- 1462 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
Beyazlarımız Nerde?
Başlamak hiç bu kadar zor olmamıştı bir cümleye. Hiç bu kadar yormamıştı elimi yazmak istemeyen kalem..
Bu kadar zor değildi eskiden.
Yormazdı kağıdı kalem...
Kelimelerin anlamı bu kadar basit değildi sahiden.
Daha güzeldi eskiden, dinlerdik, duymadığımızı ısrarla sorardık, kaçırmak istemezdik hiçbir harfini karşındakinin..
Şimdi, düşüyor ünlü seslerimiz kelimelerden, ünlülerimiz düşünce, sessizleşiyoruz yavaş yavaş..
Rengimiz soluyor, kapatıyor etrafımızı bir siyah, dağıtamıyoruz,beyazlarımız nerde?
Sonra düşüyor gözlüklerimiz,
Siyahlaşıyoruz, karşımızdakini göremeyecek kadar siyaha bürünüyoruz.
Karşımızdakini görmeyince, bizim için yaptıklarını da göremiyoruz.. Siyah her yer, elimizi uzatsak tutarız ama göremiyoruz. Beyazlarımız nerde?
Soğuyoruz sonra,
kaybediyoruz sanıyoruz, sanarak kaybediyoruz, düşüyor ünlü seslenişlerimiz cümlelerimizden, tutamıyoruz.. Etraf yapılanları göremeyeceğimiz kadar siyah, seçemiyoruz istediklerimizi, göremiyoruz beklediklerimizi..
Eskiyoruz sonra,
Benzimiz soluyor, kabulleniyoruz olmazları, alışmaya adım atıyoruz, düşen yerlerimizi doldurmaya çalışıyoruz, siyahları kabulleniyoruz, onlarla yaşamayı göze alıyoruz, renklere ilk defa el sallıyoruz, elveda diyoruz. Siyahlanıyoruz gözbebeğimize kadar, siyah görüyoruz. Beyazlarımızı unutuyoruz...
Alışıyoruz sonra,
En kötü yere geliyoruz, unutuluşa hazırlanıyoruz, unutmaya hazırlıyoruz, unutmaya mahkum etmeye bırakıyoruz, renklerimize kefeni giydiriyoruz..
Beyazlarımızı unutuyoruz, beyazlarımız kayboluyor, beyazlarımız diye bir şey olduğunun farkına varmadan daha beyazlarımızı siyahlara bürüyoruz.
Otlaşıyoruz sonra,
Artık bittiği yere varıyoruz her şeyin, sadece nefes almak için yaşıyoruz, sadece gözlerimiz açık, ruhumuz başka yerde bedenimiz başka serde, gözümüz ayrı kentte, kalbimiz farklı divanda, aklımız uzaklarda, hayallerimiz siyahlarımızda boğuluyor.. Beyazlarımızı unutuyoruz..
Geriye bir şey kalmıyor,
Ne renklerimiz, ne ünlü seslenişlerimiz, ne tebessümlerimiz, ne naif isteklerimiz kalıyor geriye.. Artık hiçbir şey istemiyoruz, sadece olduğu gibi bırakıyoruz, eski heyecan olmayınca gerek de duymuyoruz.. Mesafeler ile yabancılaşıyoruz..
Söyleyemediğimiz sözlere emanet ediyoruz, veda ediyoruz nefes almaya, elveda diyoruz her şeye. Veda ediyoruz sessizce, siyahça, en son vedamız bile simsiyah kalıyor, veda diyoruz, elveda diyoruz, kenti bırakıyoruz, her şeyi bırakıyoruz...
En kötüsü beyaz tek bir noktamız kalmıyor,
Ve en son cümlelerimizi söylüyoruz en son cümle...
Beyazlarımız nerde?
Beyazlarımız nerde?
Beyazlarımız nerde?
(Hasan Özses e ithafen)