ama yazıyı okuyamadım, dediğiniz gibi silinmiş.
‘sen yanmazsan ben yanmazsam, karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa’ cümlelerini ‘sen susarsan ben susarsam karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa’ diye de güncelleyebiliriz. Okuyucu sayısıyla yorum sayısını incelediğinizde perdenin arkasında ‘gizlice’ sokağı izleyenlerin okuduklarıyla ilgili düşüncelerini kısa kısa da olsa paylaşmaktansa daha sonra muhtemelen kendi aralarındaki sohbete konu olduğu geliyor aklıma.
Ne fark eder diyeceksiniz.. Çok şey fark eder!
Kendilerini fikren değil de cemaat çevresiyle var etmiş bilgiden yoksun, şakşakçılığı ve biat etmeyi sistemleştirmiş bu kişiler için aldıkları tepki çok önemlidir. Ona göre sonrasını belirler. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışan ya da kısır çevrelerinde böyle değerlendirilenler için alacakları tepkiler de çok önemlidir.
Ama etliye ve sütlüye dokunmadan yaşamayı şiirleriyle sevişmeyi, aşk ilan etmeyi bu sayfadaki varlıklarının tek nedeni sayanlar için yapılacak bir şey yok!.. Bizler bu ülke, bu rejim için ne gerekiyorsa yapacak, ve elimizi taşı altına sokarak o ‘taşları yerinden oynatmaya çalışacağız!’
Bahse konu kişi ve benzerleri kafası kopmuş tavuk gibi önlerini bile görmeden koşarken her şeye saldırmaları onların paniğinin göstergesidir ve korkularının… BÜTÜN SALDIRGANLAR KORKAKTIR!
Sağ olun, var olun. İyi ki varsınız!.
Filiz Şahin.
İSMET İNÖNÜ PAŞAMIZ HARF İNKILABI HAKKINDA İTİRAF EDİYOR:
İşte İsmet İnönü'nün ağzından, harf devriminin asıl amacı:
"Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi. Uzun yıllar devlet eğitim sorununa eğilmemiş, kütlesel eğitime önem vermemişti.(uzun süren harblerden dolayı 'A.B'. ) ; vermiş olsaydı şüphesiz ki daha yüksek olurdu. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.(...) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik.(...)
Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı."
İnönü, Hatıralar C.II s 223/ bunu eklemişler
ben rahatsız oldum bir İNSAN DELİ OLSA BUNU YAPMAZ BAKAYIM DEYİP KURCALADIM Kİ MURAT BARDAKÇI KÖŞESİNDE YER VERMİŞ KİTABIN SAYFASI YUKARIDA, HASILI İFTİRA OLDUĞUNU KANITLAYIP ÇÜRÜTTÜM
vatandaş savunma diye sosyal medya kulübü adlı facebook sayfası getirdi youtube videosu getirdi, bunlar kanıt olamaz o savunmaya gelirken uyduruk kaydırık çöpleri getiren her kişinin akıbetine o da uğradı çürüttüm gömdüm çarpıtıp saptırmaya çalıştı tuttum engelledim.
yani kendisini savunacak cümle kuramayan papağanlara tahammül edemiyorum, kanıt diye küfrettiği siyonist diye sövdüğü facebooktan döküman getirmiş, haliyle çöp oldu...
iyi ki sizler de varsınız en azından gelecek nesilden kısmi olarak eminiz sizler varsınız.
elimden gelse Kant'ın "aklını kullanmak cesaretini göster, aydınlanma nedir" yazısını tüm okullarda ayda bir defa okutup analizini yapılmasını sağlardım
selam ve saygı sunuyorum
DİL TÜRKÇE İSE
SORUN YOKTUR.
Ulu Önderimiz Atatürk Nasıl ki Yıkılmış olan 600 yıllık Osmanlı Devletinin Küllerinden Yeni Bir Türk Devleti Kurmuşsa işte o gün Türk Dili de Kurtuluşa ermiştir.
Türkçeye dil uzatmak demek aslını inkar etmek demektir. Onlar bizden olmayıp devşirmeler ve de Türk düşmanlarıdır. Bu nettir.(nokta)
kale almayınız
değerli FİLİZ HANIM
SAYGILARIMLA
Filiz Şahin.
facebooktan youtbeden bilgi edinip tarihi yazılı kaynaklardan öğrenmeyip gözü kapalı yalana inanıyor insanlar hiç acaba bu doğru mu
yalan olabilir mi demiyorlar. küfrettikleri siyonist facebook'tan tarihi öğrenmek çok acıdır. Yazık genci de yaşlısı da şüphesiz önlerine konulana inanıyorlar gerçekten çok acı.
sağlıkla kalın
Şimdi gelelim eleştirilere yazarın müsaadesi ile cevap vermeye :
Bu yazıda cevap verildiği gibi ortaya osuruktan bir iddia atılınca her zaman onu çürütecek cevaplar buluruz, bulduk! Bugün bunu Filiz yapar yarın bir başkası. abdülhamit hortlatması bir meczubu ciddiye aldığımızdan değil bu ATA'nın ve dahi silah arkadaşlarının mirasına sahip çıkma ilkesinden gelir bu gayretimiz. Ancak eleştiri yaptığınız ve .iktir ettiğimiz ucubenin durumu öyle değil. Sayfasında ne bir belge nede uyduruktan olsun bir kanıtla sunulmuş bir yazı yoktu. Tamamen ATATÜRK'e hakaret etmek için kurgulanmış iğrenç bir öykü paylaşılmıştı. Öykü de ATA'nın başının poposuna sokulduğu ve bu şekilde öldüğü anlatılıyordu. Ne yapalım şimdi biz yavşağa, tahammül mü edelim? Böyle kaliteli bir ortamın içine etmelerine izin mi verelim? Aramızda dolaşıp sürekli değerlerimize küfür etmelerine sabrederek elimize ne geçirmiş olacağız?
Karşımdaki ''insan'' olsa, meczup bile olsa karşıt fikirlerimizi savaştırırız. Zaten hep böyle olmuyor mu? Burada bulunan herkes aynı pencereden mi bakıyor hayata? Sürekli olarak farklı konularda fikir çatışmaları yaşamıyor muyuz?Ben bugüne dek yazdığım yazılara yapılan haddini aşan olumsuz eleştirileri bile silmemişim. Gereken ne ise söylediğim halde devam eden,kendi sayfamda bana hakaret edenlere bile sabretmişim. Böyle durumlarda kime .iktir git demişiz?
Bu ve benzeri şerefsiz pisliklere tahammül etmek isteyen buyursun etsin, bence SİKTİRİP GİTSİNLER!.
Filiz Şahin.
MÜSLÜM BAYRAM
Bizim yazı uçmuş
Lakin devamını Filiz Hanım çok daha güzel getirmiş
sevgilerimle
Den(iz)
Yazınız amacına ulaştı. Önemli olan bu Müslüm bey...!
Filiz Şahin.
kanıtları ortaya koyduk utanırlar mı usanırlar mı bilmem bildiğim bir tek şey var o psikolojik sınırı aşmalarına ben yardım etmedim edenler memnundur umarım.
Serhat BİNGÖL
En içten saygı ve sevgilerimle.
Den(iz)
Bilirsiniz ki siz de benim site içinde ayrı tuttuğum, önem verdiğim isimlerden birisiniz. Ben farklı görüşler olmasın diyen bir insan asla olmadım. Eğer ki demokrasi baki kalsın diyorsak (ki diyoruz) o zaman farklı düşünen herkesle bir şekilde bir arada olmaya da gayret göstermeliyiz. Ancak bu yapılan bambaşka bir şeydi. Mesela siz de takip etti iseniz bilirsiniz ki benim burada en çok kavga ettiğim kişilerden biri Sami Hocamdır. Ancak bu güne dek kendisine ne kadar öfkelenirsem öfkeleneyim tek bir yazısını dahi şikayet etmedim. Asla onun burada olmamasını dilemem. O veya başka görüşleri olan birisi de burada olmalı ki gözlerimiz hep aynı rengi görmesin. Ancak görüşten bahsediyoruz,fikri olmaktan bahsediyoruz,tartışmaktan bahsediyoruz. Giden soytarının öyle bir derdi yoktu ki. O sadece bizim kanımızı donduracak paylaşımlarda bulunup bizim öfkemizi kabartmak için uğraşıyordu. İstediği gibi de oldu. Atatürk'ün de elbette ki hataları olmuştur. Sonuçta o da bir insandı değil mi? Ancak bunu ifade etmenin bir usulü vardır. Atatürk'ün yaptıklarından kırılmış olan Kürt kökenli dostlarımız var mesela. Onlarla oturup uzun uzun sohbetler etmişliğim olmuştur. Saatlerce konuştuğumuz halde kimse kimseye küfür etmemiştir. Ancak bu yaratığın yaptığını kimse hazmedemezdi. İşte bu abdulhamit zortlaması da onun devamından başka bir şey değil.
Yazacaklarınızı bekliyorum. Akşam saatine denk gelirse cevap vermem gecikebilir. Ev ortamında akşamları oğlumla ilgilendiğim için buraya pek vakit ayıramıyorum.
Sevgilerimle...
Serhat BİNGÖL
Bakın sevgili Deniz Hanım, durum sandığınızdan çok daha vahim, çünkü artık Atatürk düşmanlığı siyasal bir boyut aldı. Belki söyleyeceklerimden birileri hemen fırsat bu fırsat deyip ucuz polemik konusu yapıp iktidar partisine bel altı vurmak için konuyu siyasi bir avantaja çevirmeye çalışsa da konunu derinliği iktidar partisinin kuruluş tarihinden bile çok gerilere dayanıyor. Yani Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan yanlış ulusalcı politikalara dayanıyor.
Geçtiğimiz eylül ayında kısa süreli üretim bazın da çalışma yapacağımız ve ilk kez çalışacağımız bir firmanın hem üretim sahasını görmek hem de firma yetkilileriyle tanışma amaçlı bir toplantı kararı aldık. Çalıştığım şirkettin idari kadrosunda yer alan üç mesai arkadaşımla birlikte başka bir şehirde bulunan bu firmaya gittik. Firma sahibi olan ortaklar ve idari kadroda yer alan insanlarla birlikte firma sahibi olan ortaklardan birinin çalışma odasına geçtik. Çaylarımızı, kahvelerimizi içerken dikkatimi çeken şey odanın duvarlarındaki objeler oldu. O objeler üzerinden de derin bir sohbet başladık.
Duvarlarda çerçeve içine alınmış Osmanlı bayrağı üç hilal, padişah tuğrası, Türk bayrağı. Fatih Sultan Mehmet hanın resimleri, Osmanlının en kudretli olduğu döneme ait haritalar ve diğer padişahlarımızın toplu halde uyarlanmış resimleri, Kur’an ayetleri, dosya dolabının üzerinde birkaç seccade tespihler vesaire odanın hemen her yeri dini ve tarihi ojelerle süslemişti. Bu insanların koyu muhafazakâr olduklarını anlamak çok zor değildi. Buraya kadar da her şey normaldi. Ta ki, naçizane benim sohbetin bir bölümünde; duvarda bir eksik var Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi de olsaymış tam olacakmış dememe kadar. Bir anda ortam da soğuk bir hava oluştu. Odadaki insanlar göz ucuyla birbirlerine bakıştılar. O an anladım ki, bu insanlar sıradan Atatürk düşmanı değildi.
Nihayetinde hava kısa süre sonra biraz daha normale döndü. Ve konuşma bu sefer Atatürk eksenli devam etti söyledikleri şeyleri ve Atatürk ile ilgili iddialarını buradan paylaşmayacağım. Gerçi bilindik abuk subuk şeylerden farlı iddialar değildi. Kısacası ülkenin ve tolumun (onlar göre olumsuz yönde değişen yapısının) mümessili olarak Atatürk'ü ve Atatürkçüleri sorumlu tutuyorlardı. Ancak içlerinden birinin şu sözleri, can yakıcıydı. Tepkim üzerine ağız değiştirseler de sanırım kafalarının gerisinde yatanı kusmuşlardı. O sözde şuydu; Atatürk'e ait büstler ve heykeller toplanıp satılsa elde edilecek para putperest Atatürkçülerin imha edileceği fırınların maliyetini karşılar mı? Sözü oldu.
Sonuçta fiyattı, ürün kalitesiydi vs gibi sebepleri mazeret gösterip iş görüşmesini noktalayıp toplantı salonuna geçmeden firmayı terk ettik.
Evet, Deniz Hanım. Atatürk düşmanlarını bu kadar radikalleştiren şeyin ne olduğuna dönük kafa yormaz ve önlem almaz isek. Bu insanları iktir etmek sadece çöpü halının altına süpürmekten farklı bir anlam taşımaz.
Biliyorum zor, çelik gibi sabır ve irade gerektiriyor ama başka çare yok küfür hariç onların abuk subuk iddialarını diyalog yoluyla çürütmek zorundayız.
Saygı ve sevgilerimle
Bu arada kusura bakmayın işten geç saatte döndüğüm için yorumumda biraz gecikti.
Bir kaç cümle ekleyip konuyu kapatacağım
facebooktan tarih uyduran güruh biliniz ki;
tarihe mal olmuş kimseler de insandır, hata da yapar, yanlış kararlar da verebilirler haliyle sevilmeyebilir ve eleştirilebilirler. Ancak; bugün bizler ve dahi sizler babalarımızın kim olduğunu biliyorsak ve hatta onların kurduğu bu cumhuriyet çatısı altında onlara sövebilecek özgürlüğe sahipseniz bu sizin cesaretinizden değil onların ölen evlatlarının cenazelerine gitmek yerine önce vatan deyip cepheye gitmeyi seçtikleri içindir.
sağlık ve esenlik dileklerimle . üyeyi engelledim konudan çok uzaklaştı ve yine ölmüşlere dil uzattı. Benim sayfamda had aşılmaz.
BANA YUOTUBE VİDEOLARI GETİRME MADAM ROSE BURADA BİR ÇOK İNSAN BİLİR Kİ SİZİN GÜRUH KESER YAPIŞTIRIR VİDEOYA ÇEVİRİR SENİN GİBİ HAZIR KITALARA YEDİRİR.
BANA İNTERNET FOSTURBOK PAYLAŞIMLARI GETİRME TARİH SİYONİİST FOSTORBOK SİTESİNDEN ÖĞRENİLMEZ
BANA YAZILI BASILI KAYNAK GETİR . VE KONUYU KIVIRTIP ÇARPITMA
İSMET İNÖNÜ DEDİĞİN KİŞİNİN ARDINDA KOSKOCA İNÖNÜ ZAFERLERİ VAR SEN KİMSİN DE GÖLGESİNE YETİŞEMEYECEĞİN ADAMIN ARDINDAN ATIP TUTUYORSUN. SAYGISIZ SAHTE PROFİL KARANLIK YOBAZ!
şu dakika itibariyle Gül Esen aman pardon ABDÜLHAMİT rumuzlu terbiyesi kıt üyeye cevap vermeyeceğim.
DÜNYANIN HİÇ BİR YERİNDE ÜLKENİN KURUCULARINA BU KADAR FÜTURSUZCA İFTİRA VE CEHALETLE SALDIRAN YOKTUR! AYIP ESEFLE KINIYORUM.
Filiz Şahin. tarafından 1/13/2019 7:21:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Emin siniz değil mi?
Arkadaşım benim anlamadığım konu, böyle şeylerle uğraşanların bu sitede işi ne? Kaç kez yazdım ama durum aynı değişen bir şey yok. Bu gibiler yalana doymadılar,doymayacaklar da....
Küçük beyinler büyük konularla uğraşmamalı bence! Kalemine sağlık.
Sevgiyle
Filiz Şahin.
ve
madam/matmazel Rose vip üye!
Bence böyle olmalı, birileri yalan da olsa iddialarını ortaya koyabilmeli ve bizlerde o yalanları çürütmeliyiz ve çürüteceğiz. Bunun başka çıkar yolu yok. Siktir git demek veya şikâyet etmek çözüm değil. Kaldı ki çözüm olmadığını on yıllardır görüyoruz.
Böyle dediğim için belki bazı kıymetli kalemlerin tepkisini çekiyor ve bana sitem ediyor olabilirler ama maalesef gerçek bu! Ve yine kaldı ki, bu güruhun saçma sapan iddialarını çürütecek donanıma sahip gerçek Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları fazlasıyla var. Gerçi on yıllardır Atatürk’ün işaret ettiği çağdaşlığı, İslama, Müslümanlara, şanlı tarihimize ve ceddimize saldırmak zanneden, hedef gösterdiği muhasır medeniyet seviyesini de müstehcenlik sanan ve toplumun sinir uçlarına dokunacak söylem ve eylemleriyle sapıklık ve sapkınlık peşinde koşan sahte Atatürkçüler varsa da. Çok şükür ki, Atatürk’ün çağdaşlığı hedef alan muhasır medeniyet seviyesine ulaşmayı kendine amaç edinmiş gerekli bilime, ilime ve fenne sahip Atasının işaret ettiği teknolojik seviyeye ulaşmaya odaklanmış insanlar da var. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Onun için öfkeye ve telaşa gerek yok.
Saygı ve sevgilerimle
Filiz Şahin.
teşekkür ederim, şahsa değil konuya dair yaptığınız yorum için. selam ve saygı sunuyorum.
Serhat BİNGÖL
Filiz Şahin.
artık kusuruma bakmayın
Filiz Şahin.
yok şaşırmıyoruz zaten yalancılık küçük işleri zaten eleştirmeyle karalamayı ayırt edemedikleri için izah ediyoruz....
sevgimle
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
Filiz Şahin.
kaç gündür bakınıyorum bir anormallik var diye
arslanmış kağıt arslan bildiğin madam rose
Kıçlarından uydurdukları tarih ile ancak osuruk etkisi yapar bu yunan piçleri. Osuruğa inananın da osuruk kadar aklı yoktur. Siktir et şunları ya. Dayak yemeğe doymadılar Cumhuriyetten... Yarasalar karanlık severler. Cumhuriyetin ışığı bunlara ağır geliyor.
Çek sifonu Filizim çek.
Sevgilerimle