- 636 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
DEDEM
Seni çok ihmal ettik zamanında dedem. Babaannemin ölümüyle iyice yalnız kalmıştın oysa. Değerini bilemedik biz senin. Mizacındaki o sert, dediğim dedik ve otoriter adam aslında içinde öyle mülayim, öyle içine kapanık ve öyle merhametli birini barındırıyordu ki... Çok geç fark ettik biz seni, çok! Ben seni çocukken tanıdım, bahçeli evde çok anılarımız oldu. Kafana taş atmıştım bir keresinde, kafan şişmişti, izi hâlâ duruyordu, ağzını açıp bir şey dememiştin. Başkası olsa neler yapardı kim bilir. Sen iyi adamdın, biz otururduk beraber annemle babamla, babaannemle, sen o küçük odaya geçerdin, televizyon izlerdin, sessizdin, yalnızdın. Haksızlığa uğramışlık vardı hep yüzünde. Haklıydın. Biz haksızdık. Sana sebepsizce sırt çeviren biz... Seni ne çok sevdiğimizi bir türlü itiraf edemeyen biz... Akşama doğru bulmaca çözerdik beraber. Bulmaca çözmek çok yakışıyordu sana. Bütün kelimeleri bulurduk. Bitirdikten sonra ikimizi de bir neşe kaplardı. Dünyanın en önemli işini yapıyormuşçasına. Dünyanın en önemli işini yapıyordum aslında, yanımda sen oldukça. Seninle dede torun değildik biz dedem, dosttuk seninle. Bir kere ikimizin de adı Yusuf’tu. Adının hakkını veriyordun. Mülayim, yumuşak, ununu elemiş eleğini asmış bir adamdın. Gurur duyuyordum seninle. Ve kendimle gurur duyuyorum böyle bir adamın torunuyum diye. Sana layık olabildim mi bilmiyorum. En çok bunu merak etmişimdir. Senin farkında olarak ya da olmadan bana verdiklerini alabildim mi? Sevgimi bir an bile hissettin mi? Bunları merak ediyorum işte. Sen de hiç ölmeyecek gibiydin aslında. Ölecektin bir gün, herkes gibi. Ama ölmeyecektin sanki. Kalp krizi geçirmişsin bir gün, ben görmedim tabi, ölüme son pençeni atmışsın, diretmişsin son kez. Sonra Ankara’dan ta buralara getirdik seni, İzmir’in sıcak ve tatlı iklimine. Yalnızlığın bitmişti. Ya da biz öyle sanıyorduk. Diyaliz makinesinde duygularını vermemek için son çare çırpınıyordun. Hayatın ise ihtimallere bağlıydı. Her zamankinden daha yorucu, can acıtıcı, gönül kırıcı ihtimallere... Aralık ayında başladı diyaliz. İlk zamanlarda çok kötüydün. Sudan çıkmış balığa dönmüştün, alışamamıştın. Haklıydın yine. Biz haksızdık. Seni aramıza, ciğerimizin başköşesine almayı daha önce akıl edemeyen biz... Sonra iyileşmeye başladın gitgide, alışıyordun işte. Birdenbire oldu her şey, birdenbire kötüledin. Ölmeden önceki birkaç gün sinirliydin, neye isyan ediyordun az çok biliyorduk. Ve haklıydın, merak etme. Ölmeden önce de son sözlerini söyledin aslında hissettirmeden. Hakkım helal olsun sana, sen ne büyük adamdın dedem, herkes anlamasa da.